"و نظر" - ترجمة من عربي إلى تركي

• baktı

O da kendine doğru yaklaştırıp aşağı doğru baktı ve yazmaya başladı.
سحبه باتجاهه و نظر إليه و بدأ بالطباعة.

Gözlerini kaldırdı ve baktı ve iki yabancının şehre geldiğini gördü.
و رفع عينيه و نظر رأى غريبين قادمين إلى المدينة

Bankaya gittim ve veznedar bana çok garip baktı eve gittim ve aynada kendime baktım ve yüzüm yaptığım maskeyi yıkamayı unuttuğum için hala yemyeşildi.
ذهبت للبنك و نظر إليَّ أمين الصندوق بغرابة فذهبت للمنزل و نظرت في المرآة و كان وجهي لازال أخضراً أثر قناع أخضر

Bankaya gittim ve veznedar bana tuhaf tuhaf baktı.
ذهبت للبنك و نظر إليَّ أمين الصندوق بغرابة

Gökyüzünün kuşlarını ve yeryüzünün yaratıklarını yarattı, ve yarattığı şeye baktı ve iyi olduğunu gördü.
, خلق طيور الهواء و وحوش الأرض و نظر إلى مخلوقاته و رآها جيدة

Yüzünden bütün renk çekildi (öğretmenin). Bana baktı ve dedi ki, "Öğrendiğin her şeyi unut."
وكل الألوان جفت من وجهه و نظر إلي، وقال " إنسى ما تعلمته."

Ve o bana baktı ve sadece başını sağladı ve "İyi olacağız.
و نظر إليّ و أومأ برأسه و قال "سوف نكون على ما يرام.

Ve Howard bu duruma baktı ve bu yanlış dedi!
و نظر هاورد لتلك النتيجة و قال, هذا خطأ!

Hemen ardından ışıkları kapattı ve gözlerine baktı.
ومن ثم أغلق الأضواء ، و نظر في عينيها

Sonra beni oturtup gözlerime baktı ve dedi ki Walter?
(و بعد أن أجلسني و نظر في عيني قال (والتر

Bana baktı ve dedi ki; "Halk sağlık okulu nerede?"
"و نظر إلي و قال لي "أين هي كليّة الصحّة العمومية

Durup gözlerimin içine baktı ve küçük ağzını açtı.
توقف و نظر في عيني و فتح فمه الصغير

bittikten sonra bir dakika boyunca durdu ve yağmurdan perişan halde bize baktı. ''Söyledikleriniz doğru ve insanların isteklerine boyun eğmeliyiz.''
ثم جلس هناك لدقيقة كاملة بعد أن إنتهوا و نظر ناحيتنا باستسلام تحت المطر ثم قال، "ما ذكرتموه صحيح و لابد أن نرضخ لرغبة الشعب

Son kez bana baktı ve bir kibrit çaktı.
و نظر لي نظرة أخيرة... و أشعل الثقاب...

Sonra, o kocaman gözleriyle bana baktı.
و نظر إلي بأعينه الكبيرة تلك

Cecilia ile beş dakika beraber oldu. Selam verdi. Odaya baktı.
لقد كان مع (سيسيليا) لدقائق معدودة قال أهلاً ، و نظر إلى الغرفة

Gözlerimin içine baktı, ve o anda anladım.
...و نظر بعدها في عيني ... وعرفت

Tanrı yeryüzüne baktı ve her şeyin ne denli bozulduğunu gördü.
و نظر الرب إلى الأرض ورأى... أنها فاسدة

Bana doğru döndü ve baktı. Öptü beni.
استدار و نظر لي و قبلني