"ينصت" - ترجمة من عربي إلى تركي

• dinlemiyor
• dinliyor
• dinler
• dinlemedi
• dinlemez
• dinleyen
• kulak
• dinlemeyecek
• dinledi
• dinleyip
• dinleyecek
• dinlemezdi
• dinlesin
• dinlediğini
• dinleyebilir

Hepinize iyi antrenman yapmanızı söyledim; ama kimse beni dinlemiyor.
كم مرة قلت لكم أن تحافظوا علي مهارتكم ؟ لا أحد ينصت

Herkese söylemekten bıktım. Ama kimse dinlemiyor.
لقد تعبت مِن قول هذا للجميع لكن لا أحد ينصت إليّ

Ve beni öyle dinliyor ki, sanki kelimelerim dünyadaki son sesler.
وحين ينصت إليّ كأن كلماتي هي آخر صوت على هذا الكوكب

Han'ımız sizi dinler İmparatoriçe'm.
الإمبراطور ينصت لك أكثر يا مولاتي الإمبراطورة

Babama anlatmaya çalıştım ama daha çocuktum, beni dinlemedi.
.. لكننى كنت طفلة آنذاك و أبى لم ينصت إلىّ

Beni dinlemez.
-لن ينصت لي -إذن ، ماذا الآن ، هل علي أن أداري عليك الآن؟

Sezgileri olan, sizi dinleyen, anlayan ve tanıyan bir varlık.
إنّه كيان بإدراك حدسيّ ينصت لما تقول، وهو يفهمك ويعرف طبائعك

Beni o kahrolası albinoyla yalnız bıraktın. Bana hiç kulak vermiyor.
تركتني وحيدًا مع شاحب الوجه اللعين هذا إنه لا ينصت إليّ

Seni dinlemeyecek olmasının sebebi de pislik gibi davranmış olman.
والسبب في أنّه لن ينصت إليك هو أنّك تصرّفت بحماقة

Lanet olasıcaya bir daha söyle çünkü beni dinlemiyor.
أخبر ذلك الأخرق مجددًا لأنه لا ينصت لأحد.

Bırakmasını söyledim, ama beni dinlemiyor.
حاولت أن أجعله يقلع، لكنه لا ينصت إليّ

Pekâlâ. Kimse beni dinlemiyor. Tekrar deneyeceğim.
حسنٌ , لا أحد ينصت إليّ سأحاول مجدداً

Büyük kardeşim bizi dinliyor, yoksa büyük babacığım mı desem acaba?
الأخ الكبير ينصت إلينا لم أقول الأب الكبير

Dediğim gibi Dan sonunda vücudunu dinliyor.
الأن ، كما كن أقول دان ، أخيرا ينصت الى جسمه

Konuşmaya devam et, seni dinler. dinliyor.
استمري في التحدث إليه،هو سينصت لك إنه ينصت

Zavallı küçük kardeş beni dinlemedi. Ölüyü oynamayı reddetti.
الاخ الثالث المسكين رفض ان ينصت الي ويدعي الموت ايضا

Babam hiçbir şeyi dinlemez. Annem de ruj sürmüş bir hortumdur.
أبي لا ينصت و أمي إعصار يضع أحمر الشفاه

Tanrı'nın sesi onu dinleyen herkese duyulabilir.
كلمة الرب مسموعة لكل من ينصت لهُ

Sürekli peşimde dolaşıyor, başkalarının konuşmalarına kulak misafiri oluyor, ama...
و أينما أذهب يلاحقنى و ينصت لحديث الجميع

Seni hiçbir zaman dinlemeyecek.
لأنك كنت محقاً لن ينصت إليك أبداً

Ne yazık ki Bay Kent KvF görevlisini değil beni dinledi. Ve oğulları öldü.
لقد سمع كلامي و لم ينصت للرجل المسئول عن المفاوضات

Bu adama yüreğini ve ruhunu döktün. dinleyip dinlemediğini bilmiyorsun.
شرحت للتو قلبك وروحك لهذا الرجل لا تعرف إذا كان ينصت

Bazen bütün günümü insanların sorunlarını dinleyerek geçiriyorum ve beni dinleyecek birine ihtiyacım oluyor.
احياناً اقضي كل ايامي بالاستماع إلى مشاكل الناس و ما أحتاجه فقط هو شخص ينصت لمشاكلي

Her zaman yemeğini daha iyi çiğnemesi gerektiğini söylerdim, ama beni hiç dinlemezdi.
لطالما أخبرته بأن يمضغ ... طعامه لكنه لم ينصت إلي

Tamam, millet, herkes dinlesin.
حسناً أيتها القوّات، الجميع ينصت.

Babamın sadece seni dinlediğini biliyorum ama yine de ona anlatmaya çalışırım.
أجل، أعرف أن أبي ينصت لك فقط، لكن سأحاول وسأخبره

Kral John'a karşı güvenimi kaybettim ama yine de sizi dinleyebilir.
قد أكون فقدت ثقة الملك (جون)، إلا إنه قد لا يزال ينصت إليكِ