Bayan Bell için bekliyordum. Bütün gün ona ulaşmaya çalıştım. | Open Subtitles | أنا أنتظر الآنسة بيل أنا أحاول العثور عليها طيلة اليوم |
Bütün gün insanları, bunun bir çıkma olmadığına ikna etmeye çalıştım. | Open Subtitles | لقد قضيت معظم اليوم أحاول إقناع الناس أن هذا ليس موعداً |
Onunla defalarca konuşmaya çalıştım, ama bana tamamen sırtını dönmüş durumda. | Open Subtitles | حاولتُ التحدثَ معهُ عِدَة مَرات لكنهُ أقفلَ نفسهُ عني بشكلٍ تام |
Bir: Elliotu o alet dolabına kilitlemeye çalıştım. o da beni tekmeledi. | Open Subtitles | اولا لقد حاولت ان احبس ايليوت في حجرة الامدادات ولكنها ركلتني بقوة |
Ve işte burada yeryüzünde bile, hayatı nasıl uzatacağımla ilgili çalıştım. | TED | أنا الآن على الأرض بالفعل. ظللت أعمل على طريقة إطالة عمر. |
Bir çok işte çalıştım. Şimdi elektrikçiyim ve çok memnunum. | Open Subtitles | لقد عملت في كثير من المجالات لقد كنت عامل مكتبي |
Beni aramaya çalıştı, panik halindeydi, başı beladaymış gibi, ben de oraya gitmeye çalıştım, sonra bizi polis durdurdu... | Open Subtitles | لقد كانت مرعوبه كما لو انها فى مشكله و كنت احاول الوصول اليها ولكن تم ايقافنا من قبل الشرطه |
Ben de size bunu anlatmaya çalışıyordum. Onu kurtarmaya çalıştım. | Open Subtitles | هذا ما كنت أحاول أن أخبركم به، لقد حاولت إنقاذه |
Kibar bir adam olmaya çalıştım. Teşekkür olarak aldığım şey bu. | Open Subtitles | أحاول أن أكون شخصاً لطيفاً وهذا هو الشكر الذي أحصل عليه |
Tekrar uyumaya ve rüyaya devam etmeye çalıştım ama olmadı. | Open Subtitles | ظللتُ أحاول أن أنام لأعود لاستكمال الحلم، لكني لم أستطع |
Yemek sırasında biraz konuşmaya çalıştım. Öyle donmuş gibi oturdu. | Open Subtitles | حاولتُ التحدّثَ معهُ خلال العشاء جلسَ هُناك متجمداً كالسَهلِ الأجرَد |
Emekli olmaya çalıştım ama elinde kemerin varken kolay kolay bırakmıyorlar. | Open Subtitles | حاولتُ التقاعد، لكنّهم لا يدعونك تخرج بسهولة من اللعبة حاملا الحزام. |
Senin gibi olmaya, seni anlamaya çalıştım. Çünkü seni iyileştirebilirim sandım. | Open Subtitles | حاولتُ أن أكون مثلكَ، حاولتُ أن أفهمكَ لأنّني ظننتُ بإمكاني معالجتكَ |
Onunla pek çok kez konuşmaya çalıştım. Bu bir duvarla konuşmak gibi. | Open Subtitles | لقد حاولت الحديث معها عدد من المرات ولكن من دون أي فائده |
Onun emanetine karşı dürüst olmaya çalıştım ve onun çağrısını herkese taşıdım. | Open Subtitles | لقد حاولت أن أكون صادقاً لثقته وأحمل رسالته للجميع, مهما كان الشخص |
Seni tanımıyorum da ne demek, seninle birlikte madenlerde çalıştım, arkadaşım! | Open Subtitles | ماذا تعني بأنك لاتعرفي ؟ كنت أعمل بالمنجم معك وكنا أصدقاء |
Hayatım boyunca hep çok çalıştım, hiç tatile vaktim olmadı. | Open Subtitles | لقد كنت دائماً أعمل كثيراً, لم يكن عندي وقت للعطلات |
Bütün gün çalıştım. Gecede müzik yapabilmek için ayakta kaldım. | Open Subtitles | لقد عملت طوال اليوم بقيت مستيقظاً طوال الليل أصنع الموسيقى |
Bütün yıl boyunca birbirimizden kopuşumuzu seyrettim ve seni eski haline getirmeye çalıştım. | Open Subtitles | كل هذه السنة, فقط اشاهد انفسنا نفترق وانا احاول استعادتك لتكوني علي طبيعتك |
Bu yüzden içgüdüsel olarak doğru olan şeyi yaptım, yani internetin başına gidip meseleyi kendim çözüp çözemeyeceğimi bulmaya çalıştım. | TED | لذلك قمت وقتها بما أحسست أنه صائب توجهت للإنترنت وحاولت أن أعرف اذا كنت استطيع أن آخذ زمام الأمور بنفسي |
Daha sonra, Kabil'e gittim ve Taliban'ın düşüşünün ardından Afganistan'da çalıştım. | TED | لاحقا، سافرتُ إلى كابل و عملتُ في أفغانستان بعد سقوط طالبان. |
Üniversitede gerçekten çok çalıştım ve üniversitemdeki çok az sayıda kadın bilgisayar bilimi mezunu arasında olmaktan gurur duydum. | TED | انا درست بجد شديد في الكليه , وكنت متفائله بكوني واحده من خريجين علم الكمبيوتر النساء الاقلاء في كليتي |
Kimlerin sağ kaldığını anlamak için bir liste yapmaya çalıştım. | Open Subtitles | حاولت ان اعمل قائمه باسماء الكتيبه لاعرف من بقي معنا |
Fakat insanları dinleyebildim, onların sorunlarını duydum, kuma çizdim ve anlamaya çalıştım. Ne yaptığımı anlamaya çalışmak ise bir anlamda zordu. | TED | لكن كنت استمع إلى الناس، استمع لقضاياهم، وأرسم على الرمال، في محاولة لمعرفة الأشياء، وكان من الصعب معرفة ما كنت أفعله. |
Farklı tarzlarda dövüşen adamlar tanıyorum ve gerçekten çok çalıştım. | Open Subtitles | عرفت رجال مختلفين الذين قاتلوا بأساليب مختلفة فقط تدربت بشدة |
Stressiz bir ortam yaratmaya çalıştım. | Open Subtitles | لقد تعبت وأنا أُنشئ بيئةللتخلصمن الضغوط. |
Onu yükleyen budalaya söylemeye çalıştım, ama o sanki "Ne?"... | Open Subtitles | جربت أن أقول هذا للأحمق الذي ركبه ..لكنه كان فقط |