Evet, kendi arabamdan çıkartıp, seninkine taktım. | Open Subtitles | نعم، لقد أخذته من سيارتي ووضعته في سيارتكِ |
Aleti çalıştırdık, ben vitese taktım ve olaylar başladı. | Open Subtitles | وتسببنا في تشغيل الجرّافة، ووضعته في وضعية التعشيق وحدث ما حدث |
Eğer aynı deney faresini Alıp onu diğer farelerle bir kafese koyarsak, birkaç hafta sonra durum iyileşir. | TED | وإن أخذت نفس الفأر ووضعته في قفص مع فئران آخرين، فسيكون بخير خلال بضعة أسابيع. |
Taylor'ı Alıp, o bodruma indirsen bir bebek ya da 103 yaşında olması fark etmez. | Open Subtitles | اخذت تايلور, ووضعته في القبو.. لا يهمني اذا كان اكبر منك |
Ranzanın köşesinden çıkarıp cebine koyduğun. | Open Subtitles | هذا الذى أخذته من طرف فراشك ووضعته فى جيبك |
Öldürüp kafana koyduğun çorap maymunu hiç birimiz fark etmedik. | Open Subtitles | لا احد منا لاحظ .. ذلك القرد المسكين الذي قتلته ووضعته على رأسك |
Besledim, gazını çıkardım ve yatırdım. Çünkü bu bebeğin işi bitti. | Open Subtitles | أطعمته , وجشأته ووضعته في الفراش , لأن هذا الطفل انتهى |
Size bir paket geldi. Masanıza koydum. Küflenmiş gibi kokuyor. | Open Subtitles | جاءك طرد ووضعته على مكتبك وبدا طرداً عتيقاً من رائحته |
(Gülüşmeler) Eposta imzamda da bunu aylarca tuttum çünkü trans olduğunu açıklamak hiç bitmeyen bir süreç. | TED | (ضحك) ووضعته في بريدي الإلكتروني لأشهر بعد ذلك، لأنك لا تتوقف أبدًأ عن الظهور أمام الناس. |
Sonunda akıllanıp ona tasma taktım. | Open Subtitles | اخيرا انتبهت اليه ووضعته في المقود |
Yaptıklarımdan biri de, çorba arabasını Alıp, şu gazlı şeyle onu yakmaktı, böylece, çorba kaynar ve sıcak kalıyordu. | Open Subtitles | لدلك, بدأت بأخد إناء الحساء الكبير ووضعته على النار التي تعمل بالغاز |
Alıp, arabaya koydum sonra yardım çağırmaya gittim. | Open Subtitles | اخذته ووضعته في الطراد ثم بعد ذلك بلغت عن الحادثة. |
Bir hayvan laboratuvarına kaçak girip, oradan çaldığın maymunu Andy Rosenberg'in odasına koyduğun zamanları hatırlıyor musun? | Open Subtitles | أتذكر حينما اقتحمت مختبر الحيونات... وسرقت هذا القرد ووضعته في غرفة (آندي روزنبرغ) ؟ |
Partiden önce incileri çıkardım ve mücevher kutusuna koydum. | Open Subtitles | لقد خلعت العقد قبل الحفلة ووضعته في صندوق المجوهرات |
Gwen, bu seçimleri yapacağından o kadar emindim ki, başka bir tahmin daha yaptım. Ve tahminlerimi değiştirilmesi daha da imkansız yerlere koydum. İşte tam burada. | TED | غوين، كنت واثقا جدًا أنكِ ستختارين هذه الاختيارات إنني خمنت تخمينا آخر، ووضعته في مكان متعذر وهو هنا. |
Hemen geri döndüm -- (Gülüşmeler) Onu geri çıkardım ve bütün gece yanımda tuttum -- tek söyleyebileceğim panik dolu bir geceydi. | TED | فعُدت -- (ضحك) أخرجتُه، ووضعته معي طوال الليل -- كل هذا لأخبركم أنها كانت ليلة مليئة بالتوتر. |