Bana yiyecek ve kıyafet alıyor ama şimdi gitmem gerektiğini söylüyor. | Open Subtitles | هو يشتري لي الطعام والملابس والان هو يقول يجب ان اذهب |
On iki aydır, onlardan kristal alıyor gramlarla alırken, çeyrek kilolara çıktı. | Open Subtitles | ظل لمده 12 شهر يشتري الميث منهم من الجرام حتي النصف باوند |
Öyle büyük bir evi kimse almak istemeyeceğinden yeni kont evi yıkıp, taşlarını 5000 paunda satmaya karar vermiş. | Open Subtitles | و لأن أحداً لن يشتري منزلاً كبير كهذا قرر الإيرل الجديد أن يدمره و يبيع الأنقاض مقابل 5000 جنيه |
Bu gördüğümüz, ürünü satın alan birinin erişebileceği bir deneyim mi? | TED | هل سيحصل من يشتري هذه التقنية على نفس التجربة التي شهدناها؟ |
Tam bir saçmalık. Kimse sabahın 10'unda müzik seti almaz. | Open Subtitles | هذا هراء, لا أحد يشتري أجهزة ستيريو في العاشرة صباحاً |
Güzel gezinti. Artık kimse Amerikan arabası almıyor ha? | Open Subtitles | سيارة جميلة لم يعد أحد يشتري سيارات أمريكية |
Sonra gidip sahip olduğu şeyleri satar ve o araziyi satın alır. | Open Subtitles | و لأجل السعادة يبيع كل ما لديه و يشتري الحديقة |
Bir çok kişi karşılayabileceği en büyük evi satın alıyor, aslında bundan biraz daha büyüğünü alıyor. | TED | يشتري الكثير من الناس أكبر منزل يقدرون على تحمل مصاريفه، وأكبر قليلا من ذلك في الواقع. |
Her ekstra GSYİH doları daha az sosyal ilerleme satın alıyor. | TED | كل دولار إضافي من الناتج المحلي الإجمالي يشتري تقدم اجتماعي أقل وأقل. |
Her sabah arkadaşım Jonathan New York'taki aynı sokak satıcısından bir gazete alıyor. | TED | كل صباحٍ، صديقي جوناثان يشتري صحيفةً من تاجر الشارع نفسه في نيويورك |
Diyelim ki, birisi arar ve bunu satın almak ister, tamam mı? | Open Subtitles | حسناً , لنقل أن احد ما إتصل و يريد ان يشتري هذا |
O, 825'lik almak istedi, fakat ben 550'liliğin yeterli olduğunu söyledim. | Open Subtitles | لقد أراد حقاًَ أن يشتري لي من عيار 18 لكنني قلت له أن الخاتم من عيار 14 سيكون كافياً |
- Silecek almak isteyen var mı? | Open Subtitles | أي احد يريد ان يشتري مساحة للزجاج الامامي? |
Yıllardır aklında olan biri olabilir ya da yanında duran, yırtık kot pantolonlu motosikletine parça alan adam olabilir. | Open Subtitles | قد يكون شخصاً شاهدتهِ لسنوات, أو قد يكون الشاب الواقف جنبك مرتدياً بنطال ممزق يشتري قطع غيار لدرّاجته النارية. |
Tam bir saçmalık. Kimse sabahın 10'unda müzik seti almaz. | Open Subtitles | هذا هراء, لا أحد يشتري أجهزة ستيريو في العاشرة صباحاً |
Isınmak için bile ne eldiven ne de battaniye satın almıyor kendine. | Open Subtitles | إنه لا يشتري القفازات أو الأغطية ليدفأ نفسه |
Böylece müşteri ona acır ve çok şey satın alır. | Open Subtitles | فيشعر الزبون بالذنب لدرجة أن يشتري أي شئ |
Cebinde 14 doları olmasına rağmen, 75 sentlik bileti almadı. | Open Subtitles | برغم وجود 14 دولار في جيبه لم يشتري تذكرة بـ 0,75 دولار |
30 yaşlarında bir adam bir kitap satın alıyordu. | TED | كان هناك رجل يشتري كتاب، في الـ30 من عمره. |
Hiç kimse kullanılmış ve eskimiş yangın hortumu alıp satmaz. | Open Subtitles | لن يشتري أحد أو يبيع خرطوم حرائق قديم و بالي |
Aya ayak basmayı ve lastikçiden duble batarya alırken Elvis'i gördüğü zamanı. | Open Subtitles | هبوط القمر و عندما رأت إلفيس يشتري بطاريات مضاعفه في سوق ويلر |
Mesela sinemaya gittin, fakat parayı unutmuşsun, ve biri senin yerine sana bilet almayı önerdi. | Open Subtitles | لنقل أنك ذهبت لمشاهدة فيلم و لكنك نسيت نقودك و عرض عليك شخص ما أن يشتري لك تذكرة |
Altın biletleri bulacak olan çocuklar her gün çikolata almaya parası yetenler olacak. | Open Subtitles | . من سيجد تلك التذكرة هو من يستطيع أن يشتري قطعاً كل يوم |
Kasap bir apartman aldı kızının bir dilsiz olarak büyüyeceği yer. | Open Subtitles | الجزار يشتري شقة حيث تكبر إبنته لتكون بكماء. |
Ona istediği her şeyi alabilir. Bununla nasıl baş edebilirsiniz? | Open Subtitles | يمكنه أن يشتري لها كل مايريده كيف ستنافس ذلك؟ |
Ona ya yenilerini almasını ya da yalınayak gezmesini söyle. Umurumda değil. | Open Subtitles | قولي له أن يشتري خفين جديدين أو يمشي حافي القدمين, لا يهمني |