Peşinde olduğumuz adam... Kolomb Şövalyelerinin kötü bir gizli dernek olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | إسمع، الرجل الذي نبحث عنه يعتقد أنّ جمعية الفرسان جمعيّة سرّيّة شريرة |
O doğru olduğunu düşünüyor diye doğru olduğu anlamına gelmiyor. | Open Subtitles | فقط لأنّه يعتقد أنّ ذلك، صحيح لا يعني أنّه كذلك |
Bay Loomis vakası için çok riskli olduğunu düşünüyor. Ve yaşlı olduğundan uygun olmayacağını. | Open Subtitles | يعتقد أنّ ذلك خطير جداً في حالة السيد لوميس لأنّه أكبر سناً |
Hatta apartmanın bazı sakinleri bu dairenin lanetli olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | البعض في هذا المبنى يعتقد أنّ هذه الشقّة ملعونة. |
Eski babamı geri istiyorum. Bifteğe bayılıp, şarkı söylemenin gey işi olduğunu düşünen babamı! | Open Subtitles | أريد استعادة أبي القديم الذي يحبّ اللحم و يعتقد أنّ الغناء شاذّ. |
Rakiplerinin, odaklanışını bozmak için bilinçaltı sesli iletiler yolladığını sanıyor. | Open Subtitles | يعتقد أنّ مُنافسيه يُرسلون رسائل صوتية دون الوعي لتشتيت إنتباهه. |
İş yerinde... bir arkadaş var. Benimle olmanın tek sebebinin filmdeki rol olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لديّ هذا الصديق بالعمل الذي يعتقد أنّ السبب الوحيد لكونكِ معي هُو لأجل الدور في الفيلم. |
Kendisi bu soygunun son 6 aydaki diğer 3 soygun ile bağlantılı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | الذي يعتقد أنّ هذه السرقة مُرتبطة بثلاثة أخريات ارتكبت بالأشهر الستة الماضية. |
Bölge şerifi o çiftlikte hâlâ bir sürü silahı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | مأمور المُقاطعة لا يزال يعتقد أنّ لديه الكثير من المُسدّسات في تلك المزرعة. |
Doktorlar bu dengesiz tavırlarının sebebinin bu olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | . و يعتقد أنّ الأطباء أنّ هذا ماسبّب سلوكها الأخير |
Evet, çünkü her şeyin bir deneme olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | أجل، ذلك لأنّه يعتقد أنّ الأمر برمته عملية تفتيش غير قانونية. |
- Esas suçlunun Cha Hee Joo'nun etrafından olduğunu ve Cha Hee Joo'nun kurban değil suç ortağı olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | "لأنهُ قال أنّ المحيطين بــ "تشا هي جو هم الخاطفين الأساسيين، و هو يعتقد أنّ "تشا هي جو" ليست ضحية ولكنها متواطئة |
Booth, katilin Ember adında bir cadı olduğunu düşünüyor fakat katil daha kaslı ve yapılı bir kadındı. | Open Subtitles | ، بوث" يعتقد أنّ ساحرة اسمها "إمبر" هي القاتلة" . لكنّ الضحية كانت امرأة ذو عضلات قوية |
Bazı nedenlerden dolayı potansiyelin olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | لسبب ما، يعتقد أنّ لديكَ إمكانيّات |
Cuddy, House'un yıllığı görmesini istemiyor o da saklayacak bir sebebi olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | (كادي) لن تدع (هاوس) يرى ذلك الكتاب، لذا يعتقد أنّ ثمّة شيء تخفيه |
O adam her kimse, ikimizden birinin Oşimayda olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | وأيّا كانت هويته، فهو يعتقد أنّ واحدا منّا هو (أوشيمايدا). |
AJ, hikâyesinin doğru olduğuna inanıyor tıpkı Noel Baba'ya inandığı şekilde. | Open Subtitles | حسناً، (آي جاي) يعتقد أنّ قصّته حقيقيّة كما يصدّق بـ(سانتا كلوس) |
Darwin'in "bilimdışı" olduğuna inanıyor. | Open Subtitles | يعتقد أنّ (داروين) لم يعتمد العلم في نظريّته, |
Bu adamın gerçekten masum olduğunu düşünen bir tek ben mi varım? | Open Subtitles | أأنا الوحيد الذي يعتقد أنّ هذا الرجل لربّما يكون سليماً حقاً؟ أجل، أنت ومُراسلتنا اللامعة. |
Kızının bir şeytan olduğunu düşünen ve onu tehdit eden biri bu duruma uyuyor mu? | Open Subtitles | كشخصٍ يعتقد أنّ ابنتكِ شيطان، ويُهدّد بقتلها؟ |
Bipolar olduğu için kendini annemiz gibi boktan biri olmaya mahkummuş sanıyor. | Open Subtitles | إنه يعتقد أنّ بإصابته بمرض الإضطراب الثنائي القطب فقد حكم عليه أن يكون حثالة كأمنا |
Her kime çarptıysa uzağa sürüklendiğini ve hala hayatta olduğunu düşünüyordu. | Open Subtitles | يعتقد أنّ لربّما من صدمه لا يزال حياً وزحف مُبتعداً. |