Annemde kalıyor ve... bu akşam herkes için yemek yapacak. | Open Subtitles | و يقيم في منزل أمي و سيطهو العشاء للجميع اليوم |
Tek kollu adam 9 nolu karayolda Robin's Nest Motelde kalıyor. | Open Subtitles | يقيم وحيد الذراع في نُزُل "روبينز نيست" على الطريق السريع التاسع. |
Koyu saçlı, orta boylu, geçici olarak Meksika'daki bir kampta yaşıyor. | Open Subtitles | شعره داكن ومتوسط الحجم يقيم حالياً في بلدية العصر الجديد بالمكسيك |
Af edersin,fakat bu genç adam, sizinle yaşadığını iddia ediyor | Open Subtitles | عفوا منك ، ولكن يدعي هذا الشاب انه يقيم معك. |
Hong Kong'luların hep burada kaldığını duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أن كل من يأتي من هونغ كونغ يقيم هنا |
Şu anda bir basın konferansı veriyor. Yarım saat içerisinde burada olacak. | Open Subtitles | انه يقيم مؤتمرا صحفيا من المفروض ان يكون هنا خلال نصف ساعة |
Heck Thomas'ı bulun. Ona yakın oturuyor. Onu bir şeyler içmeye, akşam yemeğine falan çıkarsın. | Open Subtitles | اتصل بــ هيك توماس , هو يقيم خلف منزلها ليعزمها على مشروب , عشاء , اى شئ |
Ama pilotun evinde kalan öğrenci de var belki de hepsi işin içindeydi. | Open Subtitles | ولكن طالب الدراسات كان يقيم مع الطيار ربما كانوا جميع متشاركين في الأمر |
- Thornton Meydanı'nı biliyorum. - Orada yaşayan birini mi tanıyorsun? | Open Subtitles | انا اعرف ميدان ثورنتون هل تعرفين اى احد يقيم هناك ؟ |
Bay ve Bayan Malhotra otelinizde mi kalıyor? | Open Subtitles | من فضلك عمتي، هل يقيم السيد و السيدة مالهوترا هنا ؟ لماذا تسأل ؟ |
Ned Campbell burada mı kalıyor? | Open Subtitles | ايوجد لدينا شخص اسمه نيد كامبل يقيم بالفندق؟ |
Şanssızlığım, adamın burada kalıyor olması. Hepsi bu. | Open Subtitles | حظي العاثر بأن الرجل الذي أريد مقابلته يقيم هنا، هذا كل شيء |
Bu arada biri soracak olursa Boston'da yaşıyor ve her cuma buraya uçuyor. | Open Subtitles | وبالمناسبة، إذا كان أي شخص يسأل يقيم في بوسطن، ويطير في كل يوم جمعة على متن المكوك |
Hayır, Havana'da evi var. Avenida Medios'ta yaşıyor. | Open Subtitles | لا، هو يقيم في بيته في هافانا يسكن في أفيندا ميديوس. |
Kapıyı açtığımda babamın başka bir kadınla ilişki yaşadığını gördüm. | Open Subtitles | عندما فتحت الباب وجدت والدي يقيم علاقة مع امرأة أخرى |
Otel odasının anahtarını buldunuz, böylece orada kaldığını anladınız. | Open Subtitles | لقد وجدت كارت مفتاح الفندق لذا عرفت اين يقيم لذا غادرت |
Ya birileri parti veriyor, ya da birilerinin gömleklerinin yıkanma zamanı gelmiş. | Open Subtitles | أما أن يوجد شخص يقيم حفلة أو أن يوجد شخص يكوي قميصه |
Çıldırdı, adın kutularda yazıyor ve o bu binada oturuyor. | Open Subtitles | مرحبا؟ انه جنون، اسمك على صناديق، يقيم في المبنى. |
Burada kalan her neyse karanlık bir tarafı olduğu belli. | Open Subtitles | أياً كان الذي يقيم هنا فهو بالتأكيد من الجانب المظلم. |
Görüyorsunuz, suya yaşayan bir canlı olarak değer verdiğimiz, onunla bağlantımızı iyileştirdiğimiz, bir dünya hayal ediyorum. | TED | ترون أنني أتخيل أن العالم يقيم الماء. كعلاقة حيّة، عندما نعمل من أجل استرجاع علاقتنا مع الماء. |
Bir hastam var ve kaldığı yer güvenli değil bu yüzden onu buraya getireceğim, bir süreliğine. | Open Subtitles | لديّ مريض جديد و المكان الذي يقيم به ليس آمناً ، لذا سأجلبه ليقيم معنا لفترة قصيرة |
Kredi kartı geçmişine göre Harrington burada kalıyormuş. | Open Subtitles | تاريخ البطاقة الائتمانية اشار الى ان هارينغتون كان يقيم هنا |
Ronald Ellinghouse. 17 numaralı odada kalıyordu. | Open Subtitles | رونالد إلينغوس لقد كان يقيم فى الغرفة 17 |
Marcelino, dükkanın arkasında horoz dövüşleri düzenliyor. | Open Subtitles | مارسلينو يقيم مباريات مصارعة ديوك في مؤخرة متجره. |
Ama ne yazık ki, Bay Çok-Uygun'un yaşadığı krallıkta çok çalışmaya ya da kendisini işine adamaya pek değer verilmezmiş. | Open Subtitles | لكن للأسف , المملكة التي كان يقيم بها السير فيكسلوت لم تكن تكترث وتقدّر العمل الجاهد والتكريس , كما أعتقد |
Sadece son 2 yıldır Maryland'de ikamet ettiği ve nakış yapmaktan hoşlandığı yazıyor. | Open Subtitles | مكتوب فقط انه يقيم في ولاية ميريلاند... في السنتين الاخيرتين, وانه يحب التطريز... |
Yani bir eş ve aile yerine bir çocuk gibi koşup parti yapıyor. | Open Subtitles | ...اذاً بدلاً من أن يكون له زوجة وعائلة فهو يقيم الحفلات كالأطفال فحسب؟ |