Bir kaza olduğunu söylüyor. Telefon etmek istiyor. | Open Subtitles | شاب يقول إن هناك حادث ويريد أن يستخدم الهاتف |
Oldukça ısrarcı görünüyor. İsminin Donny olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يبدو أن المتصل مصر جداً يقول إن اسمه هو دوني |
Tanrı bunun çok çekici bir savaş olduğunu söylüyor. En hoş insanları buraya toplamış. | Open Subtitles | الله يقول إن هذا قتال أنيق و أن به أناس رقيقين. |
Ama Teclo, Yaqui'nin mücadelesine kutsal bir savaş diyor. | Open Subtitles | لكن تيكلو يقول إن الياكي يحاربون الحرب المقدسة |
Ama kanun diyor ki Buffano'nun suçlu olduğunu kanıtlayamazlarsa, nefret etsek bile onu serbest bırakmalıyız. | Open Subtitles | لكن القانون يقول إن لم يثبتوا ارتكابه للجريمة المتهم بها وإثبات بشك معقول |
Acil olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول إن الأمر عاجل و أن عليك الذهاب لرؤيته |
- Sessizliğin, iç huzuru için önemli olduğunu söyledi. | Open Subtitles | إنه يقول إن الناس يلتزمون بقسم الصمت من أجل السلام الداخلي |
Doktorlar ölüm sebebinin kalbe saplanan mermi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | الطبيب يقول إن سبب الوفاة رصاصة إلى القلب |
Kaçırılma olayının büyük bir yanlış anlamadan olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنه يقول إن مسألة الخطف ما هى إلا سوء فهم فظيع |
Pötikareli önlüğün, erkeklere eziyet çektirmek için kadınların icat ettiği en büyük tahrik unsuru olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إن المئزر القطني هو أروع أدات إغراء إخترعتها النساء لتعذيب الرجال |
Ama savcılık ellerinde suçunu kanıtlayacak yeterli delilin olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لكن الإدعاء يقول إن الأدلة التي لديهم كافيه لإثبات التهمة عليه |
Ne olduğunu bilmiyor ama daha fazla bilgisi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | لا يعلم ما الذي حدث ولكن يقول إن لديه المزيد من المعلومات |
Terapistim başkalarına yardım etmenin kendimize yardım etmek olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | معالجي النفسي يقول إن ساعدتِ الأخرين تساعدين نفسك |
Dinleyin, karga hatanın sizde olduğunu söylüyor bu yüzden efendinin ona işkence etmemesi gerek. | Open Subtitles | اسمعي , إنه يقول إن الخطأ كان خطأك وأن السيد يجب ألا يعذبه |
Yemek için insanın en iyi kısmının tam şurası olduğunu söylüyor. - Yumuşakmış. | Open Subtitles | يقول إن أفضل ما يؤكل في الرجل هو هذه، إنها لينة |
İsteklerinin çok mantıksız olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | يقول إن طلباتك أصبحت غير معقولة |
Yerine getirmezsem anlaşma da yok diyor. | Open Subtitles | حسناً إنه يقول إن الصفقة ملغية ألا أذا حققتها جميعها |
Pekâlâ, Newton denen züppe diyor ki her etkiye karşı aynı büyüklük ve zıt yönde bir tepki vardır. | Open Subtitles | نيوتن, الشخص, يقول إن لكل فعل, رد فعل مساو له في القوة ومضاد له في الاتجاه. |
Manda yoğurdu diyorum, kokuyor diyor adam. | Open Subtitles | أنا ذكرت لبن الجاموس والرجل يقول إن له رائحة. |
Daha fazla bilgisi olduğunu söyledi. | Open Subtitles | يقول إن لديه المزيد من المعلومات |
Ev sahibi binanın içinde güvenlik kamerası olduğunu söyledi. | Open Subtitles | مالك المبنى يقول إن لديهم مراقبة بداخله |
Merkez sizin dosyalarınızın savunmasız olduğunu söyledi, ama hiçbir kanıt yok... | Open Subtitles | المدير يقول إن ملفاتكم سهلة الاختراق |