| Ona cesur olduğunu söyle daima, daima cesaretli olduğunu Çoğu günler sadece kendi başına olduğunu. | TED | أخبريها أنك كنت شجاعة، ودائماً، دائماً كنت في صحبة الشجاعة، حتى في معظم الأيام التي لم يكن عضدك سوى نفسك. |
| Çoğu günler, sınıf adeta bir bekleme odası gibi hissettirir. | TED | في معظم الأيام تبدو الفصول الدراسية مثل غرفة الانتظار. |
| Çoğu günler öylece oturup molayı beklerim. | Open Subtitles | معظم الأيام أنا فقط أجلس وأنتظر الإستراحة |
| Çoğu günler kendimi hayatta hissediyorum. | Open Subtitles | معظم الأيام و أنا أشعر بأنني على قيـّد الحياة. |
| Çoğu günler yataktan kalkmak bile istemiyorum; ama kalkıyorum. | Open Subtitles | أكثر الأيام, لا أريد الخروج من الفراش لكن أفعل ذلك |
| Çoğu günler kendimi hayatta hissediyorum. | Open Subtitles | معظم الأيام و أنا أشعر بأنني على قيـّد الحياة. |
| Maalesef kötü bir fikir. Oda arkadaşım Çoğu günler beni bile içeri almıyor. | Open Subtitles | هذه فكرة سيئة فرفيق السكن بالكاد يدعني أدخل في معظم الأيام |
| Burada çalışmak iltica etmek gibi Çoğu günler. | Open Subtitles | أعني، العمل هنا كان بمثابة ملاذ لي. حسناً، في معظم الأيام. |
| Çoğu günler morfin hafızasını etkiliyor. | Open Subtitles | في معظم الأيام "المورفين" يؤثّر على ذاكرته. |
| Çoğu günler açıktır. | Open Subtitles | نعم، معظم الأيام |
| Yani Çoğu günler. | Open Subtitles | حسناً , معظم الأيام |
| Çoğu günler. | Open Subtitles | الحق، طفل؟ [يضحك] في معظم الأيام. |
| Çoğu günler bürokratik kabus yaşatıyor. | Open Subtitles | كابوس بيروقراطى معظم الأيام |
| Çoğu günler Molly evden bile çıkamıyor. | Open Subtitles | لا تغادر (مولي) المنزل معظم الأيام. |
| Çoğu günler Molly evden bile çıkamıyor. | Open Subtitles | لا تغادر (مولي) المنزل معظم الأيام. |
| Çoğu günler sadece birkaç dakika uyuyabiliyorum. | Open Subtitles | أكثر الأيام, كل ما أستطيع عمله لحظة في لحظة |