Tüm dönem boyunca, arkadaşım ağzını her açtığında benim öğrencilerim bir kadın gördü. | TED | خلال ذلك الفصل الدراسي كله، كلما تكلمت زميلتي، ما شاهدوه طلابي كانت امرأة. |
Gördüğünüz gibi komutanım, bütün öğrencilerim ve eğitmenlerimle... her an iletişim halindeyim. | Open Subtitles | كما ترى، سيدي عِنْدي رؤية فوريُة على كُلّ طلابي العسكريون وكُلّ المدربين |
Okulu son defa gördüğümde öğrencilerim yanlış yöne doğru bana el sallıyorlardı. | Open Subtitles | عندما َأرى المدرسةَ لآخر مَرّة. طلابي كَانوا يُلوّحونَ لي في الإتّجاهِ الخاطئِ. |
falan derler. Benim öğrencilerim de Harlem'e dönemeyeceklerini bilir. Çünkü Geoff onların peşine düşer. | TED | العديد من تلاميذي يعلمون انّه ليس بامكانك العودة لهارلم لأنّ جيفري يبحث عنك. |
Bu, MIT'de öğrencilerim ve doktora sonrası öğrencilerinden oluşan ekibimle birlikte icat ettiğim yeni bir enerji depolama yöntemi. | TED | و هو شكل جديد لتخزين الطاقة قمت بابتكاره في معهد ماساتشوستس للتقنية جنباً إلى جنب مع فريق من تلامذتي و علماء و باحثين. |
Sürekli çalışan öğrencilerim var, kendilerini okula adayanlar. | Open Subtitles | لدي طلاب بصفي يعملون طوال الوقت لينجحوا بالمدرسة |
Gördün, sınıfta bile değiliz, ve öğrencilerim hala benden kaçıyor. | Open Subtitles | أترى، لسنا حتى في محاضرة ولا يزال طلابي يتهربون مني |
Bir inceleme grubum var. Daha çok ilgili öğrencilerim için. | Open Subtitles | حسنا ، أنا عندي مجموعة دراسية لبعض طلابي الاكثر إندفاعا |
Bu gece 9-10 arası özel ders verdiğim öğrencilerim ingilizce... . | Open Subtitles | طلابي الخصوصي يأتون إلى هنا الليلة بين الساعة 9 و 10 |
öğrencilerim her yıl, örnek adaletsizlik incelemesi olarak Güney Afrika’daki ırkçılığın tarihi üzerine çalışır. | TED | كل عام، يدرس طلابي تاريخ العنصرية بإفريقيا كدراسة حالة للظلم. |
öğrencilerim bu infografikleri yılsonunda körfezdeki petrol akışına cevap olarak yaptığımız bir ünite için hazırlamışlardı. | TED | لقد صنع طلابي هذه المعلومات كنتيجة لما قررنا ان نقوم به في نهاية العام في خصوص التسرب النفطي |
öğrencilerim bana sık sık sorarlar: "Soyoloji nedir?" | TED | طلابي يسألونى في العادة ، ما هو علم الاجتماع ؟ |
öğrencilerim ciddi ciddi, koruma bulmamı önerir olmuştu. | TED | وقال طلابي انني يجب بجدية حقا ان افكر بالحصول على بعض الحماية. |
Kadın: öğrencilerim bu girişiminden dolayı çok mutluyum | TED | امراءة:أنا سعيدة جداً أن تلاميذي قاموا بهذه الحملة. |
Niye sadece benim mükemmel öğrencilerim değil ? ! | Open Subtitles | لماذا لا يكونون تلاميذي الذين أحبهم كثيراً قادرين على ذلك لوحدهم؟ |
Bu kaderden yalnızca benim öğrencilerim kurtuldu. | TED | كان تلامذتي المستثنين الوحيدين من هذا الامر. |
Yine burasıydı, öğrencilerim vardı böyle maymun gibi bağırırlarken bana küfrediyorlardı. | Open Subtitles | بهذه القاعة كانوا لدي طلاب حسناً, قرود مثل نوعه يطلقون علي بكلمة الـ سي |
Bütün öğrencilerim de sana mutluluklar diledi. | Open Subtitles | كل طلابى قطعوا على وعداً أن أبلغك تمنياتهم لك بالتوفيق أيضاً. |
O zaman öğrencilerim bunu ilk öğrendiklerinde, neden bu kadar nefret ettiler? | TED | فعندما كان طلبتي يدرسون هذا لأول مرة ، لماذا كرهوا المادة بهذه الصورة ؟ |
öğrencilerim arasında 13 yaşında rehabilitasyona gitmiş çocuklar var. | Open Subtitles | كان لدي تلاميذ في الـ13 سنة أغلبهم قد بدأ بالإدمان من الآن |
Bunun tehlikesi ise şu; öğrencilerim üniversiteden kendilerine oldukça benzeyen sadece birkaç arkadaşla ayrılma riski altındalar. | TED | الان الخطر هذا لطلابي في أنهم معرضون للخطر مغادرة الجامعة مع عدد قليل من الأفراد الذين يشبهونهم تمامًا. |
öğrencilerim yardım etti. İkinci sınıf öğretmeniyim. | Open Subtitles | ساعدنى تلاميذى على اعداده فأنا ادرس الصف الثانى |
Küçük öğrencilerim, Kitty ve Minnie, tatlı kızlar. | Open Subtitles | طالبتاي كيتي وميمي جيدتان |
Kontratımın daha yarısı doldu, eğitmem gereken öğrencilerim var, sen varsın. | Open Subtitles | فلم أنهي عقدي بعد ولديّ طلبة لأعلمهم, وهناك أنت |