En büyük zorluk, çevre bilimi, hava kalitesi yönetimi ya da atmosfer kimyası hakkında pek fazla bir şey bilmememdi. | TED | وكان التحدي الرئيسي، هو أنني لم أكن أعرف الكثير حول علوم البيئة مثل إدارة في جودة الهواء أو كيمياء الطقس. |
Peki ya çevre koruması akıllı telefon çağına göre tasarlansaydı nasıl görünürdü? | TED | إذًا كيف كانت لتبدو حماية البيئة لو كانت مصمَّمة لعصر الهاتف الذكي؟ |
çevre koruma ajansının, bu kadar spreye izin vereceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | هل تعتقد أن وكالة حماية البيئة ستسمح بهذه الكمية من الإثيل؟ |
İlk olarak, tasarımcılar tasarım öğelerini kolaylaştırmalı ve çevre dostu malzemelere odaklanmalıdır. | TED | أولًا، يتوجب على المصممين تبسيط عناصر التصميم والتركيز على مواد محبة للبيئة. |
O küçük yaşımda bile benim çok ilgimi çekiyordu. Ve tüm o çevre koruma görevi, temelinde bile, bana nüfuz etti. | TED | وايضا وبالرغم من السن المبكرة, كان لذلك صدى كبير في داخلي و فكرة الحماية البيئية كاملة, وبصورة اساسية غاصت في أعماقي. |
Tekrar bakıyoruz, iklim değişikliği oldukça geniş. Nairobi, küresel konferans, çevre. | TED | إذاً نرى مجدداً، تغير المناخ مكبّر. نيروبي، المؤتمر الدولي، البيئي. |
Ve aracınızı değiştirmek yerine, yaşadığınız çevrede bunun gibi şeylerin değişmesinde aracılık yaparak, çevre ve doğa hakkında da etkili olabilirsiniz. | TED | ويمكن أن يكون لكم أثر أكبر على المحيط بأن تشجع الحي الذي تسكنه ليغير هذه الأشياء من خلال تغيير سيارتك. شكراً جزيلاً. |
Ulus olarak başarısız olduk. Yahudilerle birlikte sosyal bir çevre oluşturmadık. | Open Subtitles | لقد فشلنا كأمة فى إيجاد بيئة معيشية واحدة تستوعب اليهود معنا |
2015 yılında, güneydoğu Brezilya'da bir demir cevheri madeninde iki baraj çökmüş, ülke tarihindeki en kötü çevre felaketlerinden birine neden olmuştu. | TED | في عام 2015، سقط سدّان في منجم للحديد الخام في جنوب البرازيل، مما تسبب في إحداث أسوء كارثة بيئية في تاريخ الدولة. |
Yarış teknesindeyken bir Şahin Tanrısı telefonumu aldı. çevre. Ayılar, aile, sihir. | Open Subtitles | باعه على متن زورق سريع البيئة ، الدببة ، العائلة ، السحر |
Ben bir vejetaryenim. Bu çevre için. Gezegene yardım ediyorum. | Open Subtitles | إنني نباتي، من أجل سلامة البيئة إنني أحافظ على الكوكب |
Ondan önce çevre Koruma Ajansı'nın Kaynak Yönetimi bölümünde program uzmanıydım. | Open Subtitles | وقبل ذلك، كنت اختصاصي برامج في قسم إدارة موارد حماية البيئة. |
Konuşmanın bu kısmında boru hattının çevre Koruma Ajansı ve bağımsız danışmanlarım tarafından nasıl temiz raporu aldığından bahsedeceğim. | Open Subtitles | عند هذه النقطة من الحديث سأتحدث عن أن خط الأنابيب أتى تقريره نظيفاً من وكالة حماية البيئة ومستشاريي المستقلين. |
Hayatımı bir savaşçı olarak yaşadım; kadın sorunlarıyla ve politik kampanyalarla ilgili çalışmalar yürüterek ve çevre aktivistliği yaparak geçirdim. | TED | لقد قضيتُ عمري كمحاربة فعملت فيما يخص قضايا المرأة وشاركت في الحملات السياسية وعملت كناشطة في مجال حماية البيئة |
çevre ile ilgili konuşmalarda çok fazla negatif söylemler içermektedir. | TED | فالكثير من الاحاديث اليوم فينا يخص البيئة تكون محتوية على افكار ولغة سلبية |
Demek istediğim aslında çok sıkı çevre düzenlemeleri olmayan yerlerden petrol ithal ederken aynı zamanda sızıntı ihraç ediyoruz. | TED | أنا أعني، لقد صدرنا حوادث التسرب في الأساس عندما نقوم باستيراد النفط من أماكن ليس فيها قوانين منظمة للبيئة |
Aslında, kumaş çocuk bezleri daha çevre dostudur ama kullanılmaları daha zor. | Open Subtitles | في الواقع، إنّ الحفّاظات القماشية أكثر ملائمة للبيئة المحيطة لكنّها صعبة الإستعمال |
Ve size koridorun iki tarafından ağır lobicilik faaliyetine maruz kalmasına rağmen çevre koruması için iten milletvekillini söyleyebilirim. | TED | كما يمكنني أن أخبركم عن المشرّع الذي وعلى الرغم من الضغط الشديد الموجه من كلا الجانبين دفع بالحماية البيئية. |
Balina seslerinden oluşan plâklar, dünyanın ilk çevre hareketinin başlamasını sağladı. | Open Subtitles | ساعدت تسجيلات أغاني الحيتان في إشعال الثورة البيئية الأولى في العالم |
Ben de bu tür çözümler üretmek için çevre Savunma Fonu'na katıldım. | TED | لذلك، انضممت إلى صندوق الدفاع البيئي من أجل إيجاد حلول كهذه. |
Bunu, çevre sorunlarına karşı farkındalık oluşturmak ve okyanusa insani bir bakış getirmek için değerlendirmeye çalışıyorum. | TED | و أحاول أن أستغل ذلك لجذب الإنتباه لتلك المشاكل البيئية , و لجذب إنتباه الإنسان إلى المحيط. |
Hem benimle, hem de benimle çalışıyor ve onun çevre işlerini yönetiyorum, evet. | Open Subtitles | معي هو يعمل معي في ذلك وانا اتول ادارة .بيئة عمله , نعم |
-Doğrum yerini ve etken çevre koşullarını tespit için. Hallediyorum. | Open Subtitles | لتحديد مكان الولادة أو أيّ ظروف بيئية مساهمة، سأتولى الأمر. |
çevre çitine çok yaklaşırsa sırtındaki alet ona elektrik verecek. | Open Subtitles | جهاز التعقب سوف يصقعها إذا أقتربت كثيراً من محيط السياج. |
Önce çevre yoluna çıkıp otostop yapıyor sonra da sokak boyunca yürüyor. | Open Subtitles | تتطفل علي سيارات الطريق حتي تصل إلي الطريق السريع ثم تمشي شارعاً. |
Ben bir çevre bilimciyim ve karmaşıklık üzerine çalışıyorum ve onu seviyorum. | TED | انا عالم بيئي .. انا ادرس التشعب .. وانا احب التشعب |
Dünya o zamanlarda canlı varlıklar için uygun bir çevre olarak tanımladığımız şeyden neredeyse tamamen yoksundu. | TED | كانت الأرض في ذلك الوقت شبه خالية تمامًا مما عرفناه بالبيئة الصالحة للحياة، |
Gıda enerji, güvenlik ... ... ve çevre gibi önemlidir. | TED | الغذاء لا يقل أهمية عن الطاقة ، والأمن ، والبيئة. |
Bak ben de bir eylemciyim. çevre için yaptıklarını takdir ediyorum. | Open Subtitles | انظر انا ناشطه ايضا و اقدر ما تفعله من اجل البيئه |
Ama kontrolsüz çevre koşullarına maruz kaldıklarında bu süre en azından yarı yarıya kısalır. | Open Subtitles | لكن تعرّضهم لبيئة صارمة لا يمكن السيطرة عليها يقلل فترة صمودهم على الأقل للنصف. |
Hey, hazır herkes buradayken, çimlerimizi sadece geceleri sulamalıyız, çevre için daha iyisi bu. | Open Subtitles | شكرا لك , وبما اننا مازلنا هنا يجب علينا ان نروى أعشابنا فى الليل لان هذا مهم للبيئه |