ويكيبيديا

    "ونفس" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Aynı
        
    • aynısı
        
    • geçerli
        
    Asıl katille Aynı bıçağı ve yöntemi kullanan bir taklitçi. Open Subtitles تقليد لجريمة قتل بإستعمال نفس السكين ونفس طريقة القاتل الأصلي.
    Birkaç velet kameramızı bulmuş, Aynı veletler ayak izlerini bırakmış. Open Subtitles من الأطفال وجدت الكاميرا ، ونفس الشيء الذي ترك بصمات.
    Aynı mikroskoplar, Aynı ölü kurbağalar insanları parçalara ayırmak için Aynı anlaşılmaz dürtü. Open Subtitles نفس الهوس بالميكروسكوب، والضفادع الميتة ونفس الرغبة الملحة، ولكن المنطقية لتجزئة الجسد البشريّ
    Ama Aynı iblis bizi cehenneme götürüp onu bulmamızı sağladı. Open Subtitles ونفس الشيطان ذلك أخذنا إلى الجحيم و أرجعنا لنعثر عليه
    Mesela aynısı, örneğin Tetris, asıl olan, Sovyetlerin yaptığı. TED ونفس الشيء مع، على سبيل المثال، تتريس، النسخة الأصلية، واحد الاتحاد السوفياتي.
    Onda Aynı kara büyünün ve kötülük için potansiyelin olduğunu biliyorum. Open Subtitles اعلم انهُ كانَ لديهِ نفس السحر المظلم ونفس الإنتماء إلى الشر
    Birini tehlikeli madde kıyafetiyle görürlerse de Aynı şey olur. Open Subtitles ونفس الشيئ ينطبق إن رأوا شخصا يرتدي بذلة للمواد الخطرة.
    Tamam ama Aynı motosikleti istiyorum, Aynı renk, ve Aynı adam getirmeli. Open Subtitles جيد، لكني أريد نفس الدراجة بنفس اللون ونفس الرجل الذي جلبها لك
    Aynı şekilde ve boyutta. Ne diyorsun, babası mı yapmıştır? Open Subtitles نفس الشكل ونفس الحجم، ماذا كان يعمل الوالد كما قُلتي؟
    İki gün önce, bir adam Aynı isimde, Aynı yaşta Hudson üniversite hastanesine benzer belirtilerle gelmiş ancak o vefat etmiş. Open Subtitles لقد عاينوا من يومين رجل رجل بنفس الأسم , نفس العمر ونفس الأعراض في مستشفى جامعة هدسون، أعراض مشابهة، لكنه توفي
    - Dünküyle Aynı. Ortaya çıktığı diğer seferle de Aynı. Open Subtitles نفس الوقت كالبارحة، ونفس الوقت مثل آخر مرة ظهر فيها.
    Bu yüzden Aynı özeni, Aynı tekniği daha süslü tabak hazırlayacağınıza hamburger hazırlamak için harcayabilirsiniz. TED لذلك يمكنك الانعام عليهم جميعا بنفس العناية ونفس التقنية, على الهمبرجر بنفس القدر كم هو الحال على اي طبق فاخر اخر.
    Yapabileceklerini yapan insanlar vardı, Aynı anda, tek amaçla, kimin izlediği umurlarında olmadan, bunun gerçekleşmesini sağladı. TED كما ترون، كان الناس يفعلون كل ما بوسعهم، في نفس الزمن ونفس التفكير، بدون الاهتمام بمن يتابع، هذا ما جعل الأمر يحدث.
    Aynı melodiyi, Çin'de bir çocuğa ve Güney Afrika'da başka bir çocuğa çalabilirsiniz. TED يمكنك أن تعزف لحنًا لطفل من الصين ونفس اللحن لطفل آخر من جنوب أفريقيا.
    Aynı bilgi, Aynı sayıda seçenek. TED انها نفس المعلومات ونفس العدد من الاختيارات
    Aslında, bizim tarifimiz; genlerimiz tam olarak Aynı kod ve yazılış biçiminde. TED في الحقيقة إن خليطنا، أي جيناتنا، هو نفسه ذلك الترميز ونفس أسلوب الكتابة ذاك.
    Bu istasyon da metro istasyonuyla Aynı özelliğe Aynı konfora sahiptir. TED تتمتع المحطة بالراحة ونفس المواصفات التي لمحطات مترو الانفاق
    Aynı pamuklu kumaştan, Aynı balondan, Aynı iç basınçtan yapılmış olacak. TED حيث انه سوف يصنع من نفس القماش القطني, ونفس البالون,ونفس الضغط الداخلي.
    Patateste 48 kromozom var, bu gorillerle Aynı ve insanlardakinden iki fazla. TED البطاطا تحوي 48 كروموزوم وهي أكثر باثنين من الموجودة عند البشر, ونفس عددها عند الغوريلا..
    Aynısı: Geleceğin biçimini kavradı, neden sonra gerçekleşitirilse bile. TED ونفس الشئ : لقد فهم شكل المستقبل ومع ذلك كان شيئاً سينفذه أشخاص آخرون في زمن لاحق.
    Ve Aynı şey mutlak kriz durumundaki insanlar için de geçerli. TED ونفس الشئ صحيح للناس الذين هم في كارثة مطلقة.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد