ويكيبيديا

    "çalışarak" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • بالعمل
        
    • محاولاً
        
    • يعملون
        
    • محاولا
        
    • العمل
        
    • بمحاولة
        
    • محاولةً
        
    • وأحاول
        
    • بالعَمَل
        
    • الممارسة
        
    • والعمل
        
    • مُحاولاً
        
    • بمحاولتي
        
    • وبالعمل
        
    • محاولة
        
    Hayata moda tasarımcı olarak tekstil tasarımcıları ve kumaş sağlayıcılarıyla yakından çalışarak başladım. TED بدأت حياتي بالعمل كمصمّمة أزياء، أعمل بشكلٍ وثيق مع مصمّمي نسيج ومزوّدي أقمشة.
    Biliyorsun Jeremy aslında ben ailen için çalışarak oldukça rahat yaşıyorum. Open Subtitles هل تعرف, جيرمي في الحقيقة انني أعيش حياة متحرمة بالعمل لعائلتك
    ve asla düşmedi. İlk beş dakikamı suyun altında çaresizce kalp hızımı yavaşlatmaya çalışarak geçirdim. TED ولم يهبط معدل النبضات أبدأً وقد قضيت الخمس دقائق الأولى محاولاً بكل جهد أن أخفف من معدل النبضات
    İki veya üç kişilik bir ekip birlikte çalışarak bunu inşa edebilir. TED وفريق من حوالي شخصين أو ثلاثة أشخاص، يعملون معاً، يمكنهم بناء هذا.
    İki yıldan uzun bir süre sessiz kaldım. Bu süreyi, neden başaramadığımızı anlamaya çalışarak olan biteni düşünerek değerlendirdim. TED بقيت صامتا لأكثر من عامين، واستخدمت الوقت للتفكير حول كل ما جرى، محاولا فهم لماذا جرى.
    Köyde çalışarak geçen iki haftanın sonunda dönme vaktim gelmişti. TED وبعد أسبوعين من العمل في تلك القرية، .حان الوقت للعودة
    Kıskançlık genelde kendini başkalarının sahip olduklarını yoketmeye çalışarak gösterir. Open Subtitles الغيرة تعبّر عن نفسها غالباً بمحاولة تدمير ما لدى الٓاخرين
    Bir öğretmenin çok çalışarak ve kendini adayarak bir şeyleri değiştirebileceği gösterdi. Open Subtitles والذي أظهر أنه بالعمل الجاد والتفاني, يمكن لمعلم واحد أن يصنع الإختلاف.
    Hayatımı hep çok çalışarak doğru olanı yapmaya çalışarak geçirdim. Open Subtitles لقد قضيت حياتي بالعمل الشاق أحاول أن أفعل الشيء الصحيح
    Çok yüksek sıcaklıklarda çalışarak antik metalin gücünü serbest bırakıyorlar. Open Subtitles بالعمل في حرارة أعلى، يمكنهم إطلاق طاقة هذا المعدن العتيق.
    Sen de teknoloji şirketinde çalışarak kazandığın parayla burayı satın aldın. Open Subtitles وانت اشتريت هذا المكان بالاموال التي كسبتها بالعمل في شركات التقنية
    Çünkü beraber, birlikte çalışarak, cidden bir şeyleri değiştirmeye başladığımızı düşünüyorum. TED لانه معا, بالعمل معا اعتقد جديا بانه يمكننا تغيير الاشياء
    Beraber çalışarak, bir gün barışı yaratabiliriz. TED بالعمل مع بعضنا يمكننا صنع السلام ليوم واحد
    Babam ömrünün en güzel yıllarını krallığının para sorununu çözmeye ve huzuru sağlamaya çalışarak geçirdi. Open Subtitles ابي انفق افضل سنين حياته محاولاً ابقاء هذه المملكة في سلام ورغد
    Bir senemi futbolu unutmaya çalışarak sıkıntı içinde geçirdim ama unutamadım. Open Subtitles أمضيت سنة كاملة و أنا سكران محاولاً نسيان أمر اللّعب و لكنّي لم أستطع
    200 hukuk fakültesi mezunu tam zamanlı çalışarak beni delirtiyor. Open Subtitles مائتى خريج للحقوق يعملون بدوام كامل ، هذا يكاد يجننى
    Uyanık kalmaya çalışarak, direksiyonu sıkıca kavradım. Open Subtitles تشبثت بعجلة القيادة، باستماتة، محاولا إبقاء عيني مفتوحتين
    Bir gün çalışarak iki dolar kazanmak isteyen var mı? Open Subtitles أيود أحدكم العمل معي بأجرة دولارين في اليوم؟ ما الأمر؟
    Yüzlerce alim yasaklı kitapları korumaya çalışarak cesurca direndi. Open Subtitles مئات من الباحثين قاوموا بشجاعة بمحاولة حفظ الكتب المحرمة
    Hayatımın geri kalanını birine kavuşmaya çalışarak geçirmek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد قضاء ما تبقى من حياتي محاولةً الإنتقام من أحدهم
    İnsanları diğerlerinden daha şanslı kılan şeyin ne olduğunu inceleyip onlara şanslarını artırmaları hususunda yardımcı olmaya çalışarak yaklaşık 20 yılımı harcadım. TED أمضيت ما يقرب من العقدين ألاحظ ما يجعل البعض أكثر حظًا من غيرهم وأحاول مساعدة الناس على زيادة حظهم.
    Alaska'daki altın madenlerinde çalışarak geçirdiğim yılı hatırladım. Open Subtitles انا ُذَكَّرت بالسَنَةِ المنقضية بالعَمَل في حقولِ الذهب الألاسكيّةِ.
    Hepsi bana değişimi kendi başlarına yapamayacaklarını söylediler. Sadece beraber çalışarak yeni bir sözleşme ya da bir uygulama altında, tropik ormanları koruma şansları var. TED وأخبرني الجميع بأنهم لا يستطيعون عمل التغيير لوحدهم، وفقط بالعمل معًا تحت نوع من العقد الجديد، أو الممارسة الجديدة، يكونُ لديهم الفرصة لحماية الغابات الاستوائية.
    Kendi söylediklerine göre İsraillilerden nefret ediyordu ama onları tanıyıp hikâyelerini öğrenerek ve barış için birlikte çalışarak bu nefretin üstesinden geldi. TED في حساباته الشخصية بسام كان يكره الإسرائيليين ولكن من خلال تعرف على الإسرائيليين وقصصهم والعمل معاً من أجل السلام تغلب على كراهيته.
    Tüm hayatımı toplumla bütünleşmeye çalışarak harcadım. Open Subtitles لقد أمضيت حياتي كلها مُحاولاً الإندماج
    Nasyonal toplulukla kaynaşıp, bu topluluğun içerisinde çalışarak. Open Subtitles بمحاولتي لدمج نفسي في المجتمع الوطني و العمل بداخله
    Bu şekilde yaşayarak, plansız çalışarak ana göre tepki verebildim ve o an ne yapmanın önemli olduğuna karar verebildim. TED بالعيش بنفس الطريقة وبالعمل من دون أي خطة محددة كنت أتفاعل مع تلك اللحظة و أقرر، نعم من المهم فعل ذلك الآن.
    Bu yüzden saatlerimi bu tuhaf Kunduz Festivalini mantıklı hale getirmeye çalışarak geçiriyorum. TED لقد قضيت ساعات وساعات في محاولة لفهم المنطق وراء يوم جرذ الأرض الغريب.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد