Fiziksel olarak çok rahatsız edici bir şey. | Open Subtitles | هذا الأمر جسدياً ، غير مريح للغاية أوتعلمين |
çok rahatsız görünüyorsun ve o gömlek çok sıkı görünüyor. | Open Subtitles | انت تبدو غير مرتاح اعتقد ان قميصك يبدو ضيق للغاية |
Felicity benim sevgilim ve dolabında uyuşturucu bulduğunda çok rahatsız oldu. | Open Subtitles | إنه صديقتي الحميمة إنه جعلها غير مرتاحة حقاً |
İnsan ilişkilerini, çıkar ilişkisi olarak düşünürsek bu bize çok rahatsız edici gelecektir. | TED | وعندما نفكر بالعلاقات البشرية في طريقة المعاملات في الاساس غير مريحة لنا كـبشر |
Annem senin her zaman çok rahatsız ayakkabılar giydiğini söylüyor. | Open Subtitles | أمى تقول أنك دائما ترتاحين جدا فى الأحذية |
O bizi çok rahatsız etti ! | Open Subtitles | لقد اقلقتنا كثيرا |
Beni en çok rahatsız eden nedir bilmiyorum: | Open Subtitles | أنا لا أعرف ما كان مقلق جدا: |
Sanırım, bana mutlu olup olmadığımı seninle mutlu olup olmadığımızı sormaya çalıştı ve bütün bu olanlardan sonra kendimi çok rahatsız hissetmeme neden oldu. | Open Subtitles | اعقد انها سالت اذا كنت سعيده اذا انا وانت سعداء جعلتنى غير مرتاحه |
Güven bana, rahatsız olabilir ama bu rakiplerini daha çok rahatsız eder. | Open Subtitles | ثق بي هذا غير مريح لكن هذا سيجعلهم غير مرتاحين أكثر |
Sanırım bunu çok rahatsız edici bulacaksınız. | Open Subtitles | وأعتقد أنك سوف تجد أنها مثيرة للقلق للغاية |
Onun ne olduğunu bilmiyorum ve insanların bilmesi gerekiyormuş gibi söylediğin şeyler çok rahatsız edici! | Open Subtitles | لا أعرف ما هي و هذا أمر مزعج عندما تقول أشياء يجب على الناس معرفتها |
Alba, Rob seni öptüğü zaman çok rahatsız olmuş gibi duruyorsun. | Open Subtitles | ألبا، عندما القبلات روب لكم، نظرتم غير مريح للغاية. |
Bunu onlar yaptıklarında çok rahatsız edici oluyor. | Open Subtitles | وهذا غير مريح للغاية عندما يفعلون ذلك. |
Dinle, buradaki varlığın eski eşini çok rahatsız ediyor, tamam mı? | Open Subtitles | - انظر، كنت صنع لكم زوجته السابقة غير مريح للغاية مع الخاص وجود هنا، حسنا؟ |
Bir hayli gergindi ve bu süre zarfında çok rahatsız göründü. | Open Subtitles | أظهر انه كان هادئاً متوتراً وبدا غير مرتاح إطلاقاً كل الوقت |
Bayan Neha! Ben çok rahatsız oldum. Başka bir şey giysem olmaz mı? | Open Subtitles | آنسة بيها أنا غير مرتاح تماماً في هذه الملابس , ألا يمكن أن ألبس شيء آخر ؟ |
Jack Bauer'a güveniniz tam biliyorum, ama bir adamın çekinceleri yüzünden böyle önemli bir konuda... kaçamak konuşmanız beni çok rahatsız ediyor. | Open Subtitles | ولكن نراوغ في ردنا بمثل هذا الأمر البالغ بالأهمية بسبب تحفظ شخص واحد يجعلني غير مرتاح |
- Birkaç kez kalkıp gitmek istedim ama beni bırakmadı ve aslında çok rahatsız oldum. | Open Subtitles | وقد حاولت المغادرة مرة او مرتين, ولكنها كانت تُصر واجبرتنى على البقاء وكنت غير مرتاحة جدا |
Annem o kelepçelerden çok rahatsız olmuştu. | Open Subtitles | وكانت غير مرتاحة أبداً موضوعة في تلك القيود. |
Öbür türlü Bill'e yalan söyleme fikri çok rahatsız edici. | Open Subtitles | ما لم تكن فكرة الكذب على بيل غير مريحة لك. |
Böyle gergin ve stresli olduğunuz zaman yaşamak çok rahatsız edici. | TED | وهذه طريقة غير مريحة جداً للعيش في الحياة، أي عندما تصاب بهذا التوتر والضيق الشديد. |
Annem senin her zaman çok rahatsız ayakkabılar giydiğini söylüyor. | Open Subtitles | أمى تقول أنك دائما ترتاحين جدا فى الأحذية |
O bizi çok rahatsız etti ! | Open Subtitles | لقد اقلقتنا كثيرا |
Bu çok ama çok rahatsız edici! | Open Subtitles | ومن جدا، مقلق جدا. |
Eğer evde çok rahatsız olursan ben, bir gece daha buradayım. | Open Subtitles | أذا كنتِ غير مرتاحه بمنزلكِ أنا هنا لليله أخرى |
Toplumdaki sevgi gösterileri insanları çok rahatsız eder. | Open Subtitles | عرض العاطفة على الملأ تجعل الناس غير مرتاحين |
Bence çok, ama çok rahatsız edici. | Open Subtitles | إنها حقيقة مثيرة للقلق للغاية |
Tahta kurularıyla uğraşıyorum, çok rahatsız edici. | Open Subtitles | أنا اتابع تفشي خنفساء الفراش أنه أمر مزعج للغاية |