Belki Kralı bu bilgili aptalı asma ve Kaptan Vallo'nun ona eşlik etmesine izin verme masrafından kurtarırsın | Open Subtitles | وبذلك توفر على الملك اعدام البرفيسور فدعه يرافق شريكه القبطان فالو |
Bu çocuklar, emre dayağın eşlik ettiği evlerden geliyor. | Open Subtitles | هؤلاء الأطفال يأتون من بيوت حيث يرافق الأمر ضرية |
Bu adama şehirde bir kaç gün eşlik eder bir kaç ipucunu takip ederler, ona manzaraları gösterir. | Open Subtitles | سيجعله يرافق هذا الرجل لبضعة أيام يتظاهر بإتباع بعض الأدلة ويبعده عن طريقنا |
Ama bakıyorum da kardeşin hâlâ yanlış kişilerle takılıyor. | Open Subtitles | لكنّي أرى أنّ أخاك ما يزال يرافق الزمرة الخطأ |
Kız kardeşin,Nick'in kardeşiyle takılıyor. Ve bu konuda birşey yapmanı bekliyorum. | Open Subtitles | ذلك الفتى يرافق أختك وأتوقع أن تفعل شيئاً بهذا |
Naboo yolunda, Senatör Amidala'ya eve dönüşünde eşlik ediyor. | Open Subtitles | في طريقه إلى نابو يرافق السيناتور أميدالا |
Bir beyefendi, bayana her zaman kapıya kadar eşlik eder. | Open Subtitles | الرجل المحترم يرافق السيدة حتى الباب دوماً |
Güvenlik 6B'de oturan Evo'ya dışarı kadar eşlik edebilir mi lütfen? | Open Subtitles | هلّا يرافق الأمن المتطوّر بالمقعد 6ب لخارج البناء رجاءً؟ |
Ne yazık ki kasabadaki mevcut durum nedeniyle çocuğa eşlik etmesi için hiç adam ayıramam. | Open Subtitles | للأسف ، نظرُا للوضع الحالي للمدبنة لا أستطيع أن أجعل أي رجل يرافق الصبي |
Rousseau'ya eşlik edecek ajanlar ayarlandı. | Open Subtitles | العميل واقف على قديمه يرافق روسو الى هنا |
Başkan'a ve Genel Sekreter'e Dışişleri Bakanı'nın yanı sıra Sovyet ve Amerikalı müzakere ekipleri eşlik ediyor. | Open Subtitles | بل وأيضاً لخلق أسلحة مريعة للدمار الشامل تتوق المعادة السوفييتة والأمريكية الآن لهدف إزاحتها يرافق الأمريكي ونظيره السوفييتي السكرتير العام وعدد من الفريق المفاوض من البلدين |
Grateful Dead konserinde ciddi hafıza kaybı olan birine kalp krizi geçiren bir hastanın eşlik etmesi mi? | Open Subtitles | مريض الشريان التاجي يرافق فاقد الذاكرة ! الحادة لحفلة فرقة "الأموات الممتنون" ؟ |
Coop, Rita Hayworth'a eşlik eden binbaşıyı oynuyor. Kadında ne vücut vardı ama. | Open Subtitles | كوب) يلعب دور رائد عسكري يرافق) ريتا هايورث). |
Güvenlik binanın dışına kadar ona eşlik etmek zorunda kaldı. | Open Subtitles | بشكل دقيق, كان لابد للأمن أن يرافق نيكي)) حتى خارج البناية)) |
- Robert, cenazeye eşlik etmek için en geç Salı günü uçacaktır. - Gitmeliyiz. - Tamam. | Open Subtitles | ينبغي على (روبرت) أن يرافق الجثة بموعد لا يتجاوز يوم الثلاثاء، علينا التحرك |
Sana eşlik eden biri vardır elbet Rohan. | Open Subtitles | 'روهان، وآمل شخص ما يرافق لك." |
Bir tane cadıya gönlünü kaptırmış, onunla takılıyor. Onu sevdiğini söylüyor. | Open Subtitles | إنّه يرافق ساحرة شابّة جميلة، ربّما يحبّها، لا أعلم. |
Fahişelerle takılıyor değil mi? | Open Subtitles | يرافق العاهرات، صحيح؟ |
- O işi yapanlarla takılıyor. | Open Subtitles | -هو يرافق من أرتكب الجريمة |