Birisi gelir, diğeri gider, Tetiği çekmez veya her neyse, O andan itibaren, o namluyu gördüğünde ölmüştür. | TED | وهذه البندقية، في تلك اللحظة، يصل شخص ما، ويذهب الآخر، لا يطلق النار، لا يهمّ، هو ميت في هذه اللحظة. |
İnsanlar ayrılır, toplum acı çeker ve gider. | TED | الناس يرحلون، يعاني المجتمع ويذهب جفاء. |
Zamanlaması hiç yok. Gelir ve gider, içeri ve dışarı. | Open Subtitles | ليس لديه اوقات معينة، إنه يأتي ويذهب ويخرج |
Vergilerini ödüyor ve futbol sezonu başlamadığı sürece her pazar kiliseye gidiyor. | Open Subtitles | يدفعُ ضرائبه ويذهب إلى الكنيسةِ كلّ أحدٍ باِستثناء أوقات موسم كرة القدم. |
- Rapora göre bunu yapan tek kişi, ve sadece kadın görevlilere gidiyor. | Open Subtitles | التقارير تقول إنه فقط رجل واحد ويذهب للموظفات فقط |
Sonra sahneye geri geldi, aşağı indi ve yaşlı bir kadının masasına gidip kutuyu açtı. | Open Subtitles | ثم يخرج ويذهب للسطر الأول من الجمهور عند طاولة سيدة عجوز، ويفتح الصندوق |
Yatağa onu düşünerek gitti. Rüyasında onu gördü. | Open Subtitles | ويذهب الى النوم وهو يفكر بالشطرنج حتى انه يحلم بالشطرنج |
Ne zaman beyaz bir kadının takas edileceğini duysa, hemen bir katır yükü eşya alır ve gider. | Open Subtitles | فى كل مره يسمع عن امرأه بيضاء للمقايضه يحزم البغل ويذهب |
Bir gece unutulup gider ama para hayatınızı değiştirir. | Open Subtitles | الليل يأتى ويذهب لكن المال يمكن أن يدوم العمر |
Bir gece unutulup gider ama para hayatınızı değiştirir. | Open Subtitles | الليل يأتى ويذهب لكن المال يمكن أن يدوم العمر |
Aslında, takımını giyip, mahkemeye gider ve yargıçla konuşur. | Open Subtitles | حسناً أنه يرتدى بذلة ويذهب للمحكمة . ويتكلم مع القاضى |
Hayır, gelir, gider. Ama savaş başladığından beri burada. | Open Subtitles | لا ، يأتي ويذهب لكنه المكان منذ إنطلاق الحرب |
Hangi kiralık katil ücretini aldıktan sonra alışverişe gider ki? | Open Subtitles | أي قاتل مأجور يحصل على أجره ويذهب للتسوق ؟ |
Adamın Donanma'dan bedava sağlık sigortası var ama saati muhtemelen 350 dolar olan bir psikiyatra gidiyor. | Open Subtitles | الرجل يحصل على عناية طبية مجانية من البحرية، ويذهب لطبيب نفسي ربّما يتقاضى 350 دولار للساعة. |
Ve işte şöyle böyle diyerek yine gidiyor. | Open Subtitles | ويذهب مجدداً ، ويخبرهم كل شيء عن هذا وذلك |
Çoğu erkek, dişiyi etkilemeye çalışırken bazıları nedense yarışı bırakıp, soğuk erkeğin yanına gidiyor. | Open Subtitles | معظم الذكور جاهزة لمطاردة الإناث , ولكن بغرابة بعضها يترك السباق ويذهب نحو الذكر البارد |
Sağ gösteriyor, sola gidiyor. Ve harika bir harekete imza atıyor. | Open Subtitles | يخدع بالذهاب إلى اليمين ويذهب إلى اليسار ويقفز |
İnanıyorum ki bir kaç insan bu sinemadan çıkacak veya divanından kalkacak gidip bir şeyler yapacak bu dünyayı tekrar elimize geçirmek için herhangibir şey. | Open Subtitles | ويذهب ويعمل شيء أي شيء، ويرد لنا هذا العالم مرة أخرى في أيدينا. |
ve Jüriye gidip"Aslında bizim bir davamız yok,biz kanıtları ayarladık"diye itiraf etmediğini anlayamıyorum. | Open Subtitles | ويذهب إلى هيئة المحلفين ويعترف إنه فشل في العثور على دليل ، وزرع هذا المسدس |
Biraz tehlike arayan ve sonra da eve gidip kendi işini gören bir tip olduğunu düşünmüştüm. | Open Subtitles | أعتقدت بأنه نوع يحصل على القليل من الخطر . ويذهب إلى البيت و يأخذ أعماله داخل يديه |
Salı günü Atlanta'dan döndüm. Kate San Francisco'ya gitti. | Open Subtitles | مرة أخرى في برلين يوم الثلاثاء ويذهب مباشرة إلى سان فرانسيسكو. |
Başta kabul etmese de sonradan silahlarını kuşanıp gitti. | Open Subtitles | في حين أنّه لا يقبل في البداية لكنّه يأخذ سلاحه بيده ويذهب |
Gecenin sonunda, bu adam tutuklanıp hapse gidecek. | Open Subtitles | وفي نهاية الليلة سيعتقل الرجل ويذهب للسجن |