Bu bana pek mantıklı gelmiyor ve sana pek geldiğini sanmıyorum ve bu durum tüylerimi ürpertmeye başladı ve bırakta seni burdan bir süreliğine uzak tutayım | Open Subtitles | هذا غير مفهوم بالنسبة لى و لا اعتقد انه مفهوم بالنسبة لك انت ايضا و بدأ يشعرنى هذا بالتوجس اذا. |
Ona söylememiştim, ve ben henüz açıklayamadan ağlamaya ve "Tanrı'nın planları"'ndan bahsetmeye başladı, ...ve peşinden benim için bir şeyler yapmaya başladı, ...sonuç olarak ben de devam ettirdim. | Open Subtitles | و قبل أن أتمكّن من تفسير ذلك بدأ بالبكاء و الكلام عن تدبير الخالق و بدأ بتقديم خدماته لي أيضاً و لذا سايرتُ الأمر |
Her neyse, delirdi ve eşyaları etrafa fırlatmaya başladı ve sonra da aşağıya soyunma odasına ineceğini söyledi. | Open Subtitles | غضب كثيراً و بدأ برمي الأغراض و قال بأنه سيذهب إلى غرفة تغيير الثياب |
İnsanlar özellikle bu diskolar ve bu ses sistemleri için müzik yapmaya başladılar. | TED | و بدأ الناس في كتابة موسيقى مخصصة للديسكو و لأنظمة الصوت المماثلة. |
Roger okula geldi ve ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | روجر مشى الى المددرسة و بدأ باطلاق النار |
Başkanın konvoyu geldiğinde insanlar iteklemeye başlamış. | Open Subtitles | عندما جاء موكب الرئيس, و بدأ الناس بالتدافع |
CIA'nin içeriden insanlar için öldürme emri verdiğini keşfettiğini söyledi. Olayların gerçekleştiği yerleri saymaya başladı ve fark ettim ki yarısını biliyorum. | Open Subtitles | قال بأنّ الوكالة أمرت بتنفيذ اغتيالاتٍ محليّة بحق مواطنين أميركيّين ، و بدأ يتحدّث عن أماكن القتل |
Yıllar sonra Londra'ya döndüğünde, verilerine yeniden baktı ve bir açıklama geliştirmeye başladı, ve o açıklama, doğal seçilim teoremi idi. | TED | بعد سنوات طويلة في لندن بدأ داروين في النظر في بياناته مرة أخرى و بدأ في تطوير تفسير و هذا التفسير كان هو نظرية الاختيار الطبيعي |
Ve seks sertleşmeye başladı ve O'nu dövmeye başladı. | Open Subtitles | ...... والجنس قد بدأ يكون عنيفاً و بدأ بضربها... |
Bir keresinde mastürbasyon yapıyordum köpeğim gelip hayalarımı yalamaya başladı ve tam boşalırken dilini kıçıma soktu. | Open Subtitles | مرة ما وأنا أمارس العادة السرية... جاء كلبي و بدأ يلعقني كما لو كان ملتصقا بمؤخرتي |
Adamın biri aniden Gurjit'in dairesine girdi ve bana vurmaya başladı, ve, "başkasının işine burnunu sokma, seni acınası sapık" dedi | Open Subtitles | جاء شخص ما... إلى شقة (غورجيت) و بدأ بضربي ثم قال: "إبق بعيداً عن شؤون الآخرين الخاصة, أيها المنحرف المثير للشفقة!" |
Hatta, bize göre Jack'in anlattıkları basına çıkınca merak etmeye başladı ve onun oyuna geldiğini düşündü. | Open Subtitles | في الحقيقة ، نحن نعتقد أنه رأي كل شيء قاله (جاك) في الإعلام و بدأ في التساؤل عن إذا ما كان قد تم خداعه؟ |
Cyrus'a vurmaya başladı ve vurdu, durmaksızın vurdu. | Open Subtitles | (و بدأ يضرب (سايرس و بقي يضربه و يضربه |
Anka kuşu misali, insanlar soğuk vahşetten muzaffer çıktılar ve düşleri üzerine geleceğe doğru yol almaya başladılar. | Open Subtitles | كشخص جميل نهض من البريه المتجمده و بدأ ينطلق ليحقق أحلامه |
Bunun üzerine kardeşimi ve ailesini rahatsız etmeye başladılar. | Open Subtitles | لم يكن يكسب و بدأ ينهار و بدأ يأخذ من أخوه و عائلته |
Ama, ııı... hatırlıyorum annemin elbiselerini yırtarak çıkardı ve birden sevişmeye başladılar, hemen kanepenin üzerinde. | Open Subtitles | و لكني أذكر أنه خلع عنها ثيابها و بدأ بمضاجعتها مباشرة و على الأريكة. |
İddia edilen saldırgan ortaya çıktı ve araca ateş etmeye başladı, iki memuru da vurdu. | Open Subtitles | عندما ظهر مطلق النار المزعوم و بدأ برمي الرصاص على السياره و اصاب كلا الشرطيين |
Buzluktaki şeyi çözdüm hareket etmeye başladı. | Open Subtitles | لقد ذوبت الشئ الذى كان فى المجمد ...و بدأ يتحرك , لذا |
Ve bilmiyorum, şu çocuk aniden kalkıp ateş etmeye başladı. | Open Subtitles | لا أعرف,ذلك الفتى وقف و بدأ يطلق النار |
Başkanın konvoyu geldiğinde insanlar iteklemeye başlamış. | Open Subtitles | عندما جاء موكب الرئيس, و بدأ الناس بالتدافع |