"ووعد" - ترجمة من عربي إلى تركي

• söz verdi
• söz vermişti
• sözü
• vaatleri
• söz veriyor

Michael Medwicki ona sarılıp tüm bunlar için söz verdi.
مايكل Medwicki وضع يديه على له حول ووعد كل ذلك.

Benden af diledi ve her şeyi düzelteceğine söz verdi.
سأل عن مغفرتي ووعد بأنّ هو حقّ أشياء صنع.

Dev, bağırarak ve öfkeli bir sesle kötü şeyler söyleyip kimseyi incitmeyeceğine söz verdi demiş.
قال أنّ العملاق تحدّث بصوتٍ عالٍ وغاضب، وقال أشياء وضيعة، ووعد بإيذائه لشخص.

Babam bu Cuma beni maça götürmeye söz vermişti.
ووعد أبي أن يأخذني في مباراة يوم السبت.

Sileceğine söz vermişti.
ووعد لي عنيدا ومحوه.

Anlatı yaklaşık 17.000 satırdan oluşsa da, görünüşe göre bitmemiş, çünkü girişte 29 yolcu tanıtılıyor ve her birine dört hikâye sözü veriliyor ve hancı hiçbir zaman bir kazananı ödüllendirmiyor.
وفيما يتجاوز السرد السبعة عشر ألف سطر، يبدو أن العمل لم يُتم، لأن التمهيد تحدث عن تسعة وعشرين حاجاً ووعد بأربع قصص لكل منهم، ولأن صاحب الُنزل لم يُعلن عن فائز.

Reform vaatleri, üniversitelerde tekrar huzur ortamının oluşmasını sağlıyor ve parlamento harici muhalefetin de ...demokratik ortamda yer alabilmesine olanak veriyor.
ووعد بقيامه بالاصلاح وإحلال السلام في الجامعات وإعطاء المعارضين من خارج البرلمان الحق في الدخول في العملية الديمقراطية

Maçtan sonra eve geleceğine söz veriyor.
ووعد بأن يعود إلى المنزل بعد المباراة

Daha sonra arkadaşlarıma kişi başı beş bin dolar vereceğine söz verdi.
ووعد اصدقائي بـ5 الاف دولار لو ذهبوا

Hani Jibril geçen sene onunla yüzleşti, o da kadınlara oy hakkı için krallık içinde savaşacağına söz verdi.
الآن ,لقد سبق و تواجه مع هاني جبريل حول هذا الموضوع في وقت سابق من هذا العام ووعد ها من أجل اعطاء حق الاقتراع داخل المملكة

Burt Reynolds, Papa'dan özür diledi ve ön camı yaptıracağına söz verdi.
اعتذر (بيرت رينولدز) للبابا ووعد بتغيير زجاج السيارة الأمامي

Doğu-Batı ilişkileri arasındaki değişimlerin sebep olduğunu belirtti ve ülkeye girecek her kadın ve erkeğe 200 dolar hoş geldin parası vermeye söz verdi.
تغييراً في العلاقات الشرقية-الغربية ...ووعد كل من يدخل البلاد تغييراً في العلاقات الشرقية-الغربية ...ووعد كل من يدخل البلاد بدفعة ترحيبية قدرها 200 مارك شرقي

Çocuktan uzak durmaya da söz verdi.
ووعد بالبقاء بعيداً عن فتاك

Bizi ağrı dağının tepesine götüreceğine söz vermişti.
" ووعد بأخذنا إلى جبال " الآرارات

Amerika'ya yerleşmemize yardım edeceğine söz vermişti.
إنّه لا يرغب بالمزيد من القتل ووعد بأن يساعد في إيصالنا إلى (أمريكا)

Onlara katılma sözü verdi,
ووعد للانضمام اليهم،

Reggie'nin kurallara uygun yaşama sözü ise 2 hafta sürdü.
"ووعد (ريجي) بالإستقامة ظل لأسبوعين فقط"

Teknolojinin vaatleri ve riskleri arasındaki tansiyonla verdiğiniz mücadelenin.
الطريق الذي تكافح به بين التوتر ووعد التكنولوجيا وخطرها.