ويكيبيديا

    "çubuklar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • القضبان
        
    • قضبان
        
    • القصبات
        
    • العصي
        
    • الأعواد
        
    • عيدان
        
    • عصي
        
    Şu çubuklar 10 dakika içinde çekirdeğe geri dönmezse, şehir yok olmuş olacak. Open Subtitles إن لم تُرجع هذه القضبان لداخل النواة خلال عشر دقائق فهذه المدينة ستُدمّر
    "çubuklar artık benim onları ufalayıp..." "...dağıtacağım eski peynirler kadar çürük." Open Subtitles القضبان الآن هشّة كالجبنِ القديمِ، الذي أَنهارُ و تبعثر ، إذا!
    Artık bunların hiçbirini görmeyeceğim! Demir çubuklar yok, hücreler yok, kafeste yaşam yok! Open Subtitles لقد انتهيت من القضبان والزنزانة والعيش فى قفص
    Çelik çubuklar dışarıdan gelen elektrik akımını topraklıyor. Open Subtitles ثمة قضبان فولاذية أسلاك كهربائية خارجية وأرضية
    çubuklar bir saat içinde elinde olur. Adamlarını hazır et. Open Subtitles يتوجب بأن تصل إليك القصبات خلال الساعة اجعل رجالك مستعدون
    çubuklar parlaklığı ölçer, böylece ne kadar ışık olduğunu biliriz. TED العصي تقيس السطوع حتّى نعرف كمية الضوء الموجودة.
    Bir hokkabazın ince çubuklar üstünde tabak çevirdiği sirk numarası var. Open Subtitles هناك في السيرك حيث يقوم هذا اللاعب بإدارة الصحون على الأعواد الرقيقة
    Seni korkutmak istemem ama bu pamuklu çubuklar harika. Open Subtitles أنا لا أحاول أن أخيفك و لكن عيدان تنظيف الأذن هذه مذهلة
    Nereye gittiğinizi bilmiyorduk. Herkesin kırmızı çubuklar tuttuğu o evdeydik. Open Subtitles كنا في منزل حيث الجميع كان لديهم عصي متوهجة حمراء
    Mükemmel şekilde delemezsem, çelik çubuklar camı kırar ve açamayız. Open Subtitles وإذا لم أثقب بشكل مثالي خلال تلك الفتحة، فإن القضبان الفولاذية تنكسر في مكانها ولا تستطيع فتح الخزنة.
    Yani, bu nükleer çubuklar dışarıdayken büyük ihtimalle dağılmışsın... Open Subtitles أعني، أنكِ بالتأكيد كنتِ تعبثين، ومع وجود تهديد القضبان حالياً..
    Nükleer çubuklar iki teröristle birlikte bir Zodiak bottaymış. Open Subtitles القضبان النووية على قارب مطاطي ومعها اثنين من الإرهابيين
    Biz bunu sigorta vardı ve çubuklar koymak . Open Subtitles كان يجب علينا أن نصهره و أن نستخدم القضبان
    Tamam, bütün çubuklar kesildi. Bakalım neyle karşı karşıyayız. Open Subtitles حسنا، جميع القضبان قُطعت، لنرى ماذا لدينا.
    Ama bu çubuklar hasta olmadığını anlayana kadar onu basitçe izole etmek için. Open Subtitles ولكن القضبان ببساطة تعزلها حتى نتأكد بأنها غير مصابة
    İnsanın kafasını delip, körpe deliklerden kutsanmış çubuklar soktukları doğru mu? Open Subtitles هل صحيح أنهم يحفرون في الرأس ثم يدخلوا قضبان من خلال الثقوب الجديدة
    Oraya çubuklar koyacağız. Bu adamı terfi ettir artık. Open Subtitles ضع قضبان رقّي هذا الشابّ إلى الجلد
    Peşimdeler. - Aradığınız çubuklar ellerinde. Open Subtitles ثمة أناسٌ يطاردوني ولديهم القصبات التي تبحثون عنها
    Farhad'ın peşindeki adamlar güvenlik sorunlarının olduğunun farkında. O yüzden adamların oraya varamadan çubuklar gitmiş olacak. Open Subtitles لذا على الأغلب بالوقت الذي سيصل رجالك إلى هنالك، ستختفي القصبات النووية
    Kısa çubuklar çantaları taşır. Open Subtitles من يجذب العصي الصغيرة يحمل الحقائب.
    Kelimeler beni asla yaralamaz fakat çubuklar ve taşlar kemiklerimi kırabilir. Open Subtitles [سوية] الأعواد والأحجار قد تكسران عظامي، لكن الكلمات لا يمكنها أبدا إيذائي.
    - En güzel altın çubuklar kullanılacak. - Çubuk mu? Open Subtitles وضع أفضل عيدان الطعام الذهبية - عيدان الطعام؟
    Bu sarı topların ucunda komik çubuklar takılı, bebekler isterlerse sarı toplara farklı şeyler de yapabilir. TED إلا أن الكرات الصفراء بها عصي مضحكة عند الطرف، لذا يمكن للأطفال أن يفعلوا بها أشياء أخرى إن أرادوا ذلك.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد