Evet, oda zamanla geçecek, küçük Dostum... sadece zamanı gelince. | Open Subtitles | حسنآ,ذلك الأمر ستتعود عليه يا صديقى الصغير000 فقط بمرور الوقت |
Vazgeç bu işten. Tek çıkış burası. Başka kaçış yolun yok Dostum. | Open Subtitles | استسلم الان هذا هو المخرج الوحيد ليس هناك طريق للخروج يا صديقى |
Zor bir durumdu ve sen paniğe kapılmadın. Gerçek bir cesaret sergiledin Dostum. | Open Subtitles | الأمور كانت صعبة و أنت لم تخف أنت يا صديقى أظهرت شجاعة حقيقية |
ahbap, senin bir kiz arkadasin var. Zaten buz tutmus. | Open Subtitles | يا صديقى لقد اصبح لك صديقة الامر المستحيل حدث فعل |
Haydi ahbap. Sekiz yıl bayağı uzun bir süre. Velma'yı hatırlamıyorlar. | Open Subtitles | هيا يا صديقى, ان ثمانى سنوات فترة طويلة, وهم لا يتذكرون فيلما |
- Galiba yine kestireceğim. - Öyle olsa iyi olur ahbap. | Open Subtitles | اعتقد اننى سأذهب فى غفوة ثانية من الأفضل لك هذا يا صديقى |
Oradaki şeyler oldukça zararsız görünüyor. Haklısın arkadaşım. | Open Subtitles | كل شئ هناك يبدو غير مؤذى انت على حق يا صديقى |
Üzgünüm ihtiyar Dostum, öyle görünüyor ki şişko adamın pisliğini temizlemek sana kaldı. | Open Subtitles | آسف يا صديقى القديم ولكن يبدوا أنك عالق 000 فى قضية الرجل البدين |
Roy O'Bannon'ın bir ortağı olamaz Dostum. Roy O'Bannon öldü. | Open Subtitles | روى أوبانون ليس لديه شريك يا صديقى روى أوبانون مات |
Bak, Dostum, örnek topluyoruz ve enkazı inceliyoruz... yani bir numara al, sıraya gir ve yarın raporu sana yollayalım. | Open Subtitles | انظر يا صديقى نحن نجمع العينات ونحلّل الحطام لذا فلتحصل على رقم وانتظر فى الصف ونحن سيكون عندنا التقرير غدا |
Meziyetlerin, sen daha onlarla karşı karşıya gelmeden düşmanların tarafından bilinecek, Dostum! | Open Subtitles | شيمتك ستكون معلومة لدى أعدائك وتسبقك قبل أن تلتقى بهم يا صديقى |
Meziyetlerin, daha sen onlarla karşı karşıya gelmeden düşmanların tarafından bilinecek, Dostum! | Open Subtitles | شيمتك ستكون معلومة لدى أعدائك وتسبقك قبل أن تلتقى بهم يا صديقى |
Tarihi oku Dostum. Biz gerçeği farkettiğimizde iş işten geçmiş olacak. | Open Subtitles | اقرأ التاريخ يا صديقى عندما نعلم ذلك سيكون الوقت قد تأخر |
Bowling liginde, safdışı listesi diye bir kayıt tutulduğunu sanmıyorum, Dostum. | Open Subtitles | لا أعتقد أنه يوجد قائمة مستبعدين لمباريات البولنج المسجلة يا صديقى |
Kusura bakma ahbap. Yazık, bir dahaki sefere. | Open Subtitles | أسف يا صديقى سيىء جداً , إستمر بالمحاولة |
- Kendine iyi bak ahbap. | Open Subtitles | لقد حصلنا على رنة للتنبيه أبقى على أفضل حال يا صديقى |
Geç oluyor ahbap. Arabayı alıp eve götürsek iyi olur. | Open Subtitles | الوقت يتأخر يا صديقى من الأفضل ان نذهب لنعد السيارة للمنزل |
Sakin ol ahbap, sadece bir sıyrık. | Open Subtitles | استرخ يا صديقى .. مجرد خدش ضع هذه الضمادة هنا |
Bu arada; sana bir elbombası borcumuz var ahbap. | Open Subtitles | بالمناسبة , يا بيرت , يا صديقى . نحن مدينون لك بقنبلة , يا صديقى |
Bak ahbap, iki saniye önce, üzerime atlamak üzereydin. | Open Subtitles | أنظر يا صديقى, منذ ثانيتين كنت على إستعداد أن تقفز على |
Pekâlâ ahbap, tüm bu tepeleri dolaştım ve hiç şarkı sesi duymadım. | Open Subtitles | , حسناً . يا صديقى لقد تفحصت , جميع انحاء هذة القمة . ولم اسمع اى غناء |
Seni zarftan çıkartıp orada hemen orada okudum ah canım arkadaşım." | Open Subtitles | لقد أخرجتك من الظرف و بدأت فى قراءتك قرأتك هناك أوه يا صديقى العزيز |