ويكيبيديا

    "ولده" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • oğlu
        
    • oğlunu
        
    • oğlunun
        
    • oğluna
        
    • çocuğunu
        
    • oğluyla
        
    • Çocuğu
        
    • oğlusun
        
    • oğluyum
        
    • çocuğuyla
        
    • babası
        
    • oğlundan
        
    oğlu 6 aydır okula gitmiyormuş, özel öğretmenlik yapmamı istiyor. Open Subtitles ولده لم يدرس لمدة ستة أشهر و يحتاج الى تدريس.
    Arkasında bir çocuk vardı, oğlu, yüzü kıpkırmızı olmuştu babasını itmeye çalışmaktan. TED كان وراءه طفل هو ولده ذو وجه أحمر بعد بذل الجهد في دفع الأب.
    Anladığım kadarıyla oğlunu ziyaret etmek için planlarında değişiklik yapmış. Open Subtitles على حد علمي فقد خرج عن جدول مواعيده ليزور ولده
    Kendi oğlunu döverek öldürmek... senin gibi ünlü bir hoca için iyi olmaz. Open Subtitles يبدو أن هذا شيئا ً مذريا ً لمدرس ليتحمل رؤية ولده يعاقب حتى الموت
    Baba şirketi sert ama iyi yönetti, oğlunun ise bir şey bildiği yok. Open Subtitles الرجل الكبير كان يحكمها بيدٍ من حديد ولكن ولده لا يعلم كيف تدار
    Neden bir baba oğluna asla onu ne kadar çok sevdiğini söyleyemez? Open Subtitles لماذا لا يستطيع الأب أن يخبر ولده عن مدى حبه له
    Onun çocuğunu taşıdığım farkedilince, Moloc sevdiğimi ölümle cezalandırdı ve kızımı gözlerimin önünde kurban etti. Open Subtitles عندما إكتشف أني كنت أحمل ولده مولّك , حكم عليه بالموت ثم ضحى بإبنتنا أمام عيني
    Fakat bu onun oğlu ve oğlu kendisini öldüren adamı görmeden, onu gömemeyeceğini söylüyor. Open Subtitles لا يستطيع ان يدفن ابنه ما لم يشاهد ولده مقتل الشخص الذي قتله
    Kim benim Charles Thenier olduğumu düşünür ki oğlu Bretane'de öldürülen? Open Subtitles من سيظن أنني "شارل تينيه" الذي قُتل ولده في شارع "بريطانيا"؟
    Heller kaçırıldığında oğlu Richard'ın evindeydi. Open Subtitles هيللر كان في منزل ولده ريتشارد عندما تم اختطافه
    Çünkü bir babanın oğlu için her şeyi yapabileceğine inanıyorum. Open Subtitles لماذا يريد الكذب علينا؟ لاني أؤمن بأن ألاب سيفعل أي شيء من أجل ولده
    oğlu hiçbir zaman istediği şeyi ona vermeyecek ve hep hayal kırıklığına uğrayacak. Open Subtitles لن يعطيه ولده ما يريد، وسيخيب أمله به فقط
    İbrahim tam bıçakla oğlunu kurban edecekken Tanrı onu durdurdu. Open Subtitles أبراهيم أوشك أن يقتل ولده بسكينه عندما منعه الرب
    Kral için ne felâket tek oğlunu ve vârisini kaybetmek. Open Subtitles يالها من مأساة للملك ليفقد ولده الوحيد ووريثه
    Kral için ne felâket tek oğlunu ve vârisini kaybetmek. Open Subtitles يالها من مأساة للملك ليفقد ولده الوحيد ووريثه
    Yüzbaşının oğlunun cansız yatan naaşı başındaki acı dolu feryatları düşmanı kendi tok ve hacimli davullarının sesinden bile daha fazla ürküttü. Open Subtitles القائد يبكى ويصرخ من إلام فقدان ولده صراخة أصبح أكثر رعبا للعدو من من طبول المعركة
    Sanırım amcam oğlunun saldırı haberlerini aldı. Open Subtitles يبدو ان العم قد وصلته للتو اخبار الهجوم على ولده
    Çocuğun babası oğlunun takıldığı birkaç kişinin adını verdi. Open Subtitles والد الصبي أعطانا عدة أسماء لأشخاص كان ولده يتسكع معهم
    Zehirli atıkları çevreye dökmüşler ve şimdi de oğluna yardım için döndü. Open Subtitles لقد رمى كماً هائلاً من النفايات السامة و الآن هو عائد لمساعدة ولده
    Yanımdan ayrıldıktan sonra çocuğunu taciz ettiğine inandığı adamı görmeye gitmiş. Open Subtitles بعد أن ترك لي، ذهب لرؤية الرجل الذي كان يعتقد تم الاعتداء على ولده.
    oğluyla tanıştığını ve başka bir isimle yaşadığını idda ediyor.. Open Subtitles ولده _شون وانه كان يعيش تحت اسم مستعار - حسناً
    Sekiz yıl önce İngiltere'den yola çıkan Çocuğu nerede? Open Subtitles أين ولده الذي أبحر من إنجلترا منذ ثمانية أعوام؟
    Eminim kızgın olduğundandır ama sen halen onun oğlusun. Open Subtitles أنا واثقة أنه غاضب ولكنك لا تزال ولده
    Buna mecburdum. Onun oğluyum. Open Subtitles يجب عليَّ هذا أنا ولده
    En azından onun, çocuğuyla iletişim kuramamasının bir mazereti vardı. Open Subtitles على الأقل كان لديه عذر لبعده عن التواصل مع ولده
    Fakat çocuk büyüdükçe babası, çocuğun kalbindeki karanlığı ve büyünün karanlık yanına duyduğu tutkuyu gördü. Open Subtitles الوالد أصبح يرى الظلمة في قلب ولده وحبه في إتباع اساليب السحر الأسود
    Tamam, bilirsin, o oğlunu seven bir baba, tamam mı, annesi tarafından oğlundan uzaklaştırılmış birisi. Open Subtitles حسناً, تعرف إنه أب عطوف حسناً, تم استبعاده من قبل أم ولده

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد