Düşük rütbeli yaşam zor olabilir ama dikkatleri üzerine çekmek çok tehlikeli olabilir. | Open Subtitles | قد تكون الحياة في القاع قاسية ولكن التخلي عن ذويها سيكون خطير جداً |
Çünkü bu hikaye yetişkinler için çok tehlikeli bir şey ifade edebilir. | Open Subtitles | لأنه يمكن أن يعني أن شيء ما قد كبر شيء خطير جدا |
Onun hakkında bildiğimiz tek şey, çok tehlikeli ve paranoyak olduğuydu. | Open Subtitles | كل ما كنا نعرفة عنه أنه خطير للغاية و مذعور للغاية. |
Öncelikle; çevrim içi yalan söylemek çok tehlikeli olabilir, değil mi? | TED | أولاً, الكذب على الإنترنت يمكن أن يكون خطر جداً, صحيح؟ |
Yanındaki kadın bunu söylemek çok tehlikeli olacak. Kızın bebek bakıcısı olabilir mi? | Open Subtitles | خطيرة جداً في عمل القفزات المجنونة هل هي جليسة الأطفال الخاصة بها ؟ |
Sadece doğu Avrupa'yı değil. Parça parça yapmayacağım. çok tehlikeli. | Open Subtitles | فأنا لن أقوم بهذا الأمر على مراحل هذا خطر جدا |
Birinin avucuna çizilmiş siyah nokta görürsen bunun anlamı "Yardıma ihtiyacım var ve yardım istemek benim için çok tehlikeli." | Open Subtitles | عندما ترى نقطة سوداء في راحة كف شخص ما يعني فهي تعني أنا بحاجة للمساعدة وطلبي لها أمر خطير جداً |
Bu durum onlara insanların hesaplarında çok tehlikeli şeyler yapma fırsatını veriyordu. | TED | وهذا يعطيهم الكثير من الفرص ليفعلوا ما يشاؤون بحسابات الآخرين، وهو أمرٌ خطير جداً. |
Sizin de olaya karıştığınızı, olanlardan sorumlu tutulabileceğinizi ve çok tehlikeli biri olduğunuzu söyleyen insanlar var. | Open Subtitles | وهناك أشخاص يقولون بأنك متورط بأنك ربما تكون المسؤول، بأنك شخص خطير جداً |
Etrafta bir sürü çöl adamı var, çok tehlikeli. Sabaha kadar beklemek zorundayız. | Open Subtitles | انه خطير جدا مع كل هؤلاء الناس حولنا يجب أن ننتظر حتى الصباح |
Senin de hemen eve gitmen lazım. Buralar çok tehlikeli olacak. | Open Subtitles | وأنتي يجب أن تذهبي للمنزل حالا فالوضع خطير جدا جدا هنا |
Delik boyunca seyahat ederken bunun içinde bulunmak bir insan için çok tehlikeli. | Open Subtitles | هذا خطير للغاية أي شخص يكون داخل هذه بينما يسافر عبر ثقب دودي |
Bu insan kurtarma görevi olabilir ama burası çok tehlikeli. | Open Subtitles | ربما تكون هذه مهمة إنسانية ولكن تجميع السكان خطير للغاية |
Helyum oksijen karışımıyla dalacak. Basınçlı hava çok tehlikeli. | Open Subtitles | يغوص مع خليط من الأوكسجين و الهليوم الهواء المضغوط خطر جداً |
Devam etmek bizim için çok tehlikeli. Tehlikeli çünkü nasıl Psikolojik sonuçları olduğunu bilmiyoruz. | Open Subtitles | أَنا متأكد أنكم سمعتم بعض الناسِ يقترحون إنه خطر جداً لنا الإستمرار |
Herhangi bir olay çok tehlikeli bir zincirleme tepkimeyi başlatabilir. | Open Subtitles | أيّ حادثة يُمكن أن تُطلق ردّة فعل مُتسلسل خطيرة جداً. |
Evet, büyükbabam asla izin vermezdi. çok tehlikeli olduğunu söylerdi. | Open Subtitles | نعم، جدي ماكان يسمح لنا ابداً قال أنه خطر جدا |
Anlaşıldı. Onu öldürme emri aldık. Dikkatli olun, çok tehlikeli. | Open Subtitles | تلقيت النداء، الأوامر هي إطلاق النار حتى يقتل، إنه خطر للغاية |
Ben de bir motor almayı düşünüyorum ama kız arkadaşım çok tehlikeli diyor. | Open Subtitles | كنت أفكر في أن أشتري لنفسي دراجة، لكن قالت حبيبتي إنها خطرة جداً. |
Köpek balıkları aslında çok tehlikeli hayvanlar değildir; bundan dolayı çok endişelenmemiştik ve aşağıda şakalar yapıp duruyorduk. | TED | أسماك القرش هي في الواقع حيوانات ليست خطيرة للغاية ولهذا السبب لم نشعر بالقلق كثيراً ، لماذا كنا نمزح حول هناك. |
Ailem Amerikalı'lara yardım etmeye başlayınca orası çok tehlikeli olmuştu. | Open Subtitles | أصبح الوضع خطيراً جداً بعد ما كانت عائلتي تساعد الأمريكان |
Ordaki dağlardan da geçmeyi deneyebilirdi ama orası çok tehlikeli. | Open Subtitles | ويمكنه أيضا العبور من خلال هذه الجبال ولكنها خطيرة جدا |
çok tehlikeli bir yer. | Open Subtitles | بيجي كان يحدثني عن جنوب أفريقا إنها خطرة جدا |
Bu bölge çok tehlikeli. Gardını bir saniye bile düşürme. | Open Subtitles | تلك المنطقة في غاية الخطورة لا تغفل عن الحراسة للحظة |
Oysa ki operasyonun gece vakti yapılmasının çok tehlikeli olacağını söylemiştik. | Open Subtitles | أخبرناهم انه من الخطر جداً ان نقوم بهذه العملية في الليل |