Erkek, ancak yapması gereken şeyleri yaptıktan sonra istediği adam olabilir. | Open Subtitles | المرء يقوم بالشيء الذي يحتاجه ليصبح المرء الذي يريد أن يكون |
Kötülerin zafere ulaşması için gereken tek şey iyilerin hiçbir şey yapmamasıdır. | Open Subtitles | كلّ ما يحتاجه الشرّ كي ينجح هو أن يقف الأخيار مكتوفي الأيدي |
Her şeyi birbirine toplu taşıma ile bağlayabilirsiniz ve en fazla insanın en fazla ihtiyaç duyacağı şeyleri mahallede sağlayabilirsiniz. | TED | من ثم يربط كل شيئ بوسائل انتقال ذات سعة عالية وبهذا يتم تأمين معظم ما يحتاجه الناس في تلك الأحياء. |
Sadece hayatının geri kalan kısmında da birilerinin ona el bombası atması lazım. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه هو أن تتساقط القنابل فوق رأسه حتى آخر يومٍ في حياته |
Bana spor ayakkabı aldı, evine gitmeme ses çıkarmıyor, bir çocuğun ihtiyaçlarını biliyor. | Open Subtitles | اشترى لي حذاء رياضي ويسمح لي بالذهاب إلى منزله ويعلم ما يحتاجه الأطفال |
Tek ihtiyaçları olan, onlarla nazikçe ve şefkatle konuşacak biri. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه هاذين هو شخص يتحدث معهم بأدب والقليل من الشفقة |
- Shelby bu, gösterin için gereken taze kan olabilir. | Open Subtitles | شيلبي , هذا قد يكون الهواء المنعش الذي يحتاجه عرضك |
Dünyada adaletin hüküm sürebilmesi için gereken şey güç mü yoksa aşk mıydı? | Open Subtitles | ،وللحفاظ على النّظام في هذا العالم فهل ما يحتاجه هو القوّة أو الحُب؟ |
Arılar beslenmelerinde ihtiyaç duydukları proteini polenden alırlar ve gereken tüm karbonhidratı da çiçeğin özsuyundan. | TED | فالنحل يأخذ كل البروتين الذي يحتاجه في نظامه الغذائي من اللقاح وكل الكربوهيدرات التي يحتاجها من الرحيق. |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
Bence, Bay Saxon bu ülkenin tam ihtiyaç duyduğu kişi. | Open Subtitles | أعتقد أن السيد ساكسون هو ما يحتاجه هذا البلد بالضبط |
İnsanların hayatta ihtiyaç duyabilecekleri birçok şey 5 ya da 10 dakika uzaklıkta olabilir. | TED | معظم ما يحتاجه الناس في حياتهم يمكن أن يحصلوا عليه خلال خمسة أو 10 دقائق سيراً. |
Ve bir polise lazım olan her şey. Buna İsviçre Ordu ayakkabısı dedik. | Open Subtitles | و هو كل ما يحتاجه الشرطى ندعوه حذاء الجيش السويسرى |
Bu çocukların yetişkinlerin gözetiminde olması lazım. | Open Subtitles | ما يحتاجه هؤلاء الأولاد هو مراقبة من بالغين |
Dünyanın istediği son şeyin başka bir aktör olduğunu söyledi. | Open Subtitles | أخبرني بأن أخر ما يحتاجه هذا العالم هو ممثل آخر |
Onun tek istediği gerçekten yardım edebilecek biri. | Open Subtitles | كل ما يحتاجه هو شخص يملك القليل من النفوذ ليفتح له بعض الأبواب |
Tesis ve yapay zeka, yapay zekanın büyüyen ihtiyaçlarını karşılamak için birbirlerine bağlılar. | Open Subtitles | البناية و الذكاء الإصطناعي مترابطان فقط إلى الحدّ الذي يحتاجه الذكاء الإصطناعي من مصادر البناية ليساعده على النموّ |
Minik ninja arkadaşlarımızın neye ihtiyaçları olduklarını biliyor musunuz? | Open Subtitles | أتعلمون ما يحتاجه أصدقاؤنا النينجا الصغار؟ |
O çocuk, kıçına iyi bir tekme istiyor, onu bu paklar. | Open Subtitles | ما يحتاجه هذا الولد هو ركله في مؤخرته هذا ما يحتاجه |
Bitkilerin büyümesi için gerekli olan karbon, bu karbondioksitten geliyor. | TED | يأتي الكربون الذي يحتاجه النبات للنمو من ثاني أكسيد الكربون، |
Ben hastaların ne istediğini bilirim. Dinlenme sessizlik ve huzur. | Open Subtitles | أنا أعرف ما يحتاجه المرضى انهم يحتاجون للراحة والسلام والهدوء |
İkimizin de isteyeceği tek şey komşularından birinin polis çağırması. | Open Subtitles | آخر شيء يحتاجه كِلانا هو إستدعاء أحد جيرانكِ للشرطة. |
Tek ihtiyacı bir kıyafet ve kravat ve bir de masasında bir hacı yatmaz birden "Bay Dufresne," eğer lutfederseniz oldu. | Open Subtitles | كل ما كان يحتاجه بدلة و ربطة عنق و فنجان قهوة على مكتبه وكان سيقول له لو سمحت يا سيد دفرين |
Bu çocukların ihtiyacı olan şey, onlarla beraber olmaktan korkmayan, onlarla oynayabilen birileri. | Open Subtitles | هذا ما يحتاجه أولئك الأطفال رجل غريب لا يخشى التواجد معهم واللعب معهم |
Şu an babalarımız Beyaz Saray'dalar ve bizi kurtarabilmek için ne gerekiyorsa yapıyorlar. | Open Subtitles | الآن، والدانا في البيت الأبيض وسيفعلون كل ما يحتاجه الأمر لإخراجنا من هنا |