ويكيبيديا

    "يصادف" - ترجمة من عربي إلى تركي

    • acaba
        
    • zamanda
        
    • kendisi
        
    Benim ne yazacağımı da biliyor musun acaba? Open Subtitles هل يصادف أنك تعلمين تماماً ما الذي سأقوله بدوري؟
    acaba General Beckman'in kaçinci katta oldugunu biliyor musunuz? Open Subtitles أنا آسف جداً لازعاجك ألن يصادف أن تعرف في أي طابق الجنرال بيكمان ؟
    Seni rahatsız etmek istemezdim ama evinde hiç nakit bulunduruyor musun acaba? Open Subtitles اكرة ان اضايقك بهذا, لكن هل يصادف وان يكون معك مال نقداً حول المنزل؟
    Özellikle de kendisi aynı zamanda Glory'yse. Open Subtitles صحيح . خاصة ليس الشخص الذي يصادف أن يكون جلوري
    Aynı zamanda teknik olarak üvey kız kardeşin olan Brooklynli bir genç kızla tehlikeli bir yasak aşk yaşadığını insanlar öğrenirse herkes tarafından giyotine götürülürdün. Open Subtitles لو علم الناس أنه جمعتك علاقة خطيرة مع فتاة مراهقة من بروكلين التي يصادف أنها بنت زوج أمك
    Ki kendisi başkanın politikasına uzun zamandır katkı veren tek kişi. Open Subtitles الذي يصادف أنه المساهم الأكبر المنفرد في المشروع التوسعي للعمدة
    Bu köpeği biraz daha zekileştirecek bir deli icadın yok mudur acaba? Open Subtitles ألا يصادف أن تمتلك شيئاً علمياً جنونياً بإمكانه جعل هذا الكلب أكثر ذكاءاً؟
    4 ayaklı, tüylü bir vampir öldürme makinesi ile karşılaşmış olabilir misin acaba? Open Subtitles ألم يصادف أن داعبت ماكينة قتل مصاصي دماء ذات فراء و4 أرجل؟
    Pençe izlerine karşı bir ilgisi var mıdır acaba? Open Subtitles لن يصادف أن يكون مهتما في بصمات المخالب، أليس كذلك؟
    Neden acaba, her davada en az bir bekar şüpheli oluyor? Open Subtitles مختلفة للمواعدة على الأنترنت هل أنا الوحيدة التي تتسائل، لماذا يتواجد دائما مشتبه به في كل قضية و يصادف أن يكون عازباً؟ حسناً ، كما نرى كيف أن
    Ekmek kızartma makinen var mıdır ki acaba? Open Subtitles لا يصادف أنّكَ تملك محمّصة، صحيح؟
    acaba ormanda minik insanlardan oluşan gelişmiş bir toplumun bir parçası olma ihtimaliniz var mı? Open Subtitles بالمناسبة... لا يصادف وأن تكون فرداً من مجتمع متقدم لأشخاص ضئيلي الحجم يعيشون في الغابة، أليس كذلك؟
    Aynı zamanda hastanenin de sahibi olan plastik cerrahi uzmanı. Open Subtitles يازميل التجميل البارع الذي يصادف أيضا أنه يمتلك المستشفى.
    O bizim şefimiz ve aynı zamanda aşırı derecede korumacı babam. Open Subtitles انه الزعيم الذي يصادف أن كان أبــــي العنـــيد
    Prens Fayeen kendisini Allah'ın elçisi sanıyor, adam aynı zamanda dünyanın en zengin 10 kişisinden biri. Open Subtitles يعتقد الأميرفايين انه سفينة الله والذي يصادف انه واحدا من أغنى عشرة أشخاص على الأرض
    Prens Fayeen kendisini Allah'ın elçisi sanıyor, adam aynı zamanda dünyanın en zengin 10 kişisinden biri. Open Subtitles يعتقد الأميرفايين انه سفينة الله والذي يصادف انه واحدا من أغنى عشرة أشخاص على الأرض
    Antrenörü ve aynı zamanda babası olan... kaza sonucu annesini öldürdüğü için kısa bir süre önce hapisfaneden çıktıktan sonra... tekrar oğlunun yanında. Open Subtitles ووالده، الذي يصادف أيضاً أنّه مدرّبه أيضاً خرج حديثاً بعد إنهائه لعقوبة مقتل والدته وآمل أنّ هذه الغضب سيجدي نفعاً معه
    Ki kendisi nişanlım olur ve bunu da biliyorsun. Open Subtitles التي يصادف أنها خطيبتي، وهو ماتعرفه أيضًا.
    Saygın bir psikiyatrist olmasının yanında aynı zamanda da kendisi kardeşim olur. Open Subtitles إنه ليس فقط أخصائي موقر إنه يصادف أن يكون أخي " الدكتور " فريزر كرين
    - ..yakalamaya çalışıyoruz. - Ki kendisi annemiz olur.. Open Subtitles شبحاً قاتلاً - و الذي يصادف بأنها والدتنا -

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد