"öldürüyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

• قتل
• يقتلني
• بقتل
• تقتلني
• يقتله
• يقتلهم
• يقتلك
• يقتلها
• ويقتل
• يقتلنا
• يقتلنى
• تقتلك
• يَقْتلُ
• تؤلمني
• تقتلنا

Siktiğimin hasta ruhlu bir herifi polisleri öldürüyor ve bu daha sadece başlangıç.
ثمّة معتوهٌ آخذ في قتل الشرطيين، وهو قد بدأ في ذلك لتوّه فحسب.

- Mr. Gigglesworth! Onu öldürüyor baba! - Bir problem daha.
لقد قتل مستر جيجلسورث يا أبي ومشكلة بدأت , أنا أسف

Heyecan beni öldürüyor, onun için bunu bir an önce yapalım.
وأنا لا أعرف بشأنكم جميعاً ولكن التشويق يقتلني لذا لنعجل بالأمر

Buradaki güneş ışığı beni öldürüyor. Hadi bara gidelim David.
إن نور الشمس هنا يقتلني دعنا نذهب إلى الحانة، ديفيد

Önce düşmanını öldürüyor ve sonra evine gidip kasaya giriyor ve ailenin mücevherlerini çalıyor.
لذا أولاً قام بقتل خصمه ثم ظهر في المنزل ليكسر الخزنة ويسرق مجوهرات العائلة

Kıl payı ha! Hani bu şey beni öldürüyor muydu?
يا الهي ان لم تقتلني هذه فمن يقدر على قتلي؟

Beni tanımanız ya da arkadaşım olmanız yeterli. Birinin beni tanıdığından şüphelenirse onları hemen öldürüyor.
يكفي أن تعرفني وأن تكون صديقي إن ظن أنّ أحدهم يعرفني؛ يقتله

Onların masum olmadıklarına kendini ikna ettiği zaman onları öldürüyor..
و عندما لم يعد بالإمكان أن يقنع نفسه ببراءتهم، يقتلهم

Şu an yaptığınız şey, tam şu an yaptığınız şey sizi öldürüyor.
ما تفعله، الآن، في هذه اللحظة بالذات، يقتلك.

İçgüdüm diyor ki, bunlardan birisi diğerlerini öldürüyor böylece parayı kendisine saklayacak.
حدسي هو ان واحداً منهم قتل زملائه السابقين حتى يُـبقي المال لنفسه

Bu cibinliklerin ısırıklardan koruduğunu biliyoruz fakat sivrisinekleri minimal derecede öldürüyor.
نعرف الآن أن هذه الناموسيات تقوم بحمايتنا من اللدغات ولكنها ليست فعالة في قتل الناموس كما ينبغي.

Çok sınırlıyız -- LT: Sadece onunla olmak bile ruhumu öldürüyor.
لدينا وقت محدد جدا-- ليلي توملين: يقتلني مجرد أن أكون برفقتها.

Evet, bir dişçiye görünmeliyim. Bu beni öldürüyor.
أجل، عليّ مقابلة طبيب أسنان، الألم يقتلني.

Karnım ağrıyor, boynum beni öldürüyor. Döndüremiyorum.
معدتي تؤلمني, عنقي يقتلني لا أستطيع إدارته

Hiçbir şey olmuyor ve sonra hiç nedensiz kendini öldürüyor.
لا شيء يحدث و بعد كل ذلك و بدون أي سبب ، تقوم بقتل نفسها

Bu tabanlıklar beni öldürüyor.
هذه الدعائم المثبتة للقوس تقتلني تناول قرصاً من الأسبرين

Ama çocuğun içine her ne koydularsa, Violet, bu onu öldürüyor.
لكن مهما كان الذي وضعوه في الطفلِ، فايلوت، فإنه يقتله.

Yani eline fırsat geçtikçe rastgele öldürüyor mu yoksa bir metodu mu var?
أقصد , هل يقتلهم فقط حين تسنح له الفرصة أم إنه يستخدم طريقة ما ؟

Ve onlara bu sevgiyi senin değil benim vermem seni öldürüyor.
وما يقتلك انني استطيع منحهم الحب وانت لا تستطيع

O yüzden senin gibi birini gördüğü zaman, köle olmak için can atan birini bu Max'i içten içe öldürüyor.
لذا عندما ترى شخص مثلك، متحمس ليكون عبداً، يريد ذلك فهذا يقتلها من الداخل

Onu içeri tıktım. Deprem yüzünden kaçtı ve yine öldürüyor.
أوردته للسجن، لكنّه بسبب الزلزال صار طليقًا ويقتل من جديد.

Bizi teker teker öldürüyor. Eğer yaşamak istiyorsan, beni dinlemek zorundasın.
إنَّهُ يقتلنا واحداً تلوَ الآخر إن أردتَ العيش فعليكَ الإستماع إلي

Laurie'ninse dışarıdan benden başka herkese onu vermeye çalışması beni öldürüyor.
وهذا يقتلنى ان لورى بالخارج تحاول اعطائها لأى شخص ,ماعدا أنا

- Seni uyuşturucuyla zehirliyor. - Seni aşırı dozla öldürüyor.
إنّها تخدّرك، إنّها تقتلك بإعطائك جرعة زائدة

Yani sizce, GD bilim adamları birbirlerini fazla ödenekli araştırmalar için mi öldürüyor?
لذا تَعتقدُ أن علماء جي. دي يَقْتلُ بعضهم البعض لأجل منح البحوث ؟

Hayvan ürünlerini yeterli beslenme için tüketmiyoruz, garip bir tür kötü beslenmeye sahip olmak için tüketiyoruz, ve bu bizi öldürüyor.
نحن لا نأكل المنتجات الحيوانية لتغذية كافية، نحن نأكلها لنصاب بشكل سيئ من سوء التغذية، وهي تقتلنا.