Sakin olman, onları sakin tutman, özellikle ne kadar acayipleştiğini düşünürsek. | Open Subtitles | . البقاء هادئاً ، ابقائهم هادئين خاصة و أنك مذعور للغاية |
Birçok kez duymuş olman lazım. | Open Subtitles | اوه لا ؟ اعتقد أنه لابد و أنك سمعته كثيرا |
- Bana olan ilgisini kaybetmesinden korktum. Çünkü o zengindi Ve sen onun parasının peşindeydin. | Open Subtitles | لأنها كانت ثرية و أنك كنت تسعى وراء نقودها |
Ve sen orada olmam gerektiğini düşünecektin. | Open Subtitles | و أنك لن تعرفي أبدا انني أردت أن اكون معك |
Sizi bir konsere götürecekti ama siz bir şey olduğunu ve onunla gelemeyeceğinizi söylediniz. | Open Subtitles | لقد كان سيقوم بأخذك إلى الكونسيرت و لكنك قلت أن شيئاً قد حدث و أنك لن تستطيعين الذهاب معه |
Senin bir ilişkin olduğunu ve onu sorgulamaya çalıştığını düşündüm. | Open Subtitles | اعتقدت بأنك عاشرتها و أنك تحاول تبرير ذلك |
Çok kötü hissediyor olmalısın. Hey, çocukların bedava pornosu var. | Open Subtitles | لابد و أنك تشعر بالأسى ، الشباب عندهم دعارة مجانية |
Biliyor olman gerekir, ne de olsa sen yazdın. | Open Subtitles | لابد و أنك خبير بها، بما أنك من كتبها. |
Burada olan şeylere ve senin Carmichael'in maşası olman... hakkında söylediğimiz şeylere rağmen Mahkemenin bizimle aynı fikirde olacağından emin olamayız. | Open Subtitles | الان.أي كان ما جرى هنا أي كان ما نقوله عنك و أنك كنت صنيعة كارمايكل في كل ما جرى لا يمكننا أن نكون واثقين ان المحكمة ستوافق خذه بعيدا,بعيداجدا |
Adama bir şey yapmış olman gerek. | Open Subtitles | لا بد و أنك فعلت شيئا لهذا الرجل. |
Kira, Anton hakkında bir şeyler biliyor olman gerek. | Open Subtitles | "كيرا" لابد و أنك تعرفي شيئاً عن "أنطون" |
Adama bir şey yapmış olman gerek. | Open Subtitles | لا بد و أنك فعلت شيئا لهذا الرجل. |
Ve sen orada olmam gerektiğini düşünecektin. | Open Subtitles | و أنك لن تعرفي أبدا انني أردت أن اكون معك |
Evet, bence yarisma çilginca Ve sen genç bedenine inanilmaz baski uyguluyorsun. | Open Subtitles | أجل, أعتقد أن تلك المنافسة مجنونة و أنك ترهقين جسدك بضغوط غير معقولة |
Diyelim ki Geary, ben hatalıyım Ve sen onu ortaya çıkardın. Sence, sonrasında ne olur? | Open Subtitles | لنفترض أني مخطئ و أنك كشفته فماذا سيفعل؟ |
Ortada bir cinayet var Ve sen bize direnerek, tüm departmanını zan altında bırakıyorsun ve sadece bir isim verip kurtulabilecekken Pete tüm herkesi karakola sürükleyeceksin. | Open Subtitles | ولكن حدثت أننا نتحدث عن جريمة قتل و أنك تُعارض كشف الحقائق لمصلحتك وهذا يجرُ كل شخص الى منطقة الهاويه |
Sebebi şu, burası Vermont değil, çocuklarımız yok Ve sen de belediye başkanı değilsin. | Open Subtitles | أنه لم يكن لدينا أطفال, و أنك لست رئيس البلدية |
Hep dünyanın zor bir yer olduğunu ve başarabilmek için tam özgüvene ihtiyacımız olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | كان يقول دائماً أن العالم مكان قاسٍ و أنك تحتاج الاعتماد التام على النفس لتعش فيه. |
Ama şimdilik, iyi olduğunu ve onu özlediğini söyleyebilirsin. | Open Subtitles | لكن فى الوقت الحالى يمكنك إخبارها أنك بخير و أنك تفتقدها كثيرا |
Bu teorin, ilişkilerin koşullu olduğunu ve insan ilişkilerine ihtiyacın olmadığını ya da onları hak etmediğini ya da beynindeki labirentte neler olup bitiyorsa onu kanıtlayacaktır. | Open Subtitles | و سيثبت هذا نظريتك بأن العلاقات مشروطة و أنك لا تحتاج للتواصل البشري أو تستحقه أو مهما كان يدور برأسك الغامض |
Şimdiye kadar Dünya'nın çevresinde 20 kere tur atmış olmalısın. | Open Subtitles | لابد و أنك سافرت عبر العالم عشرين مرة حتى الآن |
Açlıktan ölüyor olmalısın. Gel de seni bir doyurayım. | Open Subtitles | لا بُد و أنك جائع، تعال دعني أضع لك شيئاً لتأكله |
Sen şu beyaz polis olmalısın, ha? Zenciyi döven. | Open Subtitles | لآ بد و أنك ذلك الشرطى الأبيض الذى ضرب الرجل الأسود |