Rahip, bu kıyamet günü uyarısının beni telaşlandırdığını itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | سيدي القسّ، يَجِبُ أَنْ أَعترفُ، تحذير يومِ الحساب هذا أثر في بشدة. |
Hayır, hayır istiyorum benim düğün günü evlenmek için bir yol bulmuyorum. | Open Subtitles | لا. لا. أنا لا wanna يَجِدُ a طريق للزَواج في يومِ زفافي. |
günlük payından fazlasını yememelisin. | Open Subtitles | لا يَجِبُ عليك أبَداً أنْ تَأْكلَ أكثر مِنْ حصةِ يومِ واحدة. |
Şehirde en güzel günde bile böyle ışık görmedik. | Open Subtitles | بأفضل يومِ في المدينةِ، لَمْ نَحْصلْ على ضوءِ مثل هذا. |
Ne zaman sıradan bir haftaiçi gününde çanlar çalsa ürküyorum. | Open Subtitles | أخاف عندما تقرع الأجراس في يومِ عمل عاديِ. |
Doğduğu günden beri hayal ettiği tek şey buna kavuşmaktı. | Open Subtitles | كلّ مافكر به منذ يومِ مولده كان أن يحظى هذا |
Geçirdiğim güne inanamazsın. | Open Subtitles | تَعْرفُ، أنت فقط لا تَعتقدَ نوع يومِ كَانَ عِنْدي اليوم. |
Sanırım okul hayatının en iyi gününü geçirmemişsin. | Open Subtitles | هو لَيسَ أفضل يومِ مهنتِكَ الأكاديميةِ. |
Bence aileden biri onu buraya koyup çöp toplama gününe kadar bekledi. | Open Subtitles | أُفكّرُ شخص ما في هذه العائلةِ لَصقَها هنا، إنتظرَ حتى يومِ نفاياتِ. |
O topu yakalamak hayatının en iyi günü olmalı. | Open Subtitles | المَاسِك تلك الكرةِ لا بدّ وأن كَانتْ أفضل يومِ مِنْ حياتِكَ. |
Bu günü o kadar uzun zamandır düşünüyordum ki. | Open Subtitles | فكّرتُ بهذا يومِ الطويلِ جداً، حَلَّه في رأسي، |
Bu sadece, onu öldüreceğim günü hayal etmemi sağladı. | Open Subtitles | وكل ما فعله أن تركني أتخيّل كيف أقلته في يومِ ما |
Cuma günü maaşları ödemek için bankaya her perşembe nakit para geldiğini söyledi. | Open Subtitles | وقد أخبرني بأنَّ البنكَـ يحصلُ على توصيلٍ للمالِ كلَّ خميسٍ من أجلِ يومِ الدفعِ وهو الجمعة |
Frasier Crane günü'nde trenlerin çalışmasına şaşırdım. | Open Subtitles | أَنا مُفاجئُ القطاراتُ يَجْري على يومِ فرايزر Crane حتى. |
O mendil seninle ilk tanıştığım günü hatırlattı. | Open Subtitles | -ذلك المنديلِ يذكرني بأولِ يومِ قابلتك فيه |
Rub Al-Khalideki yarı yol kampına ulaşabilenlere ödül olarak bir günlük istirahat verilecek. | Open Subtitles | أولئك الذين يَبْقونَ لوُصُول المعسكرِ نصف الطريقِ في الربع الخالي سَيُكافئون باستراحة يومِ كاملِ. |
Bayan Harrison'ın cinsel bağımlılık tedavisi için... kaldığı Piney Woods rehabilitasyon merkezine ait altı adet 28 günlük makbuz. | Open Subtitles | لستة إقاماتِ 28 يومِ في مركزِ تأهيل بيني وودز للسّيدةِ هاريسن معالجة الإدمانِ الجنسيِ. |
Güney Pasifiğe 15 günde varırsın. | Open Subtitles | أبحرْ إلى جنوب المحيط الهاديِ في 15 يومِ. |
Onların iki yıIda başaramadıklarını siz 14 günde çözdüğünüzü düşünüyorsunuz demek. | Open Subtitles | لذا تَعتقدُ بأنّك حَللتَ في 14 يومِ ما لم يَستطيعونَ أَنْ يَحْلّلوه في سنتين؟ |
Bilmeni isterim ki, seni;düğün gününde terketmek. Yapmak istediğim, en son şeydi. | Open Subtitles | رجاءً إعرفْ الذي يَتْركُك في يومِ زفافكَ كَانَ الشيءَ الأخيرَ أُردتُ أَنْ أعْمَلُ. |
Gelin düğün gününde ölümüne atlamış. | Open Subtitles | عروس فقط قَفزتْ إلى موتِها في يومِ زفافها. |
Doğduğu günden beri hayal ettiği tek şey buna kavuşmaktı. | Open Subtitles | كلّ مافكر به منذ يومِ مولده كان أن يحظى هذا |
Geçen seneyle aynı güne denk geliyor. | Open Subtitles | نعم، لَيسَ ذلك الغريبِ، هو نفس يومِ كالسَنَة الماضية. |
Hayatımın en kötü gününü yaşamak yetmez, ayrıca suçluluk duymalıyım! | Open Subtitles | أنا عِنْدي أسوأ يومِ مِنْ حياتِي مَع جانب يَطْلبُ مِنْ الذنبِ، رجاءً! |
Sonra anneni dondurucuya koyup çöp toplama gününe kadar bekledin. | Open Subtitles | وبعد ذلك وَضعتَ أمَّكَ في المُجمِّدةِ وأنت إنتظرتَ حتى يومِ نفاياتِ. |
Ve seni benden aldıklarında hayatımın en kötü günüydü. | Open Subtitles | وعندما قاموا بأخذكِ بعيداً عنّي، كان ذلك أسوء يومِ في حياتي. |