ويكيبيديا

    "وهن" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • kızlar
        
    • zayıf
        
    • hassasiyet
        
    • kızların
        
    Dünyanın her yerinde siyahi kızlar özgür olmak için mücadele ediyor ve eğitim için güvenli bir alanın verdiği vaatlere dahil olmak için savaşıyor. TED وحول العالم، تكافحُ الفتيات السوداوات لكي يراهنَ الآخرين وهن يعملن لنيل حريتهن ويكافحن لكي يُشملنَ إلى مشهد الوعد بأن المكان آمن لتوفير التعليم لهن.
    Bunların sonucunda, okul asma ve cezalandırma oranı oldukça düştü ve kızlar öğrenmeye çok daha hazır olarak okula gelmeye başladılar çünkü öğretmenlerin onları önemsediğini biliyorlar. TED وكنتيجة، قد تحسنت معدلات تغيبهن عن المدارس وإيقافهن عن التعليم، وتصلُ الفتيات إلى المدرسة وهن على استعداد للتعلم بشكل متزايد لأنهن يعلمن أن المعلمين يهتمون بهن.
    kızlar bir araya gelince de, iç çamaşırlarıyla yastık kavgası yapmazlar. Open Subtitles عندما تتجمع الفتيات لا يتصارعن بالوسائد وهن يرتدين الملابس الداخلية
    Birlik, en zayıf halkası kadar güçlüdür ve ben zayıflara tahammül edemem. Open Subtitles قوّة الإتحاد منوطة بقوّة أوهن فارس به، وأنا لن أقبل بأيّ وهن.
    Birlik, en zayıf halkası kadar güçlüdür ve ben zayıflara tahammül edemem. Open Subtitles قوّة الإتحاد منوطة بقوّة أوهن فارس به، وأنا لن أقبل بأيّ وهن.
    Bu kızların da benzer çizgi filmlerle büyüdüklerini öğrendim. Tek farkı propagandanın Güney Kore ve ABD karşıtı olmasıydı. TED وعلمت أيضًا أن هؤلاء الفتيات كبرن وهن يشاهدن كرتونًا مشابهًا، لكنه حملة إعلامية ضد كوريا الجنوبية والولايات المتحدة.
    Ne de olsa ateşli kızsın. Ateşli kızlar bir çok şeyi bedavaya alır. Open Subtitles حسناً، أنتِ فتاة مثيرة وهن يحصلون على الأشياء بالمجان
    kızlar asla erkeler gibi sörf yapamazlar ve hiç bir neden yokken şarkı söylüyorlar. Open Subtitles الفتيات لن يركبن الأمواج بأتقان كما الصبيان , وهن يغنين بلا سبب.
    Çok cesur olan muhteşem ve dik başlı, parlak zekâlı kızlar. TED وهن فتيات رائعات وجميلات، ويمتلكن الكثير من الشجاعة .
    St. Petersburg'dan getirilecek. Bu kızlar yok pahasına çalışıyorlar. Open Subtitles موسكو سان بيتربورغ وهن يعملن بلا مقابل
    "Hoş kızlar genç ölür" değil miydi o? Bu yüzden aramızdan erken ayrıldı. Open Subtitles أليس الجميلات يمتن وهن شابات ؟
    Meteor yağmuru bir örtbastı. Ve bu durumda oldukça zayıf bir hikayeydi. Open Subtitles هذا الدش النيزكي كان قصة للتغطية ومن المدهش مدى وهن هذا
    sadece bir grup modelle görüşün çünkü onlar en zayıf baldırlara, en ışıltılı saçlara ve en klas kıyafetlere sahipler ve muhtemelen gezegendeki fiziksel görünüşleri hakkında en güvensiz kadınlar onlar. TED أنت تحتاج فقط إلى مقابلة مجموعة من العارضات، لأن لديهن أنحف الأفخاذ وألمع شعر وأروع الملابس، وهن على اﻷرجح أكثر النساء عديمي الثقة بأجسامهن على هذا الكوكب.
    Babam hapiste çok zayıf düştü. Open Subtitles لقد وهن أبي في السجن لمدة طويلة
    Kulağa ne kadar zayıf geldiğini duyuyor mu? Open Subtitles هل سمع أصلاً مدى وهن هذا
    Şey, benim bir yabancı tehdide ihtiyacım vardı, bilirsiniz, o turist kızların araziden geçerken yabancı aksanla konuştuklarını duyuyordum. Open Subtitles لقد اردت وجود تهديد اجنبى فى القصة وقد اعتدت ان ارى فتيات اجنبيات فى النزل يتكلمن بلهجات اجنبية وهن يعبرن من هنا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد