ويكيبيديا

    "يتكلم مع" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • konuşuyor
        
    • konuşması
        
    • konuşuyordu
        
    • konuşurken
        
    • konuşan
        
    • konuşmaz
        
    • konuşamaz
        
    • konuşmuyor
        
    • konuştuğunu
        
    • konuşmayacak
        
    Görünüşe göre Albay Ryan biriyle konuşuyor, ama kim olduğu görünmüyor. Open Subtitles يبدو أنه يتكلم مع شخص آخر ولكني لم أعرف من هو
    Diğer Northwood'lu çocuklarla konuşuyor. Open Subtitles إنه يتكلم مع مجموعة من الفتيان من نورث وود
    Milyoner bir CEO'nun sokaktaki adam için konuşması mümkün bile değil. TED الرئيس التنفيذي المليونير غالباً لن يتكلم مع الرجل الذي في الشارع
    Neyse, birisi ile konuşuyordu ve sizi işaret ediyorlardı. Open Subtitles بأي حال، كان يتكلم مع أحد ما، وكانا يشيران إليكما
    Ben pisikiyatristimdün onu boş bir sandalye ile konuşurken gördüm Open Subtitles انا طبيب نفساني ورأيته امس يتكلم مع مع كرسي فارغ
    İçeride beyzbol şapkalı bir adamla konuşan deri ceketli biri var. Open Subtitles بالداخل هناك أحدهم يرتدي قبعة يتكلم مع أحدهم يرتدي سترة جلدية
    Sigara içmez, sadece sağlıklı yiyecekleri yer, hatta kızlarla konuşmaz. Open Subtitles هو لا يدخن.. ويأكل فقط الطعام الصحي حتى أنه لا يتكلم مع فتيات
    Orada dur, ukala, kimse arkadaşımla böyle konuşamaz! Open Subtitles إنظري أيتها المتحذلقة، لا أحد يتكلم مع فتاتي هكذا
    Packer çocuğuyla konuşmuyor, Meredith. Open Subtitles باركر لا يتكلم مع ابنته يا ميريديث
    Bu sabah şınav çektikten sonra pazılarıyla konuştuğunu duydum. Open Subtitles هذا الصباح سمعته يمارس تمرين الضغط ومن ثم يتكلم مع عضلاته.
    "Şu insanlarla kimse konuşmayacak." Open Subtitles وكانوا يقولون لنا لا أحد يتكلم مع هؤلاء الناس
    Ama bu parlak insanlarla sanki gerçeklermiş gibi konuşuyor. Open Subtitles لا أعرف، يتكلم مع أولئك اللامعون وكأنهم حقيقيون، أتعرفين؟
    Avukatlarla konuşuyor. Belki iki sayfa bile yazılabilir. Open Subtitles انه يتكلم مع المحامين سيجعل الأمر ينتشر بسرعه
    Kocanız telefonu kapatmadan önce başkasıyla konuşuyor. Open Subtitles زوجك كان يتكلم مع شخص اخر قبل ان يقفل الخط
    Hemzemin geçitte bir adamımız makinisti kafaya almış konuşuyor. Open Subtitles على المعبر، لدينا ذلك الرجل الذي يتكلم مع المهندس بسلاسة
    Arkamda, gözlüklü adam Jack Napier ile konuşuyor. Open Subtitles خلفى , الرجل ذو النظارت الذى يتكلم مع جاك
    Bak, adamla konuşması gerekiyor. Fırsat bu fırsat. Open Subtitles إسمع، عليه أن يتكلم مع الرجل و هذا هو الإطار الزمني المتوفر
    Vakit geldi. Birilerinin bu konuyu annemle konuşması gerek. Open Subtitles ،حان الآوان ، يجب على أحدنا أن يتكلم مع أمي بخصوص هذا
    Neyse, birisi ile konuşuyordu ve sizi işaret ediyorlardı. Open Subtitles بأي حال، كان يتكلم مع أحد ما، وكانا يشيران إليكما
    Onlardan bir grupla tam burada konuşuyordu ve hepsi silahlıydı. Silahlılardı... Open Subtitles كان يتكلم مع مجموعة منهم كانوا هنا، وكانوا مسلحين
    Özellikle Ichiko'yla konuşurken havalı bir hâl alıyor adam. Open Subtitles لأنه عاطفي جدا خصوصا عندما يتكلم مع إتشيكو
    Havadaki titreşimler insanın ruhuyla konuşan Tanrı'nın nefesidir. Open Subtitles الإهتزازات التي في الهواء نفس الرب يتكلم مع روح الإنسان.
    Motor kaptanla konuşmaz. Motor sesi çıkarır. Olmamış. Open Subtitles المحرك لا يتكلم مع الربان بل يصدر صوت المحرك خطأ
    Hiç belli etmediğin kesin. Kimse Dal'le böyle konuşamaz. Open Subtitles نحن بالطبع لم نظهر ذلك, لا احد يتكلم مع دال هكذا!
    Packer çocuğuyla konuşmuyor, Meredith. Open Subtitles باركر لا يتكلم مع ابنته يا ميريديث
    Babamın içerde kiminle konuştuğunu tahmin et? Open Subtitles خمّني من الذي يتكلم مع والدنا ... في المكتبة؟ إنّه
    Dostum helâdan gelene kadar kimse onunla konuşmayacak. Open Subtitles لا أحد يتكلم مع فتاي إلى أن يخرج من المرافق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد