Kıskançlıktan nefret ediyorum. çarpıntı yapıyor. | Open Subtitles | أكره هذه الغيرة فهي تسبب لي خفقان في القلب |
Kıskançlıktan nefret ediyorum. çarpıntı yapıyor. | Open Subtitles | أكره هذه الغيرة فهي تسبب لي خفقان في القلب |
Bunlara göğüs ağrısı, kalp hırıltısı çarpıntı, damar iltihabı dâhil ama bunlarla sınırlı değil. | Open Subtitles | على سبيل المثال لا الحصر ألم في الصدر ـ همهمة في القلب خفقان وريدي |
O içecek çarpıntı yaptı. | Open Subtitles | جعل ذلك الشراب قلبي يخفق بقوّة. |
Soğuk ter, çarpıntı, nefes darlığı. | Open Subtitles | عرق بارد, الخفقان, وضيق في التنفس |
Sadece rakımdan diyelim... burada yaşamak çarpıntı yapıyor. | Open Subtitles | -لنفترض أنه بسبب ارتفاع المكان الحياة بالأعلى هنا تسبب خفقان لقلبي |
Midemde bir çarpıntı var. | Open Subtitles | لدي خفقان فى المعدة |
Göğüs ağrısı ya da çarpıntı yok. | Open Subtitles | غير مرتبط بألم صدري أو خفقان. |
çarpıntı yok. | Open Subtitles | لا خفقان |
...çarpıntı yapar. | Open Subtitles | انه يجعل قلبي يخفق بسرعة |
Kalp atışı ve çarpıntı. | Open Subtitles | نبضات القلب و الخفقان |
Bir de çarpıntı oluyordu. | Open Subtitles | -نعم , وأعاني من الخفقان |