| Ayrıca her gün, galonlarca şişe suyu yedinci kata çıkarıyordum. | TED | كما كنت أحمل غالونات من قوارير المياه إلى الطابق السابع يوميّا. |
| - Lütfen dur. - 5 yaşına gelene kadar her gün dikkatlice kontrol etmiştim. | Open Subtitles | ارجوكِ توقّفي كنت افحص ذلك القضيب جيّدا يوميّا حتّى اصحبت في الخامسة |
| Her gün yardıma ihtiyacı olan biri var mı diye şehri dolaşıyorum. | Open Subtitles | أقوم بالتجوّل حول المدينة يوميّا لأرى إن كان أحدهم في حاجة إلى مساعدة |
| Bu tarzda en sevdiğim çalışma ise hamileliği süresince belli bir diziyi her gün izleyen kadınların bebeklerinin doğdukları zaman o programın reklam müziğini hatırladığının gösterildiği çalışmadır. | TED | تجربتي المفضلة من هذا النوع كانت التي أظهرت أن الأطفال الرضع الذين كانت أمهاتهم تشاهدن مسلسلا معينا يوميّا خلال فترة الحمل تمكّنوا من التعرف على أغنية ذلك المسلسل بعد ولادتهم. |
| Şimdiki soru şu; ne zaman? İnsanlar her gün bu ülkeyi tehdit ediyor. | Open Subtitles | الأشخاص الذي يدمرون هذه البلاد يوميّا |
| Ben yeri her gün açıp kapatıyorum. | Open Subtitles | أنا أفتح المحل و اقفلُه بنفسي يوميّا |
| An Wang, Wang Bilgisayar'ın kurucusu, 20. yüzyılın en büyük iş adamlarından birisidir ve burada şerefsizlik yapan sensin, Lemon, çünkü benimle dört yıl boyunca her gün çalıştıktan sonra, şovunun yapımcılığı için bana güvenmedin. | Open Subtitles | إنه أحد أفضل رجال أعمال القرن العشرين وأنتِ بمثابة "وانغ مقلّص"، (ليمون) لأنك بعد العمل لجانبي يوميّا طوال 4 سنين، |
| - Hem de her gün. | Open Subtitles | يحدث ذلك يوميّا |
| Her gün elektronik bir tarama yapıyorlar. | Open Subtitles | و يتم عمل مسح إلكتروني يوميّا |
| - Her gün. | Open Subtitles | ″(السهرة مع الآنسة (بيغي″ - يوميّا - |
| Omar her gün bir şey diyor. | Open Subtitles | عمر) يسبّ الجميع الآن يوميّا) |