Biri bana saha çalışmasında anında karar vermenin çok önemli olduğunu öğretmişti. | Open Subtitles | لقد علمني أُستاذي أن سرعة التصرف هو مفتاح النجاح في عملنا الميداني |
Buraya ilk geldiğimde bana Fransızca öğretmişti, ben de ona İngilizce öğretmiştim. | Open Subtitles | لقد علمني اللغة الفرنسية عندما أتيت إلى هنا وأنا علمته اللغة الانجليزية |
Briç oynamayı öğretmişti. | Open Subtitles | لقد علمتني كيف ألعب لعبة البريدج و علمتني بعض خطوات التانجو الراقية |
Kardeşim bu şifreyi bana 15 yıl önce öğretmişti. Nasıl öğrendiğini bilmiyordum. | Open Subtitles | أخي علّمني هذه الشفرة منذ 15 عامًا لم أعرف قطّ أين تعلّمها. |
O küçük kız bana nasıl tampon kullanacağımı öğretmişti. | Open Subtitles | تلك الطفلة علّمتني كيفية استعمال الخواتم المطاطية. |
Bunu yaparsınız çünkü 27 yıl önce bir hava kuvvetleri astsubayı bunu bana öğretmişti. | TED | وانا اقوم بهذا لانه منذ 27 عاماً علمني ضابط قوات مجوقلة ان اقوم بذلك |
Fark ettim ki, bütün o titremeler, aslında bana bir şey öğretmişti: Hayatta, mutluluğa giden kısa yol yok. | TED | وأدركت أن كل هذا الارتجاف قد علمني شيئًا: في الحياة، لا توجد طريقة مختصرة للمتعة. |
Büyük babam bana gördüğüm tüm yüzlere dikkat etmeyi ve onları merak etmeyi seçebileceğimi öğretmişti. | TED | علمني جدي أنني أستطيع اختيار رؤية كل الوجوه التي أُقابلها وأتساءل عنهم. |
En son bu kadar mutlu olduğumda Noel zamanıydı, yedi yaşındaydım ve babam bana kardan melek yapmayı öğretmişti. | Open Subtitles | في الحقيقة ، لم أكن بهذه السعادة منذ عيد الميلاد عندما كنت بسن السابعة عندما والدي علمني طريقة صنع ملاك من الثلج |
Evet. 13 yaşımdayken bana ilaçlama uçağıyla uçmayı öğretmişti. | Open Subtitles | ..نعم . تقول الرجل الذي علمني , ان اطير بطائرة رش المبيدات عنما كنت في الثالثة عشر |
Bana ayrıca bir birayı bir dikişte nasıl bitireceğimi de öğretmişti. | Open Subtitles | علمني أيضاً كيف أحتسي الجعة في جرعة واحدة |
Bunun için minnettardım, çünkü karım bana yeniden hissedebilmeyi öğretmişti, hissettiğim şey acı olsa bile. | Open Subtitles | كنت شاكراً لزوجتي أنها علمتني كيف أشعر من جديد حتى ولو كان ذلك الشعور هو الألم |
Annem bana, ne olursa olsun sadık kalmayı öğretmişti. | Open Subtitles | والدتي علمتني أن أكون مخلصا دوما، مهما حدث |
Bana barışa giden yolun tepkiden değil etkiden geçtiğini öğretmişti. | Open Subtitles | علمتني الطريق الناجح الي السلام المبني علي سياسه الفعل و ليس رد الفعل |
Babam bana bunu park alanında nasıl sürüleceğini öğretmişti, | Open Subtitles | أبّي علّمني كيفية قيادتها في موقف سيارات مركز التسوّق |
Bu şarkıyı babam öğretmişti bana, ayrıca bolca parlak hediye vermişti. | Open Subtitles | أبّي علّمني تلك الأغنية. أعطاني الكثير من الهدايا المُشرقة. |
Bana bunu deden öğretmişti; şimdi de ben sana öğretiyorum. | Open Subtitles | جدّي هو من علّمني هذا، وأنا أعلمك إيّاه بدوري. |
Bana dans etmeyi öğretmişti. | Open Subtitles | علّمتني كيف أرقص في الغرفة الأمامية. |
Babam da bana mızıka çalmayı öğretmişti. | Open Subtitles | وعلمني جدي العزف على الهارمونيكا، إستمعي. |
Semt köpeği bana burada nasıl hayatta kalınacağını öğretmişti. | Open Subtitles | لوك دوغ كان يريد ان يعلمني كيف اعيش في الحي |
Zor bir servisti. Bana şampiyonlardan biri öğretmişti. | Open Subtitles | أنه صعب أحد أبطال لعبة قام بتعليمي ذلك |
Yani, baban Andy'ye de çalmasını öğretmişti? | Open Subtitles | وعلمت عندها ان والدك علّم اندي العزف ايضاً |
İçi pamukla dolu olan bir oyuncak bana bir yerlerde ancak bir çocuk tarafından sevilirsem hayatın yaşamaya değer olacağını öğretmişti. | Open Subtitles | اخبرنى ذات مرة فى مكان ما علمتنى دمية محشوة حكمة ان الحياة جميلة امامك اذا كنت محبوبا من طفل |
Bana, dostlarımla samimi olmamı, Ama düşmanlarımla daha samimi olmam gerektiğini öğretmişti. | Open Subtitles | علمنى هذة الحكمة " ابق أصدقائك بقربك و أعدائك على مقربة أكثر" |
Rusya'da bir deyim vardır, bize annemiz öğretmişti. | Open Subtitles | هناك مثل في "روسيا" علّمتنا أمّنا إياه. |