Çinliler bazı hayvanların diğerlerine göre daha iyi olduğunu düşünür. | TED | يعتقد الصينيون ان بعض الحيوانات تحقق نجاحا افضل من الاخريات. |
Çinliler, 1878 yılına kadar 300 yıl boyunca orayı işletmişler. | Open Subtitles | قام الصينيون بالعمل فيه لمدة 300 عام حتى العام 1878 |
Ama gelecek ay, biz Çinliler yeni ejderha yılına giriyoruz. | Open Subtitles | و لكن الشهر القادم نبدا نحن الصينيون الاحتفال بعام التنين |
Yine Çinliler gibi hiç dikkat çekmezler, birçok endüstri dalı da ellerindedir. | Open Subtitles | لا يلفتون إليهم الأنظار، وهم مثل الصينيين أيضاً يسيطرون على عدّة صناعات |
Çinliler'in ve Ruslar'ın Türkiye'den daha fazla teklif vereceğini biliyorsunuz. | Open Subtitles | تعرف أن الصينيين والروس سيخرجون تركيا من المزايدة ليحصلوا عليه |
- Onu idam edeceklerini biliyorsun. - Çinliler bir konuda haklılar: | Open Subtitles | أنت تعرف أنها سوف تعدمه الصين على حق حول شيء واحد: |
Çinliler uzun süredir okyanus tabanındaki çökeltiden metan elde etmeye çalışıyorlar. | Open Subtitles | الصينيون كانوا يحاولون إستخراج الميثان من قاع المحيط لعقد من الزمن |
Çinliler ona en iyi Çin yemeğini nerede bulacaklarını soruyorlardı. | Open Subtitles | الصينيون كانوا يسألونه أين يمكنهم إيجاد أفضل مكان للطعام الصيني |
Çinliler kapitalizm de oldukça iyiler. | TED | يبدو الصينيون ماهرين للغاية في الرأسمالية. |
Bu arada Çinliler yeni aya yapılan bu yarışı kesinlikle kazanacaklar. | TED | بالمناسبة، الصينيون بالتأكيد يربحون هذا السباق نحو القمر الجديد. |
Ancak, devlete ait işletmelerin bir ağı üzerinden, Çinliler bu kırsal alanlara gitmeyi mümkün kılmışlardır. kendi şirketlerini kullanarak bu sağlık çözümleri sunmaya yardımcı olurlar. | TED | بالرغم من هذا , و عبر شركات مملوكة للدولة تمكن الصينيون من الوصول الى تلك المناطق النائية مستخدمين شركاتهم لللمساعدة في ايجاد حلول للرعاية الصحية |
Yunanlar çam sakızı çiğneyerek, Çinliler ise yumurta kabuğundan medet umarak çözmeye çalışmış. | TED | حاربها اليونان بمضغ راتنجاتٍ عطرية، بينما لجأ الصينيون لقشر البيض. |
Çinliler bazı hayvanların doğuştan düşman olduklarına inanırlar. | TED | يعتقد الصينيون أن بعض الحيوانات تشكل اعداء طبيعيين. |
Sonra sırf kameralar için kurtarma operasyonuna Çinliler öncülük etmiş gibi gösteririz. | Open Subtitles | ثم من أجل الكاميرات الداخلية سنترك انطباعاً بأنّ الصينيين قادوا عملية الإنقاذ |
Ve Çinliler bu küçük egemen elite bir sürü askeri silah ve gelişmiş teknoloji sağlayarak benim gibi insanların bu ortaklığa karşı ses çıkarmamızı engelliyor. | TED | وزود الصينيين هذه النخبة الحاكمة الصغيرة بكثير من الأسلحة العسكرية وتكنولوجيا متطورة . من أجل ضمان أن أناس مثلي لن يتحدثوا علناً ضد هذه العلاقة |
Bana bir iyilik yapın. Çinliler'den borç almayın, tamam mı? | Open Subtitles | افعل لي هذا المعروف ، لامزيد من الاقتراض من الصينيين ، حسناً ؟ |
Bilgileri Çinliler için çalışan bir Bulgar'dan satın alıyorum. | Open Subtitles | حقيقه , انا عرفت ذلك من بلغارى يعمل لصالح الصينيين |
Çinliler piyasayı ele geçirecekler. Ruslar sadece kırıntıları topluyor. | TED | سوف تسيطر الصين عليهم، وستجمع روسيا الفتات. |
Çinliler bir insanın hayatını bir kere kurtarınca hayatınız boyunca ondan sorumlu olursunuz derler. | Open Subtitles | الصينين يقولون عندما تنقذ حياة شخص فأنت مسئول عنها إلى الأبد لذا أنا ملتزم بذلك |
Başbakan tarafından tamamen kontrol edildi ve Çinliler bunu onayladı. | Open Subtitles | لقد فحصنا كل شيء و رئيس الوزراء الصيني وافق عليها |
Birincisi, Çinliler için en önemli politik değer birliktir, Çin uygarlığının devamlılığıdır. | TED | الاول هو ان اهم مفهوم سياسي للصينين هو الوحدة البقاء للحضارة الصينية |
Şu Çinliler arı gibi çalışıyormuş anlaşılan. | Open Subtitles | يبدو بأنّ هؤلاء الرجال الصينيّون مشغولون بعملهم |
Uğursuz Çinliler, küçük ve sarı tanrılar, tehdit mektupları... | Open Subtitles | صيني شرير , آلهة صغيرة صفراء و رسائل تهديد |
Hongkong'da yasaklandı. Yakınlarda yaşayan Çinliler olmalı. | Open Subtitles | لقد مُنعت في هونغ كونغ لابد وأن صينيون يعيشون هنا |
Biliyor musun, şu Çinliler geçmişlerindeki komünizm baskısı filan, hak etmedikleri bir üne sahipler ama ucuz iş gücü ve ürettikleri parçalar olmasaydı 37.99'a kendine uzaktan kumanda edilen bir helikopter alamazdın. | Open Subtitles | هؤلاء الصينييون لديهم سجل سيء بتاريخهم الحافل بالظلم الشيوعي لكن دون عمالتهم الرخيصة وقطعهم |
Bu yüzden Çinliler bu durumu uluslararası olarak paylaşmadı. | Open Subtitles | لهذا لا يمكن للصينيين قلب هذا إلى حادث دولي |
Çinliler, Taylandlılar, Vietnamlılar ve Loululular. | Open Subtitles | صينيين ، تايلانديين ، فيتناميين و لاووس |
Ama bilmiyormuş gibi yapıyoruz, Çinliler de bilmiyormuşuz gibi yapıyorlar... ama farkındalar. | Open Subtitles | لكننا ندعي أننا لا نعرف، والصينيون يعتقدون أننا لا نعرِف لكنهم يعرِفون |
Çinliler yapabildikleri her yolla casusluk yapıyorlar. | Open Subtitles | فالصينيّون يتجسسون علينا بكل طريقة ممكنة |
Etrafta beyaz kadın varken Çinliler bile Çinlilerle yatmaz. | Open Subtitles | هل يمكن للصيني أن يضاجع امرأة صينية عندما تكون بيضاء في الجوار؟ |