Arabanın kontrolünü kaybetmem ya da duvara toslamam onun umurunda değil. | Open Subtitles | لا يهمه ذلك إن كان سيفقدني التوازن, أو سيقحمني مباشرة بالحائط |
Bak, o sihirli korumak umurunda bile değil. | Open Subtitles | انظر ، هو لا يهتم بحماية السحر كل ما يهمه هو |
Yani, taşındığımda gerçekten umrunda değildi. | Open Subtitles | علاقته بها اقوي من علاقته بي , لذا لم يكن الامر يهمه عندما تنقلت |
Tüm umursadığı bu. Sadece bunun için çalışıyor, onun için gerisi önemsiz. | Open Subtitles | هذا هو كل ما يهمه نفس العمل ، لا مزيد من التفكير |
Artık tek önemsediği şey bu görev. | Open Subtitles | هذة المهمة هى الشئ الوحيد الذي يهمه ويشغل باله |
Kaç hasımla dövüştüğünün önemi yoktu. Hiçbiri onunla boy ölçüşemezdi. | Open Subtitles | لم يهمه كم واجه من الأعداء فهم لم يكونوا أنداداً لقوته |
Hoş ve kibar ayrıca yatakta mutlu olup olmamamı çok önemsiyor. | Open Subtitles | إنه لطيف ونبيل جداً وكل ما يهمه فى السرير هو سعادتي |
Babamızın ölene kadar burada çalışması onun için önemli değil. | Open Subtitles | لا يهمه أن أبانا أفنى حياته وهو يشغل هذا المكان |
Bu da iyi gaz ateşiyle alakalı bir durum yeterli duman olduktan sonra, gerçekten bir yangın var mı yok mu kimin umurunda? | Open Subtitles | هذا هو الشيء المهم بخصوص الغاز بوجود مايكفي من الدخان , من يهمه لو كان الحريق حقيقي ؟ |
Onu seviyorsan, evlenmek istememesi umurunda olmamalı. | Open Subtitles | إن كنت تحبها، من يهمه إن لم تكن تريد الزواج؟ |
Suriye kimin umurunda? Bosna kimin umurunda? | TED | من يهمه أمر سوريا؟! من يهمه أمر البوسنة؟! |
Sadece dışarıya nasıl gözüktüğü ve insanları nasıl etkilediği umurunda. | Open Subtitles | كل ما يهمه المظاهر الخارجية والنفوذ |
İsviçre mücevheri kimin umrunda ki? | Open Subtitles | و من يهمه أمر المجوهرات السويسريه بحق الجحيم؟ |
Bir arabayı çizmen kimsenin umrunda olmaz ama yapmadığın şey için içeri atılmak istemezsin. | Open Subtitles | لا أحد يهمه إن خدشت سيارة لكنك لا تريد أن تتهم بجريمة لم تفعلها |
Müvekkilin umrunda değil umrunda olan tek şey para. | Open Subtitles | إنّ موّكله لا يهمه ذلك بسبب .كل مايهمهم هو المال |
Bu kısa sürede bir şeyler değişmiş olmalı çünkü onu gördüğümüzde tek umursadığı şey o kutuydu. | Open Subtitles | لابدَّ أنَّ هنالك ما غيَّره بسرعة لأننا عندما رأيناه كل ماكان يهمه هو العلبة |
Sadece parayı al. Tek umursadığı o. | Open Subtitles | فقط لنأخذ النقود ذلك كل ما يهمه |
Mesele benim neyi önemsediğim değil, onun neyi önemsediği. | Open Subtitles | المسألة تتعلق بما يهمه هو لا ما يهمني أنا |
önemsediği tek şey bu olabilir. | Open Subtitles | هذا قد يكون الشيء الوحيد الذي يهمه. |
Yani biri bize iyi isimler veriyorsa aşk hayatının önemi yok. | Open Subtitles | أعني، الرجل الذي يعطينا الاسماء، لا يهمه حب حياته. |
Ve ayrıca, onun için artık bir önemi olduğunu sanmıyorum. | Open Subtitles | وخلاف ذلك، لا أظن أنه يهمه هذا الأمر الآن |
Konuyu önemsiyor, ona yardım edeceğiz. Oyunu oynayacağız. | Open Subtitles | الأمر يهمه إلى هذا الحد، وانا سأساعده وسأقدم عرضا |
O hiçbir şey yapmadı ama onun için önemli olduğunu biliyordum, ben de çaresine baktım. | Open Subtitles | لا, لم يفعل اي شيء لكنني علمت انه كان امراً يهمه لذا اهتممت به |