Ne olmuş yani? | Open Subtitles | من أجل الإجتماع مع المستثمرين الأجانب وماذا في ذلك؟ |
Evet, donlarım şık. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | أجل, ملابسي الداخلية مبهرجة وماذا في ذلك ؟ |
Ben de hemşire olabilirdim. Ne olmuş yani? Tamam. | Open Subtitles | أقصد بإستطاعتي أن أكون ممرضه وماذا في ذلك حسنا |
Hakkımızda biraz tanıtım yazısı yazar belki. ne var ki bunda? | Open Subtitles | وإذا كتبت دعاية مبالغ بها حولنا , وماذا في ذلك ؟ |
Kutunun içinde ne var? | Open Subtitles | هل بقي شيء لم أره بعد؟ أوه, وماذا في هذا الصندوق؟ |
Rahimden cikacaklarmis, N'olmus yani? | Open Subtitles | فهم يخرجوا غيير واعيين من الرحم. وماذا في ذلك؟ |
Onlar benim dostlarım. Peki şimdi Ne olacak? | Open Subtitles | إنهم أصدقاء وماذا في هذا؟ |
Babam bu kızları öldürmüş ve filme almışsa Ne olmuş? | Open Subtitles | وماذا في ذلك، لو أن أبي قتل هؤلاء الفتيات وقام بتصوير ذلك؟ |
Evet, diğer hastalarının resimleri yanında ee... Ne olmuş? | Open Subtitles | الى جانب كل المرضى الآخرين ، وماذا في ذلك؟ |
- Evet, Ne olmuş? | Open Subtitles | بالفريق الآخر، على بعد 40 كيلو ؟ نعم، وماذا في ذلك ؟ |
- Saat öğleyi geçti. - Ne olmuş yani? | Open Subtitles | انه منتصف الظهر الان وماذا في هذا يا رجل؟ |
Hayır, hiç sanmıyorum. Ve öyle ise bile, Ne olmuş? | Open Subtitles | لا أعتقد ذلك ولكن إذا كان، وماذا في ذلك؟ |
"Ne olmuş?" | Open Subtitles | وماذا في ذلك عندما يصرف الطبيب الأدوية يلعب دور الإله |
Ne olmuş yani? Peki ya bizim hor gördüğümüz her şeyi barındırması gerçeğine ne demeli? | Open Subtitles | وماذا في ذلك , ماذا حول حقيقة أن شاب من هؤلاء الشبان يقف حيث كل الأشياء التي نحتقرها |
Belki tüm korkularımız gerçekleşir. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | ربما قد تتحقق جميع مخاوفنا ، وماذا في ذلك ؟ |
Uyku sorunu var. Ne olmuş yani? | Open Subtitles | كانت تعاني من مشاكل بالنوم وماذا في ذلك ؟ |
Kutunun içinde ne var? | Open Subtitles | هل بقي شيء لم أره بعد؟ أوه, وماذا في هذا الصندوق؟ |
Kalbini bu kadar hızlandıracak ne var ki ilaçlarında? | Open Subtitles | وماذا في أدويته قد تجعل قلبه يتسارع هكذا؟ |
Pekâlâ. Ben bir asalağım, ne var yani? | Open Subtitles | حسناً, انا مجرد طفيلي, وماذا في ذلك؟ |
Evet, vajinama hiç penis girmedi, ama ne var bunda? | Open Subtitles | لم يلج قضيب مهبلي قَطّ، وماذا في ذلك ؟ |
Geç kalkmana izin verdim. N'olmuş yani? | Open Subtitles | أنا سمحت لك بالسهر لوقت متأخر وماذا في ذلك؟ |
Ben de "İyi, hoş bizim de bir Lizzi'miz varmış" dedim "N'olmuş?" | TED | الآن قلت، " حسناً، وماذا في ذلك؟ لدينا ليزي." |
Ne olacak? | Open Subtitles | أجل، وماذا في هذا؟ |
- Eee, N'olmuş yani? | Open Subtitles | -أجل، وماذا في ذلك؟ |