Fakir bir ailenin gün eşitliği zamanında doğmuş ve öksüz kalmış çocuğu. | Open Subtitles | . انه يتيم . بإبوةٍ متواضعة . تربي علي العدل |
öksüz olarak bir Arjantin madeninde çalışarak mühendisliği öğrendi. | Open Subtitles | يتيم, عمل فى منجم ماس ارجنتينى درس الهندسة |
Whitmore, bir başkandan çok öksüz bir çocuk olan Oliver'a benziyor ve şöyle diyor: | Open Subtitles | و يبدو كالطفل أوليفر اليتيم الذى يطلب نقودا من المارة |
Zavallı öksüz bir çocuğa yaptıkları iyilikleri düşünmek onları nasıl da memnun ediyor. | Open Subtitles | كان يمتعهم التفكير في مدى لطفهم للطفله المسكينه اليتيمة. |
Yeteneksiz bir kötüyü alt etmek üç dahi öksüz için sıradan bir iş olabilir. | Open Subtitles | فوز بالورقة الرابحة . يبدو فى عمل اليوم لثلاثة أيتام مبدعين |
Kenya'daki öksüz çocuklar, Chicago'daki evlatlık çocuklar ve Malawi'deki hamile kadınlar. | TED | عملاؤهم أطفال يتامى في كينيا أطفال يتم رعايتهم في شيكاغو سيدات حوامل في مالاوى. |
Sen olduğun sürece bir çocuk, nasıl öksüz kalabilir? | Open Subtitles | كيف يمكن لأحد أن يكون يتيما طالما انت هنا؟ |
Yeteneksiz bir kötüyü alt etmek üç dahi öksüz için sıradan bir iş olabilir. | Open Subtitles | بدا أن الأيتام يسبقون الكونت بخطوة بالذكاء |
Bir hata yaparak başka bir küçük kızı öksüz bırakma korkusunu aşamıyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع التغلّب على الخوف الذي يشدني وأجعل فتاة صغيرة أخرى يتيمة |
Babanın ölümünden sonra öksüz kaldın. Sonra ne oldu? | Open Subtitles | بعد وفاه والدك اصبحت يتيمه ماذا حدث بعد ذلك ؟ |
Ben Zhen Li, öksüz Basketbolcu Fang Shijie'nin menajeriyim. | Open Subtitles | أنا زين لي، وكيل يتيم كرة السلة، فانج شيجي. |
Benim çocuğum bile değil. öksüz. Cinayete kurban giden bir dostumun çocuğu. | Open Subtitles | إنه ليس حتى إبني , إنه يتيم والده عرض نفسه للقتل |
Tamam, muhtemelen duygusal olarak dengesiz olduğundan ama aynı zamanda zavallı bir öksüz. | Open Subtitles | أعترف أنه مضطرب عاطفياً كما يُشاع. لكنه أيضاً يتيم عاثر الحظ. |
Doğru dedin aslanım. Vampirler seni öksüz bıraktı. | Open Subtitles | ذلك صحيح يا بطل مصاصي الدماء جعلوا منك يتيم |
Gidebileceği bir yer yok. öksüz gibi. | Open Subtitles | ليس لديه أي مكان للذهاب, انه يشبه اليتيم |
O öldü ve şimdi herkes bana vurup şöyle diyor, "kapa çeneni, öksüz!" | Open Subtitles | بعد أن مات، كل شخص يضربني . ويقول ، إخرس أيها اليتيم |
Ve çocuk ıslahevinde yeni çıkmış öksüz hücre arkadaşından daha iyi kim olabilir? | Open Subtitles | ومن أنسب من زميلتها اليتيمة بالزنزانة الخارجة مؤخراً من سجن الأحداث؟ |
Islah evinden yeni çıkan öksüz eski hücre arkadaşından daha iyi kim olabilirdi ki? | Open Subtitles | ومن أنسب من زميلتها اليتيمة بالزنزانة الخارجة مؤخراً من سجن الأحداث؟ |
Babam gittiğinden beri öksüz kaldık ama şu an daha da büyük sorunlarım var. | Open Subtitles | نحن عملياً أيتام منذ أن رحل أبي لكن الآن حصلت على مشكلات أكبر. |
Dinle Sue, öksüz kualaların barınağında kurdele kesme törenine katılacaktım ama geçen gün kızım Chloe'nin internette bir şeye güldüğünü duydum ve videonu gördüm. | Open Subtitles | اسمعي يا سو , لقد تحضرت لمراسم قص الشريط لمحمية يتامى الكوالا و لكنني سمعت ابنتي كلوي تضحك على شيء |
Her iki ebeveyni de ölen Hz. Muhammed yapayalnız kalarak, 6 yaşında hem öksüz, hem de yetim kalmıştır. | Open Subtitles | مع موت والديه الآن اصبح محمد وحيد في الدنيا يتيما بسن ست سنوات |
Burada 20 öksüz çocuk vardı ve 20 si de kayıp. | Open Subtitles | هناك عشرون طفل يَعِيشونَ في ملجأِ الأيتام هذا لقد ضاع العشرون جميعهم |
Mahkemede vesayetinin ondan alınması teklif edildi. Kızınız öksüz kalacak. | Open Subtitles | المحكمة قررت انها لن تكون تحت وصايته , ستكون يتيمة |
O, öksüz kıza biraz hoş görülü olmalısın. Ben öyleyim. | Open Subtitles | أعرف أنه يجب علي أرخي معها قليلاً لأنها يتيمه , وأنا فعلا مرخيه |
Benim gibi öksüz piçler için seninki gibi bir babaya bile sahip olmak harika olurdu, sikik. | Open Subtitles | من أجل الأوغاد اليتامى مثلى. حتى وجود أب مثل ذلك سيكون رائعاً. أيها المغفل. |
İkinci kez öksüz kaldı. | Open Subtitles | تيتّم للمرّة الثانية لقد فقد أمّه المتبنّية للتّو |
Sandığın üzerine öksüz, sandığın üzerine. | Open Subtitles | أجلس فوق الصندوق , يا فتى الأصلاحيه. أجلس فوق الصندوق. |
Sizi öksüz çocuk hastanesinin açılışı için tebrik edecekmişim. | Open Subtitles | المفرض اقول لكى مبروك على افتتاح مستشفى الايتام ياله من رائع تخصيصها لهم |
Amcasının kızıyla evlenmek istediğinde, öksüz olmasının verdiği düşük mertebe yüzünden reddedilmiştir. | Open Subtitles | عندما طلب من عمه يد ابنته لقد رُفض بسبب منزلتة المتواضعة كيتيم |
Burada 20 öksüz çocuk vardı ve 20 si de kayıp. | Open Subtitles | هناك عشرون طفل بشكل مباشر في هذا الملجأ للأيتام. كل عشرون منهم له مضيع |