Yüzsüz tepeye yollar açıldı ve çok daha fazla inşaat malzemesi getirildi. | Open Subtitles | و الطرق تم بنائها على التلال و الكثير من مواد البناء تم جلبها |
Nehirler kirlenmiş ve çok sayıda toprak kayması meydana gelmişti. | Open Subtitles | الانهر قد تم ملئها بالطين و الكثير من انحدار الجبال قد حصلت |
Tam doğru yiyeceğe ve çok çok sevgiye ihtiyaçları vardır. | Open Subtitles | انه تحتاج الاكل الصحيح و الكثير الكثير من الحب |
Bir çoğu da çömezdi. Ve biz bunu da biliyorduk. | Open Subtitles | و الكثير منهم كانوا عديمي الخبره و كنا نعرف ذلك |
Silah ve nara sesleri duyup bir sürü adamın sana doğru koştuğunu gördüğünde! | Open Subtitles | ستسمع الكثير من إطلاق النار، و الصراخ و الكثير من الرجال متجهوم ناحيتك |
İddiaya giriyorum, parmak izi, DNA ve bir çok yapışkan şeylerimiz var. | Open Subtitles | أراهن أننا سنحصل على بصمات، حمض نووي، و الكثير من الأشياء اللزجة. |
Ben zaten üç hafta be inanamıyorum ve çok oldu. | Open Subtitles | . لا أصدق أن الأسابيع الثلاثة قد مضت ، و الكثير قد حصل |
...yiyeceğe, içeceğe ve çok önceden haber verilmesine ihtiyaç duyardık. Bu rekabet haftası. | Open Subtitles | هذا سيقوم بتوريط الطعام و الشراب، و الكثير من الإشعارات |
Küçük miktarda Alkol, ve çok fazla amfetamin. | Open Subtitles | القليل من الكحول و الكثير من الأمفيتامينات |
Yapılacak çok iş var ve çok sayıda işçi gerekiyor. | Open Subtitles | هنالك الكثير من العمل يجب إنجازة و الكثير من العمال يجب توظيفهم |
Yani, çok yürümüş ve çok oturmuş. | Open Subtitles | إذاً، الكثير من المشي و الكثير من الجلوس بالجوار |
Duygusallık ve çok fazla bilginin birleşimi. | Open Subtitles | مزيج مثالى من المشاعر المؤثره و الكثير من المعلومات |
Ve olanların çoğu içeride -- işte parlayan gözlü, titreşen gözlü bir balık | TED | و الكثير مما يجري في الداخل -ـ هنا سمكة عيونها متوهجة، عيون نابضة |
Afrika'nın çoğu bölgesinde, aslında dünyanın birçok bölgesinde durum kötü olacak. | TED | و الكثير من أفريقيا و كذلك الكثير من العالم، سيكون واقعا في مشكلة. |
Evet ve üstüne işenecek bir sürü şey vardır, değil mi? | Open Subtitles | واشياء أخري أجل, و الكثير من الأشياء الجيدة لنقضي حاجتنا عليها |
İşlerini, ailelerini kaybedebilirler. Bir sürü masum insandan bahsediyorum. Anlayabiliyor musun? | Open Subtitles | وظائف ، و أسر و الكثير من الأبرياء ، أتفهم ذلك؟ |
bir çok eğitimli insan aptaldır, ve bir çok aptal insan sebepsiz yere kavga çıkarır, böylesi güzel bir günde. | Open Subtitles | الكثير من المتعلمين أغبياء و الكثير من الناس الأغبياء يحبون بدء معارك من دون سبب وجيه في يوم لطيف بحقّ |
Algoritmalar, ki bunlar muazzam bir verinin sıkıştırılmasına dayanmakta, doktorların bize daha iyi tedavi vermesine imkan sağlıyabilir, ve bir çok şey. | TED | الخوارزميات المبنية على تحليل كم هائل من البيانات ستمكن أطبائنا من تقديم رعاية أفضل لنا و الكثير من الأشياء الأخرى |
ölüm,hastalık ve diğer bir çok şey başından geçmiş bir kişi olarak | TED | كان لها علاقة بالموت و الأمراض و الكثير من الأشياء الأخرى |