ويكيبيديا

    "çalışmayı" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العمل
        
    • للعمل
        
    • محاولة
        
    • بالعمل
        
    • دراسة
        
    • العَمَل
        
    • أن أعمل
        
    • يعملوا
        
    • والعمل
        
    • التعاون
        
    • الدراسة
        
    • أن نعمل
        
    • العملَ
        
    • ان اعمل
        
    • أن تعملي
        
    Genellikle atölyemde çalışmayı severim, fakat yağmur yağdığında ve garaj yolu bir ırmağa dönüştüğünde işte o zaman buna bayılırım. TED انا عادة احب العمل في متجري لكن عندما تبدء الامطار بالهطول و تتحول الطرقات الى انهار فانني بالفعل احب ذلك
    Tabi, çünkü birçok terapist öğle yemeği sırasında çalışmayı sever. Open Subtitles أجل، لأن معظم المعالجيين النفسيين يحبون العمل أثناء فترة الغداء
    Eğer bir bebeğimiz olursa senin yanında çalışmayı bırakacağımı söylemiştim. Open Subtitles أخبرتها أن رزقنا بمولود فأنني سأتوقف من العمل متخفياً معك
    Aslında patent araştırmasında çalışmayı hedeflemiyordu, ama başka teknik bir iş gerçekten bulamıyordu. TED ولم يكن مهتماً للعمل في مجال براءات الاختراعات ولكنه لم يجد وظيفة غيرها
    Ah, senin gibi kızları etkilemeye çalışmayı uzun zaman önce bıraktım. Open Subtitles أوه، لقد توقفت عن محاولة إبهار الفتيات مثلكِ منذ فترة طويلة.
    Bizi senin davan üzerinde çalışmayı engelleyecek şeyleri söylemek istemiyorsun. Open Subtitles لن تبدأ بإخبارنا كل شيء يمنعنا من العمل في قضيتك
    CIA ile çalışmayı kabul etsem bile seninle bir daha görüşemeyeceğiz. Open Subtitles حتى لو وافقت على العمل مع الاستخبارات فلن أكون أتحدث معك
    İtaat etmediğim için özür dilerim. Söylediğin an çalışmayı bırakmalıydım. Open Subtitles آسفة لعدم أمتثالي للأوامر كان يجب أن أوقف العمل فوراً
    Ama bu durum burada olmak istemeyen insanlarla çalışmayı kolaylaştırmıyor. Open Subtitles وليس من السهل التعامل مع أشخاص لا يريدون العمل هنا.
    Bu işin diğer tarafında ne var, çalışmayı sunduktan sonra yani? Open Subtitles ما الجانب الآخر من ذلك بعد ما تنهي ذلك العمل ؟
    Eğer Karanlık Fae ile çalışmayı kabul edersem, bu benim şartlarımla olacak. Open Subtitles إن وافقت على العمل مع فاي الظلام فسيكون ذلك وفقا لشروطي الخاصة
    Dükkânda çalışmayı oldukça seviyorum ama sonsuza dek orada kalmayı da istemiyorum. Open Subtitles إنّي أحب العمل في المتجر تماما، لكني لا أريد البقاء هناك للأبد.
    Eğer tamir ekipmanı hiç çalışmayı durdurmayacaksa ona neden ikincisini verdin? Open Subtitles اذا كانت اداة العلاج لن تتوقف عن العمل لماذا اعطيتها اثنتان؟
    Artık bölüntüler üzerine olan çalışmayı görüyorsunuz ve büyük bir buluş elde edildi. Open Subtitles إذن، الآن نرى العمل الذي تمّ على التجزئات .والتطوّر المهول الذي تم تحقيقه
    Eğer burada çalışmayı bırakırsam, bir şeyler döndüğünü öğrenir, tamam mı? Open Subtitles ‫إذا توقّفت عن العمل هنا الآن ‫سيعرف أن ثمة خطباً ما
    Karısı benim için çalışmayı bıraktı. Ayrıca onun karısı olmayı da bıraktı. Open Subtitles كانت زوجته قد تركت العمل لدي آنذاك كما كانت قد انفصلت عنه
    Görevlerimizin sabit olduğu bir işte çalışmayı, tek bir kariyerde ilerlemeyi beklemiyoruz. TED لم نعد نتوقع العمل إلى وصف وظيفة ثابتة أو اتباع مسار وظيفي واحد.
    Sayın Başkan, yeni şerif olarak sizinle çalışmayı dört gözle bekliyorum. Open Subtitles حسنا, ياسيدي العمده, بصفتي المأمور الجديد أتطلع فعلا للعمل معك مستقبلاً.
    Beni engellemeye çalışmayı kes, Helen. Open Subtitles كفاك محاولة لإقناعي يا هيلين لقد فات الاوان
    CA: Peki hayatının gidişatını düşününce, şu anda 19 yaşındasın -- bu rüyayı devam ettirmeyi düşünüyor musun, enerjiyle çalışmayı? TED ك.أ. : وهل تفكر بمستقبلك أنت في التاسعة عشر الآن، هل هل تتصور أن تستمر بهذا الحلم، بالعمل في الطاقة؟
    Bilimsel bir çalışmayı veya bir politikacının konuşmasını yorumlayan makaleler yerine, haberin kaynağına gidip kendi yorumunuzu yapabilirsiniz. TED لذا عوضًا من المقالات التي تفسر دراسة علمية أو خطابا سياسيا غالبًا ما يمكنك أن تجد المادة الأساسية وتحكم بنفسك.
    Justine, Retail Rodeo'da çalışmayı seviyorsun değil mi? Open Subtitles جوستين , تَحْبُّ العَمَل في متجرنا , أليس كذلك؟
    İşe mail yoluyla alanımdaki bütün profesörlere onların gözetimi altında çalışmayı talep ettiğimi ifade ederek başladım. TED فبدأت بمراسلة كل الأساتذة في منطقتي عبر البريد الإليكتروني .اطلب منهم أن أعمل تحت اشرافهم في مختبر
    Bu gerçekten içime doğan birşeyi doğruladı: seyirci aslında yemeği için çalışmayı ister. TED لقد أكدت شيء كان عندي حدس بخصوصه، وهو أن الجمهور يريد حقا أن يعملوا من أجل طعامهم.
    Burada olmayı , çalışmayı bir yere ait olmayı seviyorum Open Subtitles أحب العيش والعمل هنا إنه لمن الجميل أن يعود أحدنا إلى مكان ما
    Sosyal etki yaratmaya yönelik inanç temelli kuruluşlarla ortak çalışmayı düşünmemizin çok önemli olduğunu düşünüyorum. TED أعتقدٌ حقًا بأنه من المهم أن نفكر في التعاون مع المؤســسات الدينية لتحقيق التأثير الاجتماعي.
    Ve bu çalışmayı yaptılar ve diyorlar ki; günde iki saat, mahkumlar dışarıda çocuklardan daha fazla zaman harcıyorlarmış. TED وقد أجروا تلك الدراسة التي تقول، إنه لمدة ساعتين في اليوم، يحصل السجناء على مزيد من الوقت بالخارج أكثر من الأطفال.
    Eğer kahraman olmaya çalışmayı bırakıp benim tarafımda olmaya karar verirsen, belki üşümene bir çare bulabiliriz. Open Subtitles إذا أنت تتوقف عن المحاولة لكي يكون بطل ويقرر لكي يكون على جانبي، لربما نحن يمكن أن نعمل شيء حول برودة الوجود.
    Başka her hangi bir yerde çalışabilirdim, ama buna rağmen Oz'da çalışmayı seçtim. Open Subtitles كانَ يُمكنني أن أحصلَ على عيادةٍ فاخرة في أي مكان لكن عِوضاً عن هذا اختَرتُ العملَ في سِجنِ أوز
    Patronum beni cumartesileri çalışmayı reddettiğim için kovdu. Open Subtitles لقد طردني رئيسي من العمل بسبب لم اريد ان اعمل ايام السبت.
    Tanıtım sektöründe çalışmayı hiç düşündün mü? Bayanlar, demokrasi yok bu okulda. Open Subtitles هل فكرت في أن تعملي كمسؤولة أعلامية؟ هذه ليست ديموقراطية يا بنات

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد