Onların ikisini de evlerine göndermedim ve bakımlarında herhangi bir risk oluştuğunu düşünmüyorum. | TED | في الحالتين, لم ارسلهم الى المنزل ولا أعتقد أن هناك أي فجوة في عنايتهم. |
Böyle de işlediğini düşünmüyorum. | TED | ولا أعتقد بأن هذه هي الطريقة التي يعمل بها أيضا. |
Benim hakkımda. İlk defa olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أيضاً أن هذه كانت المرة الأولى |
Bu Bati buyudugu icin degil... Ve bence bu Bati'nin dusecegi ile ilgili de degil. | TED | ليس هكذا نهضَ الغرب، ولا أعتقد أنه سينهار بهذه الطريقة. |
'Ne gördüğümü biliyorum ve MI5'in bizimle gerçeği paylaştığına bir an olsun inanmıyorum.' | Open Subtitles | أعرف ما رأيته ، ولا أعتقد أبداً بأنّ الاستخبارات البريطانية قد أخبرتنا بالحقيقة |
Aptal ve sıradan adam kılığına bürünerek ceza almaktan kaçabileceğini de sanma. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن هروبك من العقاب يضعك من ضمن المواطنين العاديين |
Ama bir konuşma yapmamı isteyeceklerini sanmam. | Open Subtitles | ولا أعتقد أنهم سيطلبوني لإلقاء محاضرات في المستقبل القريب |
Dudakların ayrıkmış ve bunun arkadaşça bir öpüşme olduğunu sanmıyorum! | Open Subtitles | وهذا يعني أن شفتاك كانتا منفصلتان ولا أعتقد أنها مجرد قبلة صديق |
İçinde alkol olduğunu sanmıyorum bile. | Open Subtitles | ولا أعتقد بإنه يوجد أي كحول هنا |
Ben, çoğumuz gibi, insanları değiştirmenin ne kadar zor olduğundan şikayet ederek çok vakit harcıyorum, ve bundan çok da şikayetçi olmamız gerektiğini düşünmüyorum. | TED | حسنا، أنا مثل الآخرين منا الذين يقضون وقتهم بالتذمر كيف أنه من الصعب تغيير الآخرين، ولا أعتقد أنه علينا خلق مشكلة كبيرة من ذلك. |
Her zaman biliyordum, ailemin de biraz bile şaşırdığını düşünmüyorum. | TED | كنتُ دومًا أعرف ذلك، ولا أعتقد أن عائلتي كانت متفاجئة ولو قليلًا. |
Böyle özel bir durumda Hellospy'ın kimini tarafında durduğuyla ilgili soruların olduğunu düşünmüyorum. | TED | ولا أعتقد حقاً بأن هناك الكثير من التساؤلات عن الجهة التي تدعمها شركة برنامج هالوسباي في هذه القضية بالتحديد. |
Ve kimsenin bu kural karşısında ayrıcalığa sahip olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أنه يتم استثناء أي شخص ، أليس كذلك ؟ |
Tamam, bizim oraya bakıyorlar. Açelyalarımıza bayıldıklarından baktıklarını da sanmıyorum. | Open Subtitles | ،حسناً، أنظارهم جميعاً متجهة إلى منزلنا ولا أعتقد أنهم يبدون إعجابهم بالنباتات |
İstediği şeyde gayet netti ve af için sana yalvarılacak bir şey olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | كانت واضحة بشأن ما أرادته ولا أعتقد أن له علاقة بالتوسل لعفوك. |
Beni vuran kişinin çatışmadaki manyakların arasında olduğunu da sanmıyorum. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن من أطلق النار علي كان من المعاتيه في تبادل إطلاق النار |
Ne bilim için ne de toplum için iyi Ve bence böyle olmamalı. | TED | فهو ليس جيدًا للعلوم، وليس جيدًا للمجتمع، ولا أعتقد أنه يجب أن يكون على هذا النحو. |
İyi yanı veya kötü yanı fark etmez çünkü o öldü Ve bence onu sen aklında ayırmaya çalışıyorsun ki bence bir yardımı olsun diye, bırak Pheobe gitsin. | Open Subtitles | إنَّ كِلا جانبيه الطيب والسيء قد ماتا ولا أعتقد بأنَّ فصل جانبيه الطيب والسيء في بالكِ سيجعلكِ تتحسنين بداخلكِ |
Yalnızca mobil dünya değildir günümüzün altını. Ben altının yerin altında olduğuna inanmıyorum. | TED | والجوال ليس الوحيد الذي نطلق عليه ذهب اليوم، ولا أعتقد أن الذهب موجود تحت الأرض. |
Ve seni kontrol etmeyeceğimi de sanma. | Open Subtitles | ولا أعتقد أن وأنا لن تحقق على لك. |
Evet , buraya taşınmayı düşündüğünü söylemişti, fakat bunun olacğını sanmam. | Open Subtitles | نعم، ولكنّها قالت أنّها تفكر بالانتقال إلى هنا ولا أعتقد أن هذا سيحصل |
Böldüğüm için kusura bakmayın ama sanki kaderi aldatmak istiyor gibisiniz ve bunun mümkün olduğunu düşünmüyorum. | Open Subtitles | أسف على المقاطعة لكنك تبدو أنك تحاول أن تخدع القدر. ولا أعتقد أن هذا جائز الحدوث |
Kimsenin burada olduğumu bildiğini sanmıyorum bile. | Open Subtitles | ولا أعتقد بأن أحدًا يعلم بأني هنا |
Bence güçten düştün ve tek bir vuruşla beni öldürebileceğini hiç sanmıyorum. | Open Subtitles | أعتقد أنك أصبحت ضعيفاً ولا أعتقد أنك قادر على قتلي بضربة واحدة. |