ويكيبيديا

    "çubuğu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • العصا
        
    • عصا
        
    • عود
        
    • عيدان
        
    • القضيب
        
    • العود
        
    • عصاة
        
    • عصى
        
    • أعواد
        
    • القشة
        
    • العصى
        
    • غليون
        
    • اعواد
        
    • عصي
        
    • مانعة
        
    Buradaki işimizi çabuk bitirirsek kıçındaki çubuğu çıkarmak için vaktimiz olduğunun farkına vardım. Open Subtitles آسف، تصوّرت أننا لو انتهينا بسرعة فقد نتمكّن من نزع العصا من مؤخّرتك فنريحك من التوتّر
    Eğer çubuğu biraz oynatırsak... oğlunuzun küçük, ayak parmaklarını sayabilirsiniz. Open Subtitles الآن إذا حركت العصا من هنا تستطيعين عد أصابع ابنك الصغيرة
    Bana yemek çubuğu ya da ince bir çatal lazım. Open Subtitles اعتقد انني احتاج الى عصا صينية او شوكة مناسبة لهذا
    Tıpkı düşmeden ayakta duran bir insan gibi, Entropica'nın tekerlekli aracı kullanarak çubuğu dengede tutmaya çalıştığını görüyoruz. TED تماماً كإنسان يقف مستقيماً من دون أن يقع، هنا ترى إنتروبكا يوازن بشكل آلي عصا باستخدام عربة.
    Eğer cevap evet ise, bana bir A hayır ise, F çubuğu ver. Open Subtitles إذا "أجل",اعطني عود "إيه" إذا "لا"اعطني عود "إف"
    Evet, kimi kandırıyorum ki, ben Çin çubuğu bile kullanamam. Open Subtitles نعم. لا أعرف ماذا دهاني. بالكاد أجيد استعمال عيدان الأكل.
    Olayın isimsiz kahramanı elindeki çubuğu atarak polis memuresinin hayatını kurtardı. Open Subtitles وهذا الشخص تم إلتقاط صورته عن طريق الكاميرا. الذي انقذ حياة الرهينة برميّ العصا. لم يتم التعرف عليه حتى الآن.
    Konuşma çubuğu, kimin konuşacağını belirlemek için bir çok kültür tarafından kullanılıyor. Open Subtitles العصا استعملتها عدة ثقافات لتعيين من له حق التحدث
    Çünkü bu çubuğu abinin aklını başına getirmek için kullanacağıma dair içimde bir his var. Open Subtitles لأن لدي شعور أني سأستعمل العصا لتربية أخيك الصغيرة
    İçeri girdin, oturdun, çubuğu aldın, tükürdün yerine koydun ve kahkahalarla o kısmı halletmiş olduk. Open Subtitles دخلتِ أنتِ, ومن ثم جلستِ, وأخرجتما العصا, وبصقتم كلاكما. قمتِ بتسليم العصا, ومن ثم خرجنا ونحن نتضاحك كثيرا
    Çok kullanışlı. Onunla ilgili güzel olan şey, uçurmak için bir kontrol çubuğu (joystick), onun gibi bir şey olmaması. TED والرائع بهذا الخصوص هو أنه، لتطييرها، ليس هناك عصا تحكم ألعاب، لا شيء كذلك.
    Çamaşır suyu, şeker çubuğu ve birkaç kutu kibrit lazım. Open Subtitles أنا بحاجة إلى بعض التبييض، عصا المصاصة، وعدة صناديق من المباريات.
    Hiper hızda, kontrol çubuğu kullanılır. Open Subtitles .عند السرعة الفائقة يجب أستعمال عصا الملاحة
    - Anne kötü bir şey yaptım ve kulağıma temizleme çubuğu kaçırdım. Open Subtitles -أمي , لقد قمتُ بشئ سئ و قد وضعت عود التنظيف في أذني
    Bir çift yemek çubuğu gibi o arabaları kendi başlarına kaldırmış olamazlar. Open Subtitles أعني، لا سيتطيعون رفع سيارات الى الأعلى بمفردهم وكأنهم عيدان ثقاب كبيرة
    Yani çubuğu hedefine direkt ulaştırıyoruz, fırlatmıyoruz ya da ateşlemiyoruz. Open Subtitles والأن، لنوجة القضيب نحو الهدف، الذي لايُمكننا إطلاقه أو أحراقه.
    Şimdi, üstteki çubuğu kaydır ve alttakini de düz tut. Open Subtitles الآن، تحركين العود العلوى وتبقين السفلي مستقيماً
    Ve, bir öğleden sonra, arkadaşım kayıt ederken, aniden bir anda, bir kaç av bekçisi göründü bunlar hiçbir bariz neden olmadan, kunduz yuvasına yürüdüler, bir dinamit çubuğu koyup, orayı patlattılar anne kunduz ve küçük bebekleri öldüler. TED وفي ظهيرة يوما من الايام، وبينما كان يسجل، ظهر بشكل مفاجيء اثنين من حراس اللعبه والذين بدون أي سبب واضح مشوا على سد القندس، ووضعوا عصاة من الديناميت، وفجروه، وقتلوا الأنثى وأطفالها الصغار.
    Yeni RSU, kürdan çubuğu adı verilen dev bir kürdana tutturulmuştu. Open Subtitles وحدات الكشف الجديدة تم تركيبها على عصى كبيرة معروفة باسم عصا الإلتقاط
    Yağmur çubuğu almak için döndüm de. Open Subtitles عُدتُ لأحد أولئك أعواد المطرِ الأفريقيةِ.
    Ben uzun çubuğu çektiğim için bu görev bana düştü. Open Subtitles و أنا سحبت القشة الطويلة لذا توجب علي القيام به
    Şimdi bana paramı ödemezsen, Bu çubuğu alıp... pipine sokacağım. Open Subtitles اذا لم تقم بالدفع الان سوف اخذ هذه العصى الصغيرة وسوف اقوم بحشرها في فتحة قضيبكَ
    Yemin ederim efendim, barış çubuğu tüttürmek istediklerini düşünmüştüm. Open Subtitles أقسم سيدي, اعتقدت أنهم يردون تدخين غليون فقط
    Curtis LeBlanc'ın pipetine sığacak şekilde badem özü ile karıştırılmış bir şeker çubuğu gizlenmiş. Open Subtitles كان مخبأ بداخلها اعواد حلوى السكر مع خلاصة اللوز صُنعت بدقة لتدخل فى قصبة الشرب الخاصة لكيرتس لبلانق
    -Ölüm çubuğu almak ister misin? Open Subtitles هل تريد شراء بعض من عصي الموت؟
    Franklin'in yıldırım çubuğu mesela benim elektrostatik indükleyicimin bir kopyası. Open Subtitles الخاصة بفرانكلين المعروفة بـــ مانعة الصواعق تقليد ضعيف لمحفزي الإستاتيكي

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد