13 yaşındaydım. Beni geri göndermek zorunda kaldı. | Open Subtitles | كنت أبلغ من العمر 13 عاماً وكان عليه إعادتي |
Bir bekleme listesi vardı,beni buraya getirmek için bir çok kişiyi atlamak zorunda kaldı. | Open Subtitles | كما واقع الأمر كان. كان هناك قائمة انتظار، وكان عليه أن يسحب الكثير من السلاسل ليضعني هنا. |
Yani onu buradan kovdun, o da kendine güvenli, saklanabileceği değişimin onu bulamayacağı bir yer bulmak zorunda kaldı. | Open Subtitles | إذاً فقد طردته من هنا، وكان عليه إيجاد مكان آمن مكان يختبئ فيه حيث لا يمكن للتغيير من العثور عليه |
- İkimize de yaptığı şeyin hesabını vermek zorundaydı. | Open Subtitles | .. وكان عليه أن يدفع ثمن . مافعله بنا، كلانا |
Ve savaşın o zamanlarında etrafa dağılmış gruplar pek yoktu bu sebeple her grubun kendi uçağı vardı ve bu uçmaya devam etmek zorundaydı ve gerçekten son sürat ilerliyorlardı. | Open Subtitles | وفى هذا الوقت من الحرب لم يكن هناك فائض فى القوات الجويه لذلك كل طاقم كانت لديه طائره وكان عليه أن يُبقى طائرته فى الجو وبالفعل لم نلحظ توقفاً فى حركة الطيران فى تلك الفتره |
Adem bir hata yaptı ve suçunun bedelini canıyla ödemek zorunda kaldı. | Open Subtitles | لقد أرتكب آدم خطأً كبيراً وكان عليه تحمل العقاب |
Öyleydi ama, bir işi çıktı ve gitmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | كنا سويا, ولكن شيئا حصل وكان عليه أن ينسحب |
Makbuza uyanı bulmak için birden fazla yasadışı medikal bakım tedarikçisi gezmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يزور أكثر من مزود شادي واحد الرعاية الطبية غير المشروعة تبحث لمن صالح مشروع القانون. |
Öldürmek zorunda kaldı. Ne? | Open Subtitles | وكان عليه أن يقتله. |
İstifa etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يستقيل. |
Ve onu benim öldüreceğimden emin olmak zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يعلم أنني من سيقتله. |
Vimi'nin babasına saygın biri olduğu ispatlamak için müdür olmak zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يصبح مدير ليثبت لأبيه في Vimi وأنه كان يستحق. |
Bir hikaye uydurmak zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه الخروج بقصة أحتياطية |
Ve önce birimizi yerden kaldırmak zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه ان يرفع احدانا اولا |
O ailesiyle gitmek zorundaydı. | Open Subtitles | وكان عليه أن يذهب مع عائلته. |