Yani, belki kurtuluşunuz bana söyleyeceğiniz üç şeyden biri değildi. | TED | ربما الناجي لم يكن أحد الأشياء الثلاثة التي تقولها لي |
Gördüğün şey tümör semptomlarından biri değildi. Yakında ölecek olmamın semptomuydu. | Open Subtitles | ما رأيت لم يكن أحد أعراض الورم لقد كان أحد أعراض الاحتضار قريباً |
Belki de bütçe kesintilerindendir. Kapının önünde kimse yoktu. | Open Subtitles | لعله التقليص في الميزانية لم يكن أحد يراقب مكتبك |
"Yalnız başıma doğurdum, kimse yoktu" diye utanmadan şikayet ediyor aslanıma. | Open Subtitles | كانت تشتكي إلى ابني وتقول إنّها وَلدت وحدها ولم يكن أحد معها |
Şey, ben bu çalıyı seçtiğimde burada kimsecikler yoktu. | Open Subtitles | لم يكن أحد هنا عندما اتيت لهذه الأعشاب |
Bütün istiridyelerde vibrioıvardır ama neredeyse hiç kimse de hemokromatoz yoktur. | Open Subtitles | جميع المحارات سليمة ولكن تقريباً لم يكن أحد لديه الصباغ الدموي |
Yaklaşık son yüz yıla kadar, kimse bunu beyin ile yapamıyordu. | TED | ومنذ حتى أكثر من قرن مضى، لم يكن أحد قادراً على القيام بهذا مع الدماغ. |
O sırada kendisinin ve hiç kimsenin tahmin etmesinin mümkün olmadığı şey ise 1684 yılının bir ağustos günündeki bir buluşmanın sonunda dünyanın sayısız yönden sonsuza dek değişeceğiydi. | Open Subtitles | مالم يكُن يعلمهُ و مالم يكن أحد يتخيله في ذاك الوقت كان الطرق التي لا تحصى |
Ve onun verdiği ifadeye göre, evde ikisinden başka hiç kimse yokmuş. | Open Subtitles | و شهادته تفيد أنه لم يكن أحد في البيت سواهما |
hiç kimse, böyle hain kozmik bir civarda daireler içinde gezegen bulmayı beklemiyordu. | Open Subtitles | لم يكن أحد يتوقع أن يجد أي كواكب تدور في مثل هذا الجوار الكوني الغادر |
Bizden biri değildi, tam olarak yani, ama iyi iş çıkarmıştı. | Open Subtitles | لم يكن أحد منا ليس بالضبط لكنّه فعل عملا جيدا |
Ama boş bir eve dönmek bunlardan biri değildi. | Open Subtitles | .... لكن العودة إلى منزل غير مأهول لم يكن أحد تلك الأشياء |
Çünkü kızlardan biri değildi, değil mi? | Open Subtitles | لأنه لم يكن أحد النساء. |
- Benimkilerden biri değildi. | Open Subtitles | لم يكن أحد عناصري كلا |
Ama benimkilerden biri değildi, hayır. | Open Subtitles | لكنّه لم يكن أحد رجالي. |
Kimsesizdi çünkü içeride başka kimse yoktu. | Open Subtitles | كان حبس إنفرادي لانه لم يكن أحد مسجون غيره هناك |
Eve geldiğimde kimse yoktu ve yatak o kadar güzel görünüyordu ki, ayı ailesinin evine giden küçük kıza döndüm, sen Reagan olmalısın! | Open Subtitles | لم يكن أحد هنا عندما رجعت المنزل وكان السرير يبدو رائعا , وكان الأمر معتدلا جدا , ولابد وأنك ريجان |
Ama hattın öbür ucunda kimse yoktu! Tahmin edersin ki hiçbir şey anlamıyordum. | Open Subtitles | لم يكن أحد على الهاتف، لم أفهم |
Şey, ben bu çalıyı seçtiğimde burada kimsecikler yoktu. | Open Subtitles | لم يكن أحد هنا عندما اتيت لهذه الأعشاب |
Aslında hiç kimse orada olduğunu bilmiyordu. | TED | في الواقع، لم يكن أحد يعرف أنها موجودة. |
Kainatta etrafımızı yıldızlar sarmış ama son zamanlara kadar kimse onların yörüngesinde kaç tane gezegen olduğunu bilmiyordu. | Open Subtitles | النجوم المحيطه بنا فى الكون لكن حتى وقت قريب لم يكن أحد يعلم كم عدد الكواكب فى الفلك المحيط |
Tıpkı hiç kimsenin Justin'e duruş şeklinin mola vermiş bir dansçı gibi olduğunu söyleyememesi gibi. | Open Subtitles | تمامًا مثل إنهُ لم يكن أحد يقول لـ جاستن إنه يقف وكأنه راقصة تأخذ إستراحة |
- Görünüşe göre evde kimse yokmuş. | Open Subtitles | على ما يبدو لم يكن أحد متواجد فى البيت |
kimse böyle bir olguyu gözlenene kadar tahmin edememişti. | TED | ولم يكن أحد ليتوقع تلك النتيجة. |