Yolunda gitmeyen evliliği ve hukuki sorunları, kendisini hâlini gizlemeye çalıştığı karanlık bir çıkmaza sürükledi. | Open Subtitles | زواجه الفاشل ومشاكله القانونية أوصلته إلى طريق مسدود يحاول إخفاء هويته دوماً |
Yıldızların manyetik alanları üzerinde yaptığı bir araştırmada çıkmaza girmiş ve bir bilim adamı olarak kendi yeteneklerini sorgulamaya başlamıştı. | Open Subtitles | لقد وصل بحثه في الحقول المغناطيسية للنجوم إلى طريق مسدود وبدأ يشك في قدراته الشخصية كعالِم |
Sicim Teorisi Araştırmanız da çıkmaza girmiş durumda. | Open Subtitles | أبحاث نظرية الأوتار التي تجري هنا لم تصل سوى لطريق مسدود |
Diğer taraftan da adam hep morukmuş. çıkmaza girdik gibi görünüyor. | Open Subtitles | ما عدا الحقيقة بأنّ هذا الرجل دائما رجل، هذه تبدو مثل نهاية مسدودة. |
Lakin canavarın savaşta yenilenlerden topladıklarıyla ordusunu tekrar tekrar kurması yüzünden savaş çıkmaza girdi. | Open Subtitles | لكن الحرب اصبحت مأزق شديد هذا المخلوق يأخذ المصابين في المعركة ليعيد بناء جيشه مجدداَ |
Daha fazlasını bulmak istedim fakat çıkmaza takıldım. | Open Subtitles | كنتُ أرغب فى معرفة المزيد ولكنيّ قدّ وصلت إلى طريقاً مسدوداً |
Bir hususta çıkmaza girdik diye, arkadaşlığımızı bozmamalıyız. | Open Subtitles | حسنا فقط لاننا وصلنا الى طريق مسدود في قضية معينه لايعني اننا لايمكن ان نكون اصدقاء |
Bunu bulana kadar çıkmaza girdiğimi düşünmüştüm. | Open Subtitles | وظننت أني وصلت لطريق مسدود حتى ورثتُ هذا. |
Her gün yüzünü denize dönersen kendini sanki çıkmaza girmiş gibi hissedersin. | Open Subtitles | إن كنتِ تواجهين البحر كل يوم، فستشعرين أنك وصلت لطريق مسدود |
Korkarım benim sayımıma göre, bu bizi çıkmaza soktu. | Open Subtitles | حسناً, اخشى انه طبقاً لحساباتي, أن هذا يقودنا لطريق مسدود |
- İyiyim ama taraflar arasındaki konuşma çıkmaza girdi. | Open Subtitles | أنا بخير، لكن المحادثة بين الطرفين انتهت بطريق مسدود |
Tamam, kesinlikle çıkmaza girdik. | Open Subtitles | حسنا، نحن ميؤوس طريق مسدود على هذا واحد. |
Gerçekliğin doğasını anlama savaşı çıkmaza girdi. | Open Subtitles | المعركة لفهم طبيعة الواقع وصلت إلى طريق مسدود. |
Sara'yı bulamadığımızda, sahiden çıkmaza girdiğimizi anlamıştım. | Open Subtitles | حين لم نجد سارة أيقنت تماماً أن الأمر طريق مسدود |
Hukuki yaptırımlar orada hiç bir işe yaramaz. Aramaya devam edeceğim ama şu anlık çıkmaza girdik. | Open Subtitles | لن تجد الشرطة أي تعاون هناك سأواصل البحث لكنه بمثابة طريق مسدود |
Sicim teorisini araştırırken çıkmaza girdiğimde niye bana yardım etmeye çalışmadın? | Open Subtitles | عندما كنت أعمل على نظرية ،الأوتار و وصلت إلى طريق مسدود لِمَ لم تحاول أن تساعديني؟ |
Nasıl yaptığını bilmiyorum, hikaye kovalayıp duruyorsun hepsi çıkmaza gidiyor. | Open Subtitles | أنا لا أعرف كيف تفعلين ذلك ملاحقة القصة وراء القصة والتي تقود فقط لنهايات مسدودة |
Collin çıkmaza girdiğimi düşündüğü için seni geri çağırıyor. Ona yanlış düşündüğünü söyle. | Open Subtitles | إن كولين يقوم باستدعاءك لانه يظن بانني وصلت لنهاية مسدودة يجب ان تخبره بانه على خطأ |
Yani şimdi çıkmaza girdiğinden emin misin? | Open Subtitles | لذا هل أنت هل أنت متأكد من أنك في مأزق ؟ |
Ne yazık ki bir çıkmaza girdiğimizi görüyorum Bay Shaw. | Open Subtitles | للأسف ، أرى أننا في مأزق سيد "شو" كنتآملحيثأننارجال أعمال، |
Bir çıkmaza girdim ve çıkmazları hiç sevmem. | Open Subtitles | لقد وصلت طريقاً مسدوداً وأنا لا أحب الطرق المسدودة |
Bunlar bizi çıkmaza sokan tartışmalarımız. | TED | وهذه هي الحجج التي لدينا والتي تتسبب في جمود |