Bugün öğle yemeğine çıkamayacağım. Özür dilerim. | Open Subtitles | -لا أعتقد أنني سأستطيع لقاءك في الظهيرة أنا أسفه |
Bununla başa çıkamayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يهم سأستطيع التعامل مع الامر |
Ölene kadar buradan çıkamayacağım. Bunun farkındayım. Düşmanımı da yanımda götürmek istiyorum. | Open Subtitles | لن أخرج من هذا السجن حيّاً أبداً، وأنا موقن بذلك، أريد أن أسقط عدوّي معي |
İlerlemek demişken, ben de işe dönsem iyi olur yoksa sabaha kadar buradan çıkamayacağım. | Open Subtitles | وبالحديث عن الأهداف , لدي عمل لأقوم به وإلا لن أخرج من هنا الليلة |
Üç gün boyunca hastaneden çıkamayacağım. | Open Subtitles | سوف أبقى عالقًا في المشفى لمدة 3 أيام. |
Üç gün boyunca hastaneden çıkamayacağım. | Open Subtitles | سوف أبقى عالقًا في المشفى لمدة 3 أيام. |
Dışarı çıkamayacağım için birkaç arkadaşım küçük bir parti yapmaya gelecek. | Open Subtitles | بما أنّي لا أستطيع الخروج بعض أصدقائي قادمون من أجل الإحتفال |
Bununla başa çıkamayacağım anlamına gelmez. | Open Subtitles | لا يهم سأستطيع التعامل مع الامر |
Buradan asla sağ çıkamayacağım değil mi? | Open Subtitles | لن أخرج من هنا ... على قيد الحياة أليس كذلك؟ |
Sen ve bu fermuar oldukça buradan çıkamayacağım. | Open Subtitles | بينك والسّحاب، لن أخرج من هنا قطّ. |
Ya da buradan asla çıkamayacağım. | Open Subtitles | وإلا لن أخرج من هنا أبداً |
Yoksa içinden çıkamayacağım bir çukura düşecektim. | Open Subtitles | وإلا كنت لأسقط في دوامة لا أستطيع الخروج منها. |
İçinden çıkamayacağım bir işe bulaştım. | Open Subtitles | أنا متورطة في شيء لا أستطيع الخروج منه. |