"يحتاجُ" - ترجمة من عربي إلى تركي

• ihtiyacı var
• ihtiyacı vardır
• muhtaçlar

Ara elemanların da değişime ihtiyacı var.
يحتاجُ مديرو الإدارة الوسطى إلى التغيير أيضًا.

Wangler'ın davranış değişikliğine ihtiyacı var.
يحتاجُ وانغلَر لتقويمِ سلوكِه، تعلمُ ذلك؟

Ve hepinizin iyi bir uykuya ihtiyacı var.
وكل واحد مِنَْنَّكم يحتاجُ ليحظي بليله نوم مُريحه

Bağışıklık sistemimizin kötülere de ihtiyacı vardır böylece neyi arayacağını bilir.
يحتاجُ نظامنا المناعي إلى السيء كذلك، فإنه يعرفُ ما يبحثُ عنه.

- Yardımına muhtaçlar, Michael.
-هنالك من يحتاجُ مساعدتكَ (مايكل )

Temiz Sahil Fonu'nun Hawaii deniz yaşamını korumak için paranıza ihtiyacı var.
صندوق مال الساحل النظيف يحتاجُ أموالكم لحماية بيئة هاواي البحرية الثمينة

Onunla konuşmak istiyorum ama bu adamın derhal tıbbi müdahaleye ihtiyacı var, tamam mı?
إستمع ، اريدُ أن اتحدثَ إليها لكن هذا الرجل يحتاجُ عنايةً طبية ، حسناً؟

İyileştirilmeye ihtiyacı var ama bu, buranın sizin olması için bir fırsat.
يحتاجُ إلي تعديل ٍولكن هذهِ فرصتكم لِتفعلوها

Eğer hayatta kalacaksa, sana ihtiyacı var.
لن أدعه بالقرب منـا إذا كان سينجو ، فإنه يحتاجُ إليكِ

Ama şimdi ameliyata ihtiyacı var haftalar önce izin için başvurdum ve babam için orada olmalıyım ama şöyle yapabiliriz belki birkaç gün erken giderim ya da birkaç gün geç giderim-
لكن الآن يحتاجُ بأن يخضع لعملية، ولقد وضعت ورقة طلب لإجازة منذ أسبوع، وعليّ بأن أكونَ معه،

Daha açık konuşayım: Yoksullukla yaşayan Amerikalıların yüzde 14,8'inin paraya ihtiyacı var, bu kadar basit.
الآن، دعوني أكون واضحة جدًا: يحتاجُ 14.8% من الأمريكيين الذين يعيشون في فقر إلى المال، بكل بساطة ووضوح.

Kendisinin de eğitime ihtiyacı var, gerçekçilikle.
يحتاجُ لبَعضِ التعليم عن الواقِع

Sana güveniyor ve sana gerçekten ihtiyacı var.
إنه فعلاً يحتاجُ إليكِ ويعتمد عليكِ.

Dünyanın kesinlikle vu-hu kızlarına ihtiyacı var.
العالم بكل تأكيد يحتاجُ إلى فتيات صُراخ

Mantık arayan adamımızın sadık bir eküriye ihtiyacı var. Mantıklı adamın gidip hayat kurtarması gerekiyor.
فرجل المنطق ذاك يحتاجُ نصيحاً مخلصاً

Her şey için bir nedene ihtiyacı var.
إنّه يحتاجُ سبباً للاهتمام بأي شيء

Jackson'ın organ nakline ihtiyacı var, zaman kaybediyoruz ve başaramayabilir.
يحتاجُ (جاكسن) للزرع، وإن بقينا نضيع الوقتَ فلن يعيش ليدركه

İnanıyorum ki Lavon Hayes'in bir kokteyle ihtiyacı var.
اعتقد ذلك لافون هايس" يحتاجُ مشروباً مخلوطاً"

Onu işe almakla çok iyi yapıyorsun. İyi bir sirkin hayvanlara ihtiyacı vardır.
من الجميل أنك عقدت معه اتفـاقاً، السـيرك الجـيد يحتاجُ للحيوانات!

Ama günahkârın buna her şeyden çok ihtiyacı vardır.
لكنَ المُذنِب، يحتاجُ للحُب أكثَر

Herkesin ikinci bir şansa ihtiyacı vardır.
يحتاجُ الجميعُ لفرصةٍ ثانية.

- Yardımına muhtaçlar, Michael.
-لو كنتَ يائساً{\cH318BCB\3cH2A2AAB}... -هنالِكَ مَن يحتاجُ مُساعَدتكَ (مايكل )