Almazlarsa bunun 100 bin dolardan daha değerli olduğunu düşünüyorum. | Open Subtitles | إذا لم يفعلوا ، أعتقد أن ذلك يستحق أكثر من 100 ألف دولار |
$200'dan daha değerli bir iş çıkarmadım mı sence de? | Open Subtitles | ان كنت تظن ان هذا يستحق أكثر من 200 دولار فأنا أقدر هذا |
Hoke'un ölüsünün, dirisinden daha değerli olduğunu düşünmüşler. | Open Subtitles | فكنت اعتقد انها هوك كان يستحق أكثر من القتلى على قيد الحياة. |
Dünya kurtulacak ve sizin sunabileceğinizden çok daha fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | ..سوف ينجو العالم ..وهو يستحق أكثر مما كنتم تمدونه به |
Başlattığımız bu şey bundan fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | لننه ما بدأناه فالامر يستحق أكثر من هذا |
Küçük kardeşimiz senden daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | أخينا الصغير يستحق أكثر من هذا |
Belki de bu ülkenin sağlığına yaptığım katkı çok daha değerlidir. | Open Subtitles | ربما أسهامي بصحة هذا الشعب في الواقع يستحق أكثر |
Bana hiçbir şeyin bu hayattan daha değerli olmadığını gösterdin. | Open Subtitles | و لقد أثبت لي أن لا يوجد شئ يستحق أكثر من هذه الحياة |
Bir zamanlar bakır paranın madeni paradan daha değerli olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | يقول النحاس يستحق أكثر من القطع النقدية نفسها. |
Bu bana teklif edebileceğin her şeyden daha değerli. | Open Subtitles | هذا يستحق أكثر من أي شيء تستطيعين عرضه علي |
...ya da sizin görüşünüzün benimkinden daha değerli olduğuna çünkü öyle değil. | Open Subtitles | أو رأيكم فيه يستحق أكثر من رأي لأنه ليس كذلك. |
Biriyle bir ilişki kurup hayatını beraber geçirmek, evlenmek, çocuk sahibi olmak Fransa'da bir otelde "Alberto Tomba"nın tekiyle gezmekten daha değerli bir şey. | Open Subtitles | يجب أن نتفق على أن بناء علاقة مع شخص آخر وقضاء حياتك معه الزواج، وجود أطفال أمر يستحق أكثر بكثير من |
Üzgünüm ama, kocamın bir öğretmenden daha değerli olmadığını söyleyeceğimi mi sanıyorsunuz? | Open Subtitles | متأسفة، لكنني هل من المفترض أن اقف هنا وأقول أن زوجي لم يكن يستحق أكثر من مدرس؟ |
Matt Froind New Canaan, Connecticut'ta bir mandıracı. Bir gün kalkıyor ve fark ediyor ki ineklerinin pisliği sütlerinden daha değerli oluyor eğer şu biyolojik ayrışabilen saksıların yapımında kullanabilirse. | TED | مات فوريند، وهو مزارع ألبان في نيو كانان بولاية كونتيكت، الذي استيقظ يوما وأدرك أن من بقراته يستحق أكثر من حليبها، إذا كان يمكن استخدامها لصنع هذه الاواني للزهور القابلة للتحلل |
Senin yaptığın her şey tahmin edebileceğinden çok daha değerli. | Open Subtitles | كل شيء فعلتيه يستحق أكثر مما تعرفيه |
Birkaç hayattan çok daha değerli. | Open Subtitles | يستحق أكثر من قتل تلك الأرواح. |
Bebeğin elimizden gelenin fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | إن طفلك يستحق أكثر مما نستطيع توفيره |
Sizin sağladıklarınızdan daha fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | وهو يستحق أكثر مما كنتم تمدونه به... |
Sahip olduğumuzdan daha fazlasını hak ediyor. | Open Subtitles | هو يستحق أكثر مما كان لدينا |
O bundan çok daha iyisini hak ediyor. Sadece bu çok zor. | Open Subtitles | فهو يستحق أكثر ...بكثير من هذا، لكن |
Ve o bundan çok daha iyisini hak ediyor. | Open Subtitles | وهو يستحق أكثر من هذا |
Ama Seattle Grace Mercy West Hastanesi geçmişinden çok daha değerlidir. | Open Subtitles | لكن مستشفى "سياتل غريس ميرسي ويست" يستحق أكثر من ماضيه. |