Herkes müziği tam anlamıyla tecrübe edebilir, bizim sadece farklı aletler yapmamız gerekiyor. | TED | أي شخص يمكنه تجريب الموسيقى بطريقة معمقة نحن فقط بحاجة لصنع أدوات مختلفة |
Güvenlerini kazanmış olabilir. Ama ipler bizim elimizde. -İyi dedin onbaşı. | Open Subtitles | يمكنه التلاعب بقلوبهم وعقولهم، يا سيدي طالما أن الكرة في ملعبنا |
Teknik olarak sonuncusuyla ilgili size yardımcı olamam çünkü öyle Bir doktor değilim. Ama sizi, yardım edebilecek birine yönlendirebilirim. | TED | تقنياً، لا يمكنني مساعدتك بالأخيرة لأنني لست من ذلك النوع من الأطباء، ولكن يمكنني أن أرشدك باتجاه شخص يمكنه مساعدتك. |
"kurtulmak için çağırabileceğimizi çünkü bunu yalnızca O'nun yapabileceğini söyledim." | Open Subtitles | لتخليص العالم من الاسلحه النوويه لانه الوحيد الذى يمكنه ذلك |
Ama üretken olmayı bıraktığın anda, sana hiçbir avukat yardım edemez. | Open Subtitles | لكن اللحظة التي تتوقف بها ليس هناك محامي يمكنه أن يساعدك |
bu en kötü günümde bile birazcık iyi hissetmek için, biraz üretken hissedebilmek için yapabileceğim herhangi birşey olabilirdi. | TED | والتي كانت أي شيء يمكنه حتى في أسوأ أيامي أن يجعلني أشعر أفضل ولو قليلاً أكثر انتاجية بشكل بسيط |
Düşüncelerini, en kötü kabuslarını biliyor ve dünyanı Bir anda alt üst edebilir. | Open Subtitles | , انه يعرف أفكارك و كوابيسك و يمكنه قلب عالمك رأساً على عقب |
Depo gibi Bir yerde kalıyor. Eğer oradaysa, bize yardım edebilir. | Open Subtitles | انه يقطن في مستودع بأحد الأحيا اذا وجدناه ربما يمكنه مساعدتنا |
Ama bu olayı göz ardı edemedi. Kim edebilir ki zaten? | Open Subtitles | لكنه لم يقدر على التغاضي عن هذا إعني , من يمكنه |
Size yardımcı olabilir Bir şey düşünemiyorum Eğer, bizi arayın lütfen. | Open Subtitles | إذا تذكرت أي شيء يمكنه أن يساعد ، فرجاء إتصلي بنا |
Bir kaç gün bekleyemeyecek kadar önemli ne olabilir ki? | Open Subtitles | ما هو الشيء المهم الذي لا يمكنه انتظار بضعة أيام |
Ve silahlı adamlardan birini tarif edebilecek Bir de görgü şahidi. | Open Subtitles | و احد الشهود الذي يمكنه أن يصف لنا أحد الرجال المسلحين |
Kaptan olduğum için denedim ama bunu kim yapabilir ki? | Open Subtitles | لقد حاولت لأني أنا القائد لكن من يمكنه فعل هذا؟ |
Bırakın gelsinler. Sıradan insanlardan müteşekkil hiçbir ordu bizi alt edemez. | Open Subtitles | دعهم يأتون، لا يوجد جيشٌ مِن البشر التافهين يمكنه التغلّب علينا |
bu, ben ya da Bir yabancı Cayla ve arkadaşlarının bulunduğu odanın dışında da olsa bebeğe bağlanabilir anlamına geliyor. | TED | وهذا يعني أنني أنا، أو أي شخص غريب هنا، يمكنه الاتصال بالدمية أثناء وجوده خارج الغرفة حيث توجد كايلا وأصدقاؤها. |
Şaşırtıcı Bir şeklide bazen uzuvsuz doğan insanlar bile hayalet uzuvları hissedebiliyorlar. | TED | وبشكل مذهل أحيانًا، حتى من وُلد دون طرف يمكنه الشعور بالطرف الخيالي. |
Demek istediğim, eğer konuşabilirseniz onu, Bir alaycıkuş onu ciyaklayabilir. | TED | أعني، إن كنت ستقولها، الطائر المحاكي يمكنه أن يصرخ بها. |
Ödül olarak da, O çok sevdiği çikolatalı kurabiyelerden alabilecekti. | TED | وكمكافأه له يمكنه شراء بعض بسكويت الشوكولاته، لأنها المفضلة لديه. |
Kısmen kör Bir kadın ve kocası çalışamıyor. 7 çocuğu var | TED | وهي شبه عمياء .. وزوجها لا يمكنه العمل ولديها سبعة أطفال |
Seni benden daha akıllı yapamaz ama muhteşem görünmeni sağlayabilir. | Open Subtitles | لا يمكنه جعلكِ أذكى مني لكنه يمكنه جعلكِ تبدين جميله |
Savaş bitti, artık kimse bana emir veremez. | Open Subtitles | الحرب انتهت لا أحد يمكنه إعطائنا أوامر الان |
Konuşan cevizden emir alabilir O zaman suçlu ben olmam. | Open Subtitles | يمكنه ان ينفذ اوامر شجرة الجوز اذا,لن يكون شئ السئ |
- O artık bize yardımcı olamaz. - O olabilir sadece Bir tanesidir. | Open Subtitles | . لا يمكنه أن يساعدنا بعد الآن . إنه الوحيد الذي يمكنه ذلك |