Paul Barnwell adlı lise öğretmeni tarafından yazılan bir eser. | TED | وقد كتبت من قبل معلم مدرسة ثانوية يدعى بول بارنويل. |
Amerika'da Vatandaşlık Bilgisi öğretmeni ve uygulayıcısıyım. | TED | أنا معلم وممارس للتربية المدنية في الولايات المتحدة. |
Bu ise sınıf mevcudunun 1/3 oranında azalması kadar güçlüdür ya da vasat bir öğretmeni harika bir öğretmenle değiştirmek kadar. | TED | وهذا يعادل خفض عدد تلاميذ الفصول بالثلث أو تعويض أستاذ متوسط لفصل ما بآخر ممتاز. |
Bu yüzden bir sınıf öğretmeni olarak her zaman saniyelik kararlar vermek zorundayım. | TED | كأي معلّم فصل دراسي، يتعينُ عليّ اتخاذ قرارات لحظية طوال الوقت. |
O ingilizce öğretmeni deli gibi Kim Hye Jin'in babasını arıyor. | Open Subtitles | معلّمة الإنجليزية تبحث عن والد كيم هي جين بجنون |
Öğrencisinden çocuğu olan şu öğretmeni hatırlıyor musun? | Open Subtitles | اتعرف المعلمة التي حملت بطفل من طالب عندها؟ |
Ancak alt tarafı bir okul öğretmeni. O maaşla başka ne beklersin ki? | Open Subtitles | ومع هذا، إنه معلم مدرسة وبذاك الراتب ماذا تتوقع أن ترى؟ |
Sert davranan, sınıfta alıkoyan matematik öğretmeni hakkında bir hikaye. | Open Subtitles | قصة عن معلم الرياضيات الذى كان يقسو عليك الذى كان يبقيك بعد الصف |
Yazan Nancy Goldruff, 1989'da eski bir anaokulu öğretmeni. | Open Subtitles | خلق بطوق نانسى الذهبى معلم روضة الاطفال السابق فى 1989 |
Kendimi keşfetme yolumda bir öğretmeni incittim ve bu yazı bir basamak olarak sunulsa bile ona yaptığım şeyi telafi etmenin bir yolu olamaz. | Open Subtitles | معلم واثق تأذى بسبب طريقتي في إكتشاف الذات ومع ذلك, فتلك المقالة قد تعمل خطوة وهو من المستحيل أن يعوض عن مافعلته له |
Okuldan biri biyoloji öğretmeni, Terry- Terry'le hiç tanıştın mı? | Open Subtitles | احد الرجال في المدرسة معلم بيولوجيا ، اسمه تيري -اممم؟ |
Sana söylemiş olduğum gibi, mezuniyetimden sonra yerel liseye matematik öğretmeni olarak başladım. | Open Subtitles | وقالت لك مسبقا انه بعد تخرجي.. .. انضممت إلى مدرسة محلية كمدرس حساب.. |
Aslında Üniversite'de okumak ve İngilizce öğretmeni olmak istedim Virginia Üniversitesi'nde. | Open Subtitles | في الواقع ذهبت إلي الجامعة لأكون مدرسة الإنجليزية في جامعة فرجينيا |
Sömestrde sürekli bir Edebiyat öğretmeni bulacağız. | Open Subtitles | سنجد أستاذ لغة إنكليزية دائم خلال العطلة |
Tahminen başka bir fen öğretmeni bulmalıyız. | Open Subtitles | إحسبْ نحن يَجِبُ أَنْ نَجِدَ معلّم العِلْمِ الآخرِ. |
Annem, piyano öğretmeni. Babam, orkestra şefiydi. | Open Subtitles | أمي كانت معلّمة بيانو وأبي كان قائد فرقة موسيقية |
Angel, senden bana delik açmayı öğretmeni istemedim. Kılıcı saplamayı zaten biliyorum. | Open Subtitles | أنا لم أطلب منك أن تعلمني كيفية التفادي، فأنا أعلمه مسبقا |
öğretmeni yarından itibaren kalmamı yasakladı. | Open Subtitles | و, انت تعلم، معلمتها قالت بانه بداية من الغد ليس مسموحاً لي بالبقاء اكثر |
Pazıları beyninden büyük olan jimnastik öğretmeni Igor'u unuttun. | Open Subtitles | عدا ايجور مدرب اللياقة عضلاته اكبر من عقله |
Söylesene, bir okul öğretmeni yaz tatilinde ne tür bir toplantıya gitmek zorundadır? | Open Subtitles | اخبريني، أي اجتماع يجب أن تذهب إليه أستاذة بالمدرسة في الأجازة الصيفية؟ |
Evet, benim için söylemesi zor çünkü hiç müzik eğitimi almadım fakat öğretmeni onun gerçekten yetenekli olduğunu düşünüyor. | Open Subtitles | يَصعُبُ أن أقرر لأنني لست مثقفا موسيقيا جيدا لكن معلمها يعتقد أنها موهوبة |
öğretmeni de erkekler tuvaletinden uzak durmasını söylemişti. | TED | كما أن المدرس قد أمرها مسبقاً بالإبتعاد عن حمام الفتيان. |
Kallikuppam, Yeni Delhi'deki kontrol grubumla beraber eğitimli bir biyoteknoloji öğretmeni olan özel bir okul seviyesini yakaladı. | TED | كالكوبم التحقت بمستوى مدرستي في نيو دلهي مدرسة للأغنياء بها استاذ علوم احياء متدرب. |
Peki ya beden eğitimi öğretmeni idiyse? | Open Subtitles | ولكن, ماذا لو كانت مُعلمة العاب رياضية ؟ |
öğretmeni onu bahçede otururken gördüğünü söyledi. | Open Subtitles | معلمته قالت أنكِ رأيتهِ جالسًا على الدكّة |