ويكيبيديا

    "يستطيعون" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • Bizi
        
    • onlar
        
    • bile
        
    • ki
        
    • edebilirler
        
    • yapamazlar
        
    • edemezler
        
    • onu
        
    • yapabilir
        
    • bize
        
    • onları
        
    • bunu
        
    • olabilirler
        
    • şekilde
        
    • yapamaz
        
    Eğer bir başka telefona takarsam son olarak kimi aradığını öğrenmem mümkün olabilir ve bu da Bizi katile götürebilir. Open Subtitles إذن إذا إستطعت وضعها في هاتف شخص آخر ربما سأستطيع معرف إتصالها الأخير و بما يستطيعون أن يدلونا على القاتل
    Çünkü bizim şubenin satın alma ödeneğinde yalnız 908 dolar kalmış onlar ise Sam Amcadan her istediklerini alabilirler. Open Subtitles لأن إدارتنا لاتملك سوى 908 دولار للقيام بعمليات الشراء بينما هم يستطيعون الحصول على المبلغ الذي يريدونه ،، مرحبا
    Hatırlayın, çoğu insan bu teknik mucizelerden birini bile hayal edemezken, Pantheon'u yapmak için en az beşine ihtiyacınız var. TED تذكر أن معظم الناس لا يستطيعون حتى أن يتخيلوا واحدة من هذه المعجزات التقنية، وتحتاج على الأقل خمسة لبناء بانثيون
    O kadar pahalı ki ellerini yıkamaya bile güçleri yetmiyor. Open Subtitles إنها مكلفة لدرجة أنهم لا يستطيعون دفع تكاليف غسل ايديهم
    Sadece ondan sonra yaklaşan zalim mevsimi atlatabilmeyi ümit edebilirler. Open Subtitles حينها فقط يستطيعون أن يأملوا النجاة من الفصل القاسي القادم
    Hem de bu düşünmeyi istemediklerinden değildir. Düşünmezler çünkü gerçekten yapamazlar. TED وذلك ليس لأنهم لا يريدون القيام بذلك، إنه حقًّا لأنهم لا يستطيعون.
    Bir katili çizgili takım elbiseyle bisiklet üstünde hayal edemezler. Open Subtitles إنهم لا يستطيعون أن يتخيلوا مسلحاً يلبس بدلة على دراجة.
    İnsanların Bizi görmemesi illa yalan söyleyeceğimiz anlamına gelmez. TED فقط لأن الناس لا يستطيعون أن يرونا لا يعني ذلك أننا سنكذب بالضرورة.
    Biri çıkageldiği zaman ve hastane tanı koyamadığı için ne yapacağını bilmediği zaman, Bizi arıyorlar. TED عندما يأتي شخص ما ولا يستطيع المستشفى أن يقدموا له أي مساعدة فيتصلوا بنا عندما لا يستطيعون تشخيص حالة المصاب
    Ve Bizi sadece kendilerinin dağıtım yapabileceği sistemlere bağımlı hâle getirdiler, Bunlar bizim sürdürülemez olarak gördüğümüz sistemler. TED و هي أيضاً جعلتنا نعتمد على الأنظمة التي يستطيعون توصيلها فقط و هي كما رأينا غير دائمة.
    Erkekler bazen yapamaz çünkü onlar penisleri tarafından kontrol ediliyorlar. Open Subtitles الرجال أحياناً لا يستطيعون لأن أعضائهم هي من تتحكم بهم
    Erkekler bazen yapamaz çünkü onlar penisleri tarafından kontrol ediliyorlar. Open Subtitles الرجال أحياناً لا يستطيعون لأن أعضائهم هي من تتحكم بهم
    Salgınların yayılması bile önlenebilir ve genetik hastalıklar için tedavi geliştirilebilir. TED وهم يستطيعون أيضًا منع انتشار الأوبئة، وتطوير علاجات ضدّ الأمراض الوراثيّة.
    Şimdilerde bu eylem çoğunuza basit gözükse de bir basamağı çıkmak bile ayak bileklerini oynatamayanlar için bir mücadeledir. TED بقدر ما يبدو هذا العمل بدائيًا لمعظمكم، فصعود حافة الرصيف يعد تحديًا نوعًا ما للذين لا يستطيعون تحريك كاحلهم.
    O kadar pintiler ki, eksiksiz bir muhabire para veremiyorlar. Open Subtitles إنهم بخيلون لدرجة أنهم لا يستطيعون تحمل تكاليف صحفي كامل
    Bu kadar erken ortalığı ayağa kaldırırsak her şeyi yok edebilirler. Open Subtitles إذا أظهرنا تهديدا على نحو مبكر يستطيعون اخفاء كل شيء بتدميره
    yapamazlar çünkü bünyelerindeki insanlar, çatışmalardan çok korkarlar. TED وهم لا يستطيعون لأن الأشخاص بداخلهم خائفون جدًّا من المواجهة.
    Eğer bu kızlar... antrenman yapacak bir yer bulamazlarsa, rekabet edemezler. Open Subtitles اذا لم يكن للفتيات مكان يتدربون فيه لا يستطيعون ان ينافسوا.
    Şimdi onu dinlerseniz, belki sizin için de aynı şeyi yaparlar. Open Subtitles و الآن إذا استمعتم إليهم ربما يستطيعون فعل نفس الشيء معكم
    Ama bulurlarsa onlar bir şey yapacaklar. Ben yapabiliyorsam, onlar da yapabilir. Open Subtitles لكنهم سيفعلون إن وجدوها و إن تمكنت أنا من ذلك فهم يستطيعون
    Artık bize daha önce erişmesi mümkün olmayan suçlular bize erişebilirler. TED المجرمين الذين كانو لا يستطيعون الوصول لنا من قبل يستطيعون وصولنا
    Sadece onlar duyuyor. Çoğu zaman onları uzaklaştırmak için kullanırız. Open Subtitles هم الوحيدين الذين يستطيعون سماعه غالباً نستخدمه حتى ندفعهم بعيداً
    Fizik ve Kimya ilkelerini kullanarak bunu yaparlar, fakat biyolojiyi de kullanabilirler. TED يفعلون ذلك بأستعمال مبادئ الفيزياء و كيمياء، لكنهم يستطيعون استعمال الأحياء أيضاً.
    Cinayetlerin peşinden gitmemi engellemiş olabilirler ama uyuşturucuyu takip etmeme engel olamazlar. Open Subtitles قد يمنعونني من تتبّع جرئم القتل لكنهم لا يستطيعون إيقاف تتبعي للمخدّرات
    İşte bu şekilde aşağıya bakıp iyi olup olmadığımızı görürler. Open Subtitles ولكنهم يستطيعون النظرالي أسفل ويرون إذا كنا بخير ام لا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد