Jane gibi tatlı ve ateşli biri ile konuşabilmen bile büyük bir şans. | Open Subtitles | يجب ان تشعر انك محظوظ لأنك تكلمت مع شخص جذاب ولطيف مثل جان |
Yetenekli, yakışıklı, tatlı saygılı ve hayatla ilgili daha büyük amaçları olan biri. | Open Subtitles | إنه موهوب ووسيم ولطيف ولديه رؤية وقورة للحياة والقيم النبيلة |
Normalin üzerinde zekaya sahip, okuma ve yazma biliyor, sessiz, sakin ve kibar bir görünüm sergiliyor." | Open Subtitles | رغم أنه عالي الذكاء ويستطيع القراءة والكتابة هادىء ولطيف كأنما لديه مُرشِح في عقله |
Gerçekten hoş bir beyefendidir ve güzel havai fişekler yapar. | Open Subtitles | انه رجل محترم ولطيف جدا ويقوم بعمل الألعاب النارية بأتقان |
Kesinlikle Asa veya eSi gibi degil. çok sessiz ve sevimli biri. | Open Subtitles | إنه ليس مثل آسا أو زوجته إنه هادئ ولطيف جداً |
Ve sende büyüyeceksin, ama aynı kalacaksın, zeki, akıllı, şimdiki gibi nazik. | Open Subtitles | و أنت ستكون أكبر و ستبقى ذكي وحكيم ولطيف كما أنت الآن |
Büyük hassasiyetle geçen gün bunu yapmayı başardım, çok şirin bir ördek. | TED | مع قدر كبير من الدقة استطعت طباعة هذه قبل بضعة أيام ، مجسم بطة رائع ولطيف |
Bugün çok sıcak... ama burası güzel ve serin. | Open Subtitles | الجو حار جداً اليوم ولكن المكان هنا جميل ولطيف |
Demek istiyorum ki, bu görüntünün altında tatlı, kibar, altın kalpli bir adamın olduğunu bilmiyordum. | Open Subtitles | ما أقصده أني لم أعلم أن وراء ذلك رجل عطوف ولطيف وطيب رجل ذو قلب حساس |
Akıllı, çok tatlı ve inan bana yatağa girince de gerçekten elinden geleni yapıyor. | Open Subtitles | إنه ذكي، ولطيف وفي الفراش دعيني أخبرك، إنه يحاول حقاً |
Çok tatlı ve düşüncelisin ama ben programını tekrar doldurmanı istiyorum. | Open Subtitles | هذا جميل. ولطيف. لكنني الآن أريدك أن تملئيه. |
"Çok tatlı, kibar ve sonunda ne yaptığını biliyor gibi." | Open Subtitles | هو حلو, ولطيف وأخيراً يبدو أنه يعرف ماذا يفعل |
Şu andan itibaren herkese karşı iyi ve kibar olacağım. | Open Subtitles | من الآن وصاعداً سأكون طيب ولطيف مع الجميع |
Şimdi hepimiz kibar olalım ve yukarıdaki her kimse sıcak ve içten bir şekilde "Andy'nin odasına hoş geldin" karşılaması yapalım. | Open Subtitles | الآن فلنصبح مهذبين و نعطى الذى هناك ترحيب كبير ولطيف |
Şimdi hepimiz kibar olalım ve yukarıdaki her kimse sıcak ve içten bir şekilde "Andy'nin odasına hoş geldin" karşılaması yapalım. | Open Subtitles | الآن فلنصبح مهذبين و نعطى الذى هناك ترحيب كبير ولطيف |
Şakaydı, sadece toplantıdaki gibi komik ve sevimli olun yeter. | Open Subtitles | أمزح,فقط كن مرح ولطيف كما كنت في الاجتماع |
Harika, sıcak, ve sevimli biri. | Open Subtitles | شخص ما نظيف، ودافىء , ولطيف |
Sakın kaybetme. Ve unutma, bir haberci kibar, nazik ve dostça davranır. | Open Subtitles | لا تفقدها، وتذكر المراسل إجتماعي ومجامل ولطيف |
Neden şirin, sessiz, küçük bir lokantaya gidip kutlamıyoruz? | Open Subtitles | لمَ لا نذهب إلى مطعم هادىء ولطيف لنحتفل؟ |
Yani, artık ondan bahsetmeden güzel ve sessizce yemeğimizi yiyelim, olur mu? | Open Subtitles | لنقم ب... لنقم بتناول غداء هاديء ولطيف من دون التحدث بشأنه ،حسناً |
Hatırlıyorum. Büyük kalpli sevimli çocuk. | Open Subtitles | بالتأكيد، بالتأكيد أذكره إنّه رجل كريم ولطيف |
Çok sessiz ve tatlıydı. | Open Subtitles | كان هادئ ولطيف |